English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ U ] / Unfortunately for me

Unfortunately for me tradutor Turco

114 parallel translation
Unfortunately for me you haven't taken off your last piece of clothing You low-down cheap rogue, you...
En bahtsızım ki... tüm elbiselerini çıkaramadan müdahil oldum seni sapık...
And hey, I'm no different from the others but unfortunately for me most of the really big charitable organizations are already spoken for.
Benim de kimseden bir farkım yok ama benim durumumda maalesef büyük hayır kurumlarının çoğu temsil edildi.
I reside now on Kora ll where l boarded a freighter which, unfortunately for me, came here.
Şu anda yük gemisine bindiğim Kora ll'de oturuyorum. Ne yazık ki, beni buraya getirdi.
THERE'S NOTHING I'D RATHER DO THAN SPEND AN EVENING WITH THE MAYOR'S WIFE, BUT UNFORTUNATELY FOR ME,
O akşam, Başkanın eşiyle vakit geçirmeyi çok isterdim ama ne yazık ki New York'un en seksi erkeği olarak zaten bir partnerim var.
Unfortunately for me, the best back in in the state was Tucker Frederickson.
Maalesef, eyaletteki en iyi geri oyuncu Fredrickson'du.
Well, you may get in my bed, if you please, Ms. Potter but unfortunately for me, I'll be here.
İsterseniz yatağıma girebilirsiniz Bayan Potter. Ama ne yazık ki ben burada olacağım.
Unfortunately for me, my interns aren't mammals.
Malesef benim stajyerlerim memeli değil.
Unfortunately for me, I was just coming up to 18.
Talihsiz bir durumdu benim için, henüz 18 yaşındayken askere alındım. " Ne yapmak istersin?
Unfortunately for me, I wasn't in love with Elliot.
Maalesef, ben Elliot'a âşık değildim.
Unfortunately for me, he was also a paraplegic.
Benim için çok kötü bi durum, o da benim gibi felçliydi.
Unfortunately for me, Barely Breathing stopped breathing last week.
Benim için ne yazık ki, güç bela nefes alan.. ... geçen hafta nefes almayı bıraktı.
Unfortunately for me.
Bu da benim talihsizliğim işte.
Unfortunately for me, the plane was hijacked, and I was held hostage in Beirut for four years.
Ve maalesef uçak benim için kaçırılmıştı. Beyrut'ta 4 yıl rehin tutulmuştum.
Unfortunately for me, none of your strengths are playing soccer.
Ne yazık ki hiçbirinizin güçlü yönü futbol oynamak değil.
Unfortunately for you, he acquainted me with all the pertinent facts.
Sizin için çok yazık ama beni tüm gerçeklerden haberdar etti.
Unfortunately, there are not enough years remaining for me to see every madwoman with a royal obsession.
- Ne yazık ki, bir kraliyet saplantısı yüzünden önüme gelen... her deli kadını görecek kadar ömrüm kalmadı.
They tried to bushwhack me, unfortunately for one of them.
Beni de halletmeye çalıştılar ama içlerinden birini temizledim.
Unfortunately, the horse little too big for me.
Maalesef bu at benim için biraz fazla büyük.
Unfortunately, he had time to write a script for me.
Ne yazık ki bana bir senaryo yazmaya vakit buldu.
Unfortunately for you, Madame, one does not escape from me.
Talihsizliğiniz, Madam, benden kaçamazsınız.
However Sara Zeitgeist was waiting for me with new orders, and unfortunately I had no choice.
Ancak Sara Zeitgeist yeni emirlerle beni bekliyordu ve maalesef başka seçeneğim yoktu.
As for me, I've never been loved in any way but madly, unfortunately.
Ne yazık ki ben de sevdim mi delicesine seviyorum.
Unfortunately, Mademoiselle Sarah, for me it was more obvious what what the plays of seduction between you and Monsieur Desmond Lee-Wortley they had been carefully planned.
Üzgünüm, Matmazel Sarah ancak sizinle Mösyö Desmond Lee-Wortley arasındaki flörtleşmeler çok dikkatlice planlanmıştı.
Unfortunately it's never been easy for me.
Ne yazık ki benim için asla kolay olmadı.
Unfortunately, nobody wants to pay me much for any of this.
Kimse bunlar için yüksek fiyat vermek istemiyor.
Unfortunately, there is a time and a place, and indeed, a price for everything, so feel free to call me.
Ne yazık ki, her şeyin bir zamanı ve mekânı var ve elbette, her şeyin de bir fiyatı var. Aramaktan çekinmeyin.
Unfortunately, your place is too far out for me to include it on my map.
Ne yazık ki, sizin eviniz haritama dâhil edemeyeceğim kadar uzak.
Unfortunately, for me, at this point, that is not an option.
Maalesef benim içinde bulunduğum durumda böyle bir seçeneğim yok.
Unfortunately, it took me a while to access it and I sort of forgot to tell you that Claire was looking for you.
Ne yazık ki, araştırma biraz zamanımı aldı ve Claire'in seni aradığını söylemeyi unuttum.
Dimitri would rather dies than to have me reveal this, but unfortunately for you, your hostage is sterile, and worthless.
Dimitri bunu yapmam yerine ölmeyi tercih eder, ama maalesef bu sen olacaksın. Rehinen verimsiz ve değersiz. Bırak onu.
Unfortunately, he just happens to be my boss... editor in chief Daniel Cleaver, and for various slightly unfair reasons... relating to this year's Christmas party... I suspect he does not fantasize about me.
Ne yazık ki, söz konusu kişi patronum yani baş editör Daniel Cleaver ve ben onun bu yılki Noel partisiyle ilgili hayallerinde çeşitli haksız nedenlerle yer almıyorum.
Unfortunately, what I do doesn't Allow me much time for love.
Maalesef, yaptığım şey aşka fazla zaman bırakmıyor.
Professor Starkman told me to tell you that unfortunately he's decided that his sabbatical, which was scheduled for next year, is now effective immediately.
Prof. Starkman size söylememi istedi Maalesef ücretli iznine, gelecek dönem ayrılmaya, karar vermiş.
Unfortunately, for me, at this point, that is not an option.
Ne yazık ki, benim için, bu noktada, bu sözkonusu değil.
Unfortunately, I have just enough for me.
Ne yazık ki bana yetecek kadar var.
Unfortunately, this is as private as it gets for me now.
Ne yazık ki, şu an yalnız kalamayız.
Unfortunately, that's the best time for me to be here.
- Maalesef bu benim için en uygun an.
Unfortunately, having a man leave me for Paris was not foreign to me.
Paris için beni bırakan biriyle olmak, yabancısı olduğum bir şey değildi.
Unfortunately, this is the only address most people have for me.
Maalesef, çoğu insanın bildiği tek adres bu.
So... you call me evil, but unfortunately for you, I'm a necessary evil.
Yani, sen bana kötü diyorsun. Ama ne yazık ki dostum ben gerekli bir kötüyüm.
But, unfortunately, it's going to be difficult for me to get it myself, so perhaps you could ask the people who are listening on that walkie in there if they could get it for me, all right?
Ne yazık ki, tek başıma yapmam çok zor, bu yüzden... Bizi dinlemelerini sağladığın insanlardan yardım istesen iyi olacak. Onlar getirsinler, lütfen.
Unfortunately for both of us, you robbed me of that opportunity.
Ama ikimiz için de bir talihsizlik ki bu fırsatı elimden aldınız.
Unfortunately for Jake, he still had to pass muster with Turk and me, and nothing is quite as daunting as our good guy test.
Maalesef, Jake önce Turk ve benim süzgecimizden geçmeliydi ve bizim iyi adam testimizden daha göz korkutan başka bir şey bulamazdınız.
Yeah, well, unfortunately for you, you're not the first cat to tell me you wasn't the guy I was looking for.
Evet ama ne yazık ki aradığım kişi olmadığını söyleyen ilk adam sen değilsin.
Unfortunately, my Uncle Earl made that decision FOR me.
Malesef amcam Earl benim yerime karar verdi.
Unfortunately for them, I had my horses shod with an identifying mark, which enabled me to track them down.
Ama ne yazık ki atlarımın nalları işaretli olduğundan izlerini sürebildim.
Well, unfortunately, not long enough for me to finish this.
Ne yazık ki bunu bitirmeme yetecek kadar değil.
Unfortunately for you, right now you have to trust me.
Üzgünüm ama Gray, şu anda elin mahkum bana güveneceksin.
Unfortunately, degenerate Mr. Mom over here doesn't work for me.
Ne yazık ki şuradaki yozlaşmış Bay Annecik bana çalışmıyor.
Unfortunately, some new security procedures prevent me from allowing any offworld visits to Atlantis for the time being.
Malesef, bazı yeni güvenlik prosedürleri.. ... şu an için Atlantis'e gezegen dışı ziyaretlere izin vermemi yasaklıyor.
Unfortunately, all bad for me.
Ne yazık ki, hepsi de kötü şeylerdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]