English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Two of them

Two of them tradutor Turco

4,336 parallel translation
Once again, two of them less!
İki tanesi daha eksildi!
There's two of them.
İki kişiler.
And unless I'm wrong, the two of them are about to embark on a crime spree with lots of violence, glamour and car chases, and it isn't just the man shooting the guns.
Ve yanılmıyorsam, ikisi şiddet dolu büyüleyici ve araba kovalamalı bir suç çılgınlığına girişmek üzereler. Ve ateş eden tek kişi erkek değil.
If I weren't looking after the two of them, I would have retired long ago.
İkisiyle ilgilenmem gerekmeseydi çoktan emekli olurdum.
If he is, then it seems I have two of them.
Öyleyse, iki tane babam var demektir.
- Two of them.
- İki etti.
I think the two of them are about to embark on a crime spree.
İkisi şiddet dolu bir suç çılgınlığına girişmek üzereler.
I was entering fingerprint exemplars from the victims in the house to exclude them, then two of them popped on AFIS.
Evdeki kurbanlarımızın parmak izi örneklerini elemek için sisteme girerken, iki tanesi Parmak İzi Sisteminde bulundu.
Scarlett gave it to him so that the two of them could go into business together.
Scarlett ona beraber bir işe girebilmeleri için verdi.
The two of them always left together.
İkisi hep birlikte çıkarmış.
Reality isn't idealistic, and when the two of them run into each other, only one gets hurt.
Gerçek, idealist değildir,... ve ne zaman onlardan ikisi karşılaşsa yalnızca biri zarar görür.
And I know he's got a history with Tansy, and everything, but the way I see it, if things wouldn't have ended the way they did with the two of them, then I... I never would've had a chance to date your sister.
Tansy ile bir geçmişi olduğunu biliyorum, ama bana kalırsa, eğer aralarındaki şey bir şekilde yürümüş olsaydı, o zaman kız kardeşinizle çıkmak için hiç şansım olmazdı.
But I'm thinking of emancipating two of them early.
Ama ikisini erkenden evden salmayı düşünüyorum.
I need to note which one of those is correct, because I sound like a horse's ass when I alternate between the two of them.
Bunların hangisinin doğru olduğunu not almam lazım çünkü ikisi arasında gittiğimde kulağa at kıçı gibi geliyorum.
And I've been here longer than any of you, and in all those years, there's been maybe 20 apprentices die, and only two of them were accidents.
Burada hepinizden fazla kaldım ben. Bunca yıl boyunca belki 20 çırak öldü ve sadece ikisi kazaydı.
So the two of them are forever apart.
Yani ikisi, ayrı sonsuza dek
- Two of them have died.
İkisi daha öldü.
Great. Now there's two of them.
Mükemmel, şimdi de onlardan iki tane var.
It is when two of them are on a date.
İkisi çıkıyorlarsa öyle.
I followed up on all three cases and it turns out that Michael Noshimuri was a suspect in two of them.
Üç davayı da inceledim ve iki olayda şüpheli Michael Noshimuri'ymiş.
You never change your hobbies, and Michael had two of them... sailing and hockey.
Hobiler asla değişmez. Michael'ın iki tane varmış. Tekneler ve hokey.
I just lost two of them outside of town.
Az önce iki tanesine izimi kaybettirdim.
I need two of them.
İki ajana ihtiyacım var.
All right, that'll be 34.99 for the two of them.
Pekala, ikisi toplam 34,99 ediyor.
I have two of them, from a surgery I had to correct misshapen cartilage I was born with.
Doğuştan eksik olan kıkırdağımı düzeltmek için olduğum bir ameliyattan kalma.
Ireckon between the two of them, it's how come I survived it.
Sanırım o iki adam sayesinde sağ salim kurtuldum.
I captured two of them.
İki tanesini esir aldım.
And if that's not enough to scare your testicles back into your stomach, try to remember that two of them combine bodies to form one giant Alpha.
Eğer bu korkudan testislerinin midene yapışmasına yetmiyorsa iki tanesinin birleşip dev bir Alfa olduğunu hatırla.
I dated seven of them. Uh, two of them were unbearable, four of them vanished as soon as they heard that I ran a bar.
İki tanesi dayanılmazdı, dört tanesi de bir bar işlettiğimi duyar duymaz ortalıktan kayboldu.
Throw in two of them back there.
Şu arkadaki ikiliyi ver.
Two of them?
İki taneler mi?
The two of them are like family so they eat and sleep together
Beraber yiyip beraber uyuyorlar.
And, while the two of us would normally work a pair like them together, he went off and hired some goon to take his spot!
Ve, süre ikimiz normalde onlar gibi bir çift çalışma birlikte, o gitti ve bazı kiralık katil tuttu onun yerinde almak!
Francine! Quit playing around with your friend. It's down to two kids, and one of them is Steve.
Arkadaşınla oyun oynamayı bırak iki çocuk kaldı biri Steve.
Two little twin girls come out of the woods, start asking me to play with them forever and ever, I'm not gonna be surprised.
İki küçük ikiz kız kardeş ormandan çıkıp sonsuza kadar onlarla oynamamı istemeye başlarsa hiç şaşırmam şu anda.
If the wind is with them, wolves can track a scent by a distance of two Miles, which means we can draw them to us...
Eğer rüzgâr doğru yönden esiyorsa kurtlar üç kilometre uzaklıktaki bir kokunun izini sürebilirler.
Two, abilities- - strong, sonic hearing, fast, some of them can even fly.
İki, yetenekleri güçlüler, en ufak sesleri duyabilirler ve hızlılar. Bazıları uçabiliyor bile.
At a Pentagon briefing here this evening, we were shown pictures taken by a high-flying U-2 plane of two types of missiles, some of them already installed in Cuba and pointed at the US heartland.
Bu akşamki Pentagon toplantısında U-2 casus uçaklarımız tarafından çekilen iki türde füzelerin fotoğrafları gösterildi. Birkaçı çoktan Küba'ya kurulmuş ve Birleşik Devletlerin merkezine doğrultulmuş.
If someone in your family likes to enjoy heady stuff.. Then I can get two sacks full of them.
Eğer ailende kafa yapıcı şeyler isteyen olursa onu hemen ayarlayabilirim.
♪ if I show you then I know you won't tell what I said ♪ ♪'cause two can keep a secret if one of them is dead ♪
Çeviri : monesprit
One of them was shot 11 times, including once to the back of the head, just like our two victims.
Biri 11 kez vurulmuş, biri başının arkasından olmak üzere, tıpkı diğer iki kurban gibi.
I skipped my last two classes, but I'm getting A's in both of them.
Son iki dersten kaçtım ama ikisinden de A alıyorum.
Two of them staning right here in this room.
İkisi şu an bu odada duruyor.
Wondering if they were carried out, or maybe if one of them managed to find enough strength to push themselves up off the floor and walk out, leaving the two of us standing here to answer the all-important question.
Taşındı mı yoksa biri onları kendine getirebilecek gücü bulup bizi bu önemli soruları cevaplamakla baş başa bırakarak onları buradan sağ bir şekilde mi götürdü merak ediyorum.
Well, the thing is it only has two bedrooms, and e-Kat really needs one of them for her pilates machine.
Sorun şu ki sadece iki yatak odası var ve Ekat'in birine pilates makinesini koyması gerekiyor.
Two of them are moles.
- Onların ikisi et beni!
Will we take them back by the two of us?
Sanırım sen ve ben dövüşeceğiz.
Two of the doubles I programmed shot themselves because I told them to.
Benim programladığım iki dublör, ben istedim diye kendilerini vurdular.
♪'cause two can keep a secret if one of them is dead. ♪ 4x06 Under the Gun
Çeviri : monesprit
♪'cause two can keep a secret ♪ ♪ if one of them is dead
Çeviri : monesprit
You know, the process of distillation is the separating of two substances by pushing them into their different volatile states.
Biliyorsunuz, damıtma işlemi iki maddenin farklı buharlaşma noktalarından yararlanılarak birbirinden ayrılması oluyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]