English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Was i right

Was i right tradutor Turco

13,688 parallel translation
I was just doing what was right for my people.
- Halkım için çıkarlı olanı yapıyordum.
I stayed because it was the right thing for my people.
- Kaldım çünkü halkım için doğru olan buydu.
I think that was the one, right?
İstenilen buydu değil mi?
I was right there.
Tam oradaydım.
Oh. God. Should I call my mom right now and ask her if I was molested?
Tanrım, annemi arayıp tacize uğrayıp uğramadığımı sorsam mı?
Uh... Pretty well, I mean, he was right next door for three years...
Gayet iyi tanırdım, üç yıl boyunca yan sınıfımdaydı...
No, I was just in the neighborhood, so I'll catch up with her another time, all right?
Yok, sadece bu taraftan geçiyordum. Başka bir zaman görüşürüm, olur mu?
Right now, you're my lede, and I was wondering...
Şimdilik, ipucum sensin ve merak ediyordum da...
I remember seeing it right when I realized I had no idea where I was going.
Nereye gittiğimi bilmediğimi fark ettiğim anda görmüştüm burayı.
You just did what you thought was right, and I appreciate that.
Az önce doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın ve bunu takdir ediyorum.
I thought what I was doing was right.
Ben doğru bir şey yaptığımı sanmıştım.
Those two years I was in Russia, it was right after the wall came down.
Duvar yıkıldıktan hemen sonra Rusya'da iki yıl geçirdim.
Seems I was right about the limited gene pool.
Sınırlı gen havuzu konusunda haklıymışım gibi.
I think what you did was smart, a little crazy maybe, but... we do what we have to do to survive, right?
Belki biraz uçuktu ama hayatta kalmak için gerekeni yapmalıyız, değil mi?
If I was wrong, A.L.I.E. wouldn't be looking at me right now like I stole her favorite toy.
Yanılsaydım, A.L.I.E. şu an en sevdiği oyuncağını çalmışım gibi bakmazdı bana.
I mean, you picked up a gun and slaughtered an army that was sent to protect us, that had nothing to do with blowing sweet Gina to bits, but, hey, a Grounder's a Grounder, right?
Eline silah alıp, bizi kurtarmak için gönderilen bir orduyu katlettin. Tatlı Gina'yı parçalara ayırmayla alakası olmayan bir orduyu. Ama tüm dünyalılar birdir, değil mi?
I was just seeing how you're doing, you know, making sure everything's all right regarding the van or whatever.
Sadece keyfin nasıl merak ettim, dostum. Minibüs işlerinde falan sıkıntı yok umarım.
Well I was younger, you've got to have the right person.
Gençken olsaydım seni daha iyi anlayabilirdim.
I was wishing I was back at work right now.
Şu an işte olmayı isterdim.
Mom, I was right.
Anne, haklıydım.
I won't be able to tell Mick he was right.
Mick'e haklı olduğunu söyleyemeyeceğim.
If I was to do that to him, that'd be all right with you?
Eğer bunu ona da yapacak olsaydım, seninle yapmamız güzel olur muydu?
I wound my window down, asked her if she was all right.
Arabamın camını indirip, ona iyi olup olmadığını sordum.
I went to see if she was all right.
İyi olup olmadığını görmeye gittim.
He'll see I was right.
Haklı olduğumu görecek.
I was thinking about adding an lfo after the second drop, but... it would be amazing if we could get that right now.
- Evet. İkinci bölümden sonra LFO eklemeyi düşünüyordum ama... Bunu şimdi yapsak harika olur.
I was standing right there.
Ben de oradaydım.
I was just trying to do something right.
- Bir işin hakkını vermeye çalışıyordum.
I was right.
Haklıydım.
- I was right outside.
- Hemen kapının önünde.
I can't help but think that... The reason that Darhk is winning is because I haven't been willing to go far enough and that if I was, if I had, maybe you wouldn't be in here right now.
Darhk'ın şu an kazanıyor olmasının sebebinin aşırıya kaçmamam olduğunu düşünmeden edemiyorum.
I know it was an impossible decision, but you were right.
İmkânsız bir karar vermek zorunda kaldığını biliyorum ama haklıydın.
I spent a lot of time convincing myself that I was--that I was trying to do the right thing, but then, you know, you brought this- - the--the thing with the check in.
Uzun zamandır doğru şeyi yaptığıma dair kendimi ikna etmeye çalışıyordum ama sonra sen de bu çek konusunu açınca...
Listen, I was thinking, what about all the rest of the people at the holiday party, right?
Düşünüyordum da. Ya partideki diğer insanlar ne olacak?
I--I know my head isn't on right, but--but he's my brother, and Laurel, she- - she was like a sister.
Aklımın başında olmadığını da biliyorum ama o benim kardeşim. Laurel da kardeşim gibiydi.
Well, that's what I said, but then he did it, and I was like, "Oh, all right, okay, yeah, kind of."
- Başta ben de öyle dedim ama sonra yaptı. Ben de şöyle tepki verdim : " İyi, güzel.
Master Dick made a judgment call, and I think it was the right one.
Efendi Dick öyle uygun gördü, bence de doğrusunu yaptı.
I'm sorry, you know what? I was doing what I thought was right, like your good friend Hitler.
I i düşünce senin iyi arkadaş hitler gibi, doğru olanı yapıyordu.
All right, not to brag, but I was MVP on the kickball team at my detention center, so...
Ama ı benim tutukevinde Kickball takımında mvp oldu, bu yüzden.
I mean... yes, I jumped the gun, but I think you know that my heart was in the right place.
Sanırım... aceleci davrandım, ama niyetim iyi bir şeyler yapmaktı.
You used this to find me when I was in the Catacombs, right?
Bunu, beni bulmak için kullandın, değil mi?
Right, uh... last time I saw the flag, it was with
Son gördüğümde bayrak Paul Revere'deydi.
I knew I was right about you.
Beni yanıltmayacağını biliyordum.
I looked into the custody case, and Vincent was right.
Velayet davasına baktım ve Vincent doğru söylüyor.
I was diagnosed right after I got the new job.
İşe girdiğim sırada teşhis kondu.
If Christopher was a murderer, I would be dead right now.
Christopher katil olsaydı şimdiye çoktan ölmüş olurdum.
Well, I don't know what he was doing, but that's out there forever, all right?
Onun ne yaptığını bilmiyorum, ama o sonsuza kadar orada, tamam mı?
Okay, I hear what you're saying, but we can both agree Horsin'Around was a good show, right?
Tamam, anlıyorum. Ama anlaşalım, Horsin'Around iyi bir diziydi.
Right here, when I was sixteen.
Tam burada ; 16 yaşındaydım.
You know that it wasn't my intention to have you killed, right? I was a product of divorce too.
Ben de boşanmanın ürünüyüm.
I mean, putting aside the conspiracy theories that this was planned for decades and our government was somehow complicit... Somebody must have approached you, right?
Yani bunun yıllardır planlanan bir şey olduğu ve hükümetin de..... suç ortaklarından biri olduğu komplo teorilerini bir kenara bırakırsak birileri seninle irtibata geçmiştir herhalde?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]