We both do tradutor Turco
1,276 parallel translation
- We both do.
İkimizde istiyoruz.
We both do, and that is never going to change.
İkimiz de seviyoruz, ve bu hiç değişmeyecek.
I hate asking you to do this, we both do but it'll cost us, kill our careers.
Bunu yapmanı istemezdik ama meslek hayatlarımız sona erecek.
We both do our share of that.
O düşünceyi paylaşıyoruz.
Uhm, can we both do this separately?
Bunu ayrı ayrı yapabilirmiyiz. Yani bu adamı tanımıyorum. Evet hepsi böyle söylerler.
We both do whatever the fuck we want, right?
İkimizde ne yapmak istersek yaparız, doğru mu
We both do.
İkimiz de özlüyoruz.
We both do.
İkimiz de seviyoruz.
! - Well, we both do.
- İkimiz de kazandık.
What do you think, Dir. Cho? Both the flat bottoms and "V" bottoms have their advantages, but I think we need to consider everything that Lt. Na pointed out before we decide on the design.
Geminin önü de sivri olursa ön kısma taarruz silahı koyma fikrinden de vazgeçmemiz gerekir.
You give us the code that disarms both bombs, or we do that all over again.
Bize iki bombayı da durduracak şifreyi ver yoksa bütün bunları yeniden yaparız.
Gob, I think we both agree that we would do things your way... if you had a business model.
Gob, senin bir iş planın olsaydı eğer bunu senin yönteminle yapacaktık hani...
All we have to do is ballistics-match the weapon to both victims.
yapmamız gereken teş şey her iki kurbandaki mermilerle birlikte balistik incelemesini yapmak.
That's sexy. We've both got a job to do.
İkimizin de yapması gereken birer işi var.
I thought we could do both.
İkisini de yapabiliriz diye düşünmüştüm.
Since there are so many of us, we have a chance to do more than just put out fires, both literal and figurative.
Burada bir çoğunluk olduğumuza göre, hepimiz ortalığı temizlemekten fazlasını yapabiliriz. Bu, her iki anlamda da geçerli denilebilir.
We both know it had nothing to do with going face-first through a glass door.
İkimizde bunun yüzünü cam kapıya çarpmanla ilgisi olmadığını biliyoruz.
We also both agreed till death do us part.
Aynı zamanda ölüm bizi ayırana dek diye birlikte yemin ettik.
Look, mom, you and I both know that no matter what we do, no matter what happens, dad's not going to let up until he wins. It's just the way he's wired.
Bak anne, ikimiz de ne yaparsak yapalım, ne olursa olsun babamın kazanıncaya kadar pes etmeyeceğini biliyoruz.Bu onun bağlılık anlayışı.
We both know you're the best person to do this
İkimiz de bu işi en iyi senin yapabileceğini biliyoruz.
Because now we're both in Lionel's sights... and what are we gonna do when he gets that key out of the wall?
Çünkü şimdi ikimiz de Lionel'ın gözündeyiz duvardan o anahtarı çıkarttığı zaman ne yapacağız?
But we both know, that when that time comes... you'll do what you think is best.
Ama ikimiz de biliyoruz ki zamanı gelince en iyi şeyi yapacaksın.
Do as I say and we can both get what we want.
Söylediğimi yap, ikimiz de istediğimiz şeyi elde edebilelim.
We both seek to defend our people's way of life, do we not, General?
İki taraf da kendi yaşam biçimlerini korumak istiyor.
We got both the plumbing and the electrical inspectors on for tomorrow tuesday the fire department's coming out, and that should do it, String you'll be on your way.
Elektrik ve su tesisatı için yarın uzmanlar gelecekler. Salı günü de itfaiye geliyor. Bu iş tamamdır String.
But we both know... you do.
Ama ikimiz de biliyoruz ki... biliyorsun.
We should just both go our separate ways and then we'll do just fine.
İkimiz ayrı yollara gidersek iyi oluruz.
No. We both do.
- Hayır, ikimiz de yapıyoruz.
Well, now that you do know, would you think it's possible that Emily, in her psychotic state might have activated both sets of vocal cords so as to achieve the amazing effect we heard captured on your audiotape?
Bildiğiniz bir şeye gelelim. Sizce Emily, psikoz yaşarken her iki ses teli grubunu aynı anda çalıştırmış, böylece teybinizdeki şaşırtıcı etkiyi yaratmış olabilir mi?
If one fails, they both fail. But do not despair, proceed in the belief that your comrades will succeed and we will be victorious.
Her iki görev de başarılı olmalı ama cesaretinizi kaybetmeyin yoldaşlarınızın başarısına inanarak çalışın o zaman zafer bizim olur.
- Do you think we can both fit?
- Sence ikimiz de sığar mıyız?
What are we gonna do? "In the street outside, " young Kazran and Abigail are both working one of the rickshaws,
İzin verilen tek teknoloji, ateşkesten önce girmişti.
It'll be nice just to get you both looking at the same time, almost simultaneously, so we do a visual cue.
- Beni kandırdın. - Seni kurtardım.
We both have a job, let's just do it.
İkimizin de işi var, yapsak iyi olur.
You made a choice that killed Paul and I'm trying to deal with it. We both have a job. Let's just do it.
Paul'u öldüren bir seçim yaptın, ben de onunla yaşamaya çalışıyorum.
We both know this has nothing to do with me or lily.
İkimizde bunun benle veya Lily ile bir ilgisinin olmadığını biliyoruz.
But we both know you'll do whatever it takes to save your daughter.
Ama ikimiz de biliyoruz kızını kurtarmak için ne gerekirse yaparsın.
Something we've both wanted to do foryears, "Sis."
İkimizde yıllardır bunu yapmak istiyorduk kardeş.
- We obviously both do.
- İkimiz de öyleyiz.
And we're both gonna have to do something about it.
İkimiz de olacak bu konuda bir şeyler yapmak zorundayız vardır.
We can either bring back agent Brody or return the world to the way it was, but I'm afraid we cannot do both.
Ya Ajan geri getirebilir Brody ya da olduğu şekilde dünyanın geri, ama ikimiz de yapamam korkuyorum.
- Do we both sign?
- İkimiz de imzalayacak mıyız?
You do that and we'll both go down.
Bunu yaparsan ikimiz de biteriz.
Basically, we both got plastered on eggnog, and we found ourselves standing under the, uh, mistletoe, and we were like, "okay, well, what do we do now?" So I smiled, and he smiled, and then Karl reached over and started feeling me up.
İkimizde eggnog'dan sarhoş olmuştuk, ve kendimizi ökseotunun altında dikilirken, uh, bulduk, ve ikimizde, "Tamam, yani, şimdi ne yapacağız?" tarzındaydık ve ben gülümsedim, sonrada o gülümsedi, ve Karl bana ulaşıp beni ellemeye başladı.
We don't understand how we're gonna do both movies.
- İki filmi birden nasıl yapacağız?
We're not gonna do both.
- İkisini birden yapmayacağız.
"Why would you do that? Now we'll both die."
... şimdi ikimiz de öleceğiz. " der.
We're both just doing what we have to do.
- İkimiz de işimizi yapıyoruz.
All we're asking Seth to do is sign this affidavit that says they both worked on the project.
Seth'den yapmasını istediğimiz tek şey proje üzerinde beraber çalıştıklarını belirten bu yazılı ifadeyi imzalaması.
Hey, we both got work to do.
Hey, ikimizin de yapması gereken şeyler var!
- I do and we both sink.
- Tırmanırsam ikimiz de batarız.
we both know 47
we both know that 107
we both 27
we both are 160
we both know it 51
we both did 108
we both want the same thing 39
we both were 43
we both have 35
we both know that's not true 50
we both know that 107
we both 27
we both are 160
we both know it 51
we both did 108
we both want the same thing 39
we both were 43
we both have 35
we both know that's not true 50
we both will 25
doesn't exist 45
does not exist 16
doctor 15416
don't play games 34
dona 16
dome 38
do you 11143
done 2605
douche 115
doesn't exist 45
does not exist 16
doctor 15416
don't play games 34
dona 16
dome 38
do you 11143
done 2605
douche 115
don't be silly 1150
do you understand me 803
do you understand english 18
dora 161
down 3353
donna 2585
don't be 1026
dong 405
domine 16
domino 36
do you understand me 803
do you understand english 18
dora 161
down 3353
donna 2585
don't be 1026
dong 405
domine 16
domino 36