English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / We die

We die tradutor Turco

8,945 parallel translation
- We die, have our guts ripped out through our noses, and get enshrined inside of it.
Öleceğiz, bağırsaklarımız burnumuzdan çıkacak ve buna gömüleceğiz.
We're drawn to each other in each life, and after we die, we reincarnate to find each other again and again and again.
Her hayatta birbirimize çekiliyoruz. Öldükten sonra ise yeniden doğup tekrar tekrar birbirimizi buluyoruz.
Worst case scenario, we're gonna smoke out the mystery man before we die, and I am trusting you to put him down if we do.
En kötü senaryo, ölmeden önce gizemli adamı ortaya çıkarırız, ve çıktığında onu öldüreceğine güveniyorum.
We're drawn to each other in each life, and after we die, we reincarnate.
Her hayatta mutlaka buluşuruz ve öldüğümüz zaman da reenkarnasyon geçiririz.
Then you haven't been living. Or as Ravn would say, tomorrow we die.
- Öyleyse yaşamıyormuşsun veya Ravn'ın söyleyeceği gibi yarın öleceğiz.
Tomorrow we die.
- Yarın öleceğiz.
Maybe. I don't know. Or we die.
En kötü ölürüz.
For tomorrow we die.
Ye, iç, hatta evlen Warren. Yarın hepimiz öleceğiz.
Wants to put us in a no-win situation where we die so others won't. No, that would make us heroes.
Bizi, başkaları ölmesin diye öleceğimiz bir "Kazanan yok" durumuna sokmak istiyor.
Why would we die?
Neden ölecekmişiz?
We stood up in that weird-smelling little chapel in Tahoe, and before God, we chose to love one another until we die.
Tahoe'daki garip kokulu kilisede Tanrı'nın huzurunda ölene kadar birbirimizi seveceğimize söz verdik.
Surely he will die if we leave him out here?
Onu bırada bırakırsak, öleceğinden emin misin?
Look, we can just wait for them to die.
Onların ölmesini bekleyemeyiz.
Well, then, we'll both probably die.
O zaman muhtemelen öleceğiz.
So if we extend a life, we change into something like sand or dust, and die.
Bir ömrü uzattığımız zaman ise kum ya da toz gibi bir şeye dönüşüp ölürüz.
We are stuck on this hill and here we will die.
Ciddiyim. Bu tepede sıkışıp kaldık ve hepimiz burada ölüp gideceğiz.
Yes, it is possible that you will die, but it is likely that we shall all die.
Evet, ölebilirsin fakat hepimizin öleceği de kuvvetle muhtemel değil mi?
Oh, we can fight... and some of us will die, including your queen.
Dövüşebiliriz de ancak Kraliçe'n dâhil olmak üzere aramızdan biri ölebilir.
We are not afraid to die for freedom.
Özgürlük uğruna ölmekten korkmuyoruz.
They answered, "We came here to die."
"Buraya ölmeye geldik" diye cevap verdiler.
We certainly didn't intend for Bob to die on you. - The alumni guy?
Kesinlikle Bob'un ölümünün üzerine kalması niyetinde değildik.
Dude, did we just die, dude?
- Biz az önce öldük mü dostum?
If we don't get her temp down, she'll die.
Eğer ateşini düşüremezsek, ölecek.
He thinks that if we can avoid contact with the outside world that eventually the zombies will die off and somebody will synthesize a cure.
Dış dünya ile bağlantımızı kesersek zombilerin eninde sonunda öleceğini ve birilerinin tedaviyi bulacağını düşünüyor.
We're all gonna die anyway.
Nasıl olsa hepimiz öleceğiz.
Um, Dr. Reid, with all due respect, if we keep going, this patient could die.
Dr. Reid, saygısızlık etmek istemem ama devam edersek hasta ölebilir.
We do our best, we give it everything we got, and even still some people die.
Elimizden gelen her şeyi en iyi şekilde yapsak bile insanlar ölecek.
No more rules, no more orders, no more hypocrites on hills sending us to die and then resenting us when we don't.
Kural yok, emir yok, bizi ölüme gönderen ölmeyince de işten alan ikiyüzlüler yok.
But after reading this, we realized that when you start a fire, people don't die- - they disappear, they escape.
Ama bunu okuduktan sonra anladık ki sen yangın çıkarınca, insanlar ölmüyor ortadan kayboluyorlar. Kaçıyorlar.
We'll die from the bends.
- Vurgun yiyip ölürüz.
It means we're all gonna die!
- Şu anlama.. hepimiz öleceğiiz!
We're all gonna die.
Öleceğiz, hepimiz öleceğiz. Yemin ediyorum öleceğiz. ( Burcu bağırır )
I swear on it. - We're gonna die.
- Valla öleceğiz.
He's gonna die while we're waiting for an operating room.
Ameliyathanenin boşalmasını beklerken ölecek.
We're gonna die in here.
Burada öleceğiz.
If we die, they get away.
Ölürsek zaten kaçarlar.
We need to do something or I die.
Bir şeyler yapmamız lazım yoksa öleceğim.
You take my friends'lives, we take yours- - they die, you die!
- Sen arkadaşlarımızın canını alıyorsun biz de seninkini... onlar ölürse, sen de ölürsün.
We're all gonna die!
Hepimiz öleceğiz.
That's all we shall know of truth before we grow old and die.'
Budur tam bileceğimiz gerçek, yaşlılıkla ölüm kapımızı çalıncaya dek. "
If we had to die, we would have been dead by now.
Ölsek şimdiye kadar ölürdük.
By now, we are all so used to death, as we have seen everyone in the world around us die.
Şu anda olduğu gibi hepimiz ölümlere çok alışığız. Çünkü buradakiler dışında Dünya'daki herkes ölmüş vaziyette.
If you jump from here without this, we'll die for sure.
Bu olmadan atlarsak % 100 ölürüz.
No, we won't die.
Hayır. Ölmeyeceğiz.
Epinephrine. If we jump from here without this, we'll die for sure.
Bu olmadan atlarsak % 100 ölürüz.
If your Bro dies, then we'll die?
O ölürse biz de mi öleceğiz?
If we leave her like this, she'll die.
Bu halde bırakırsak ölür.
How many times did I tell you that the whole hospital could blow up? - We will all die!
- Bütün hastane hava uçar diye kaç kere diyeceğim?
If you are slow, we could all die.
Yavaş olursan hepimiz ölebiliriz.
We could all die!
Hepimiz ölebiliriz!
And we'll die slowly, painfully.
Ve yavaş yavaş acı içinde öleceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]