We were happy tradutor Turco
774 parallel translation
We were happy for about six months.
Altı ay kadar mutluyduk.
We will go back to the country, where we were happy all one summer.
Kırlara döneceğiz. Bütün bir yaz mutlu olduğumuz o yere.
- We were happy then.
- O zamanlar mutluyduk.
From then on, we were happy, like any two people in love.
O andan itibaren, birbirine aşık olan her insan gibi çok mutlu olduk.
Prew, I thought we were happy.
Prew, mutlu olduğumuzu sanıyordum.
We were happy to make it this far.
Biz oldukça mutluyduk.
Did you forget how we were happy these days?
Sissi, bir kaç gün önce ne kadar mutluyduk, unuttun mu?
We were happy, the three of us.
Üçümüz çok mutluyduk.
Before, when we were in love, when we were happy.
- daha önce - seviştiğimiz,... mutlu olduğumuz günlerde.
I remember having seen before, when we were in love, when we were happy.
Daha önce de görmüş olduğumu hatırlıyorum... - daha önce - seviştiğimiz,... mutlu olduğumuz günlerde.
We were happy opening our eggs from the little end until that insane king of that insane country Blefuscu massed a tremendous army and navy to force us to open our eggs from the stupid, idiotic big end!
Yumurtalarımızı düz ucundan açmaktan dolayı mutluyduk. O deli ülke Blefuscu'nun deli kralı çok büyük bir ordu ve donanma topladı ve bizi yumurtalarımızı aptal, saçma sivri ucundan açmaya zorladı!
We were happy.
Biz mutluyduk.
We were happy, but our happiness did not last... and we became two people, not one.
Mutlu olduk, ama bu mutluluk uzun sürmedi... Karmakarışık bir durumda, karşı karşıya bulduk kendimizi.
We were happy, weren't we?
İkimiz birlikte çok mutluyduk, değil mi?
We were happy, and we didn't know it.
Mutluyduk ve bunu bilmiyorduk.
I longed for my wife, longed to walk again side-by-side through the streets with her arms in mine, as so many times before when we were happy.
Nasıl da özlüyormuşum aslında eşimi onunla el ele tutuşarak sokaklarda dolaşmayı. Tıpkı geçmiş günlerdeki gibi. O çok mutlu zamanlarımızdaki gibi.
We were nice, we were happy, then you give me a kiss and run off with him and you make me feel like nothing, Rose!
Güzel anlaşıyorduk, mutluyduk. sonra bana bir öpücük verip onunla kaçtın. Kendimi bir hiç gibi hissetmemi sağladın, Rose!
" As far as I understood, we were happy recently.
"Son zamanlarda mutluyduk, değil mi?"
I suppose we were happy enough in our own quiet little way until we came on this trip and i met you.
Ama bence artık her şey değişti.
We were feeling happy and I banged on the table with my glass, like this... and it broke and it cut my hand.
Kendimizden geçmiştik, sayın yargıç ve kadehimi masaya çarptım, bu şekilde. Sonra kırıldı ve elimi kesti.
Look, do you suppose we could ever be happy together even if I were free to act as I choose?
Dilediğim gibi davranabilsem bile bir daha mutlu olabilir miyiz sanıyorsun? - Sen özgürsün.
Even if we can't go to the country today think of how happy we were once, and how happy we shall be again.
Kırlara bugün gidemesek bile ne kadar mutluyduk ve tekrar nasıl mutlu olacağız, onu düşün.
" We were so happy then that it hurts to remember it.
O zaman o kadar mutluyduk ki hatırlaması acı veriyor.
We were so happy together.
Hâlbuki beraber çok mutluyduk.
Perhaps because that other time we met in such a brief encounter and I saw that even then you were not happy.
Belki, o gün kısa bir tesadüf sonucu raslaştığımızda sizi mutsuz gördüğüm içindir.
If only we could spend Christmas here where we were so happy... with you and our friends.
Keşke Noel'i, çok mutlu olduğumuz burada... seninle ve diğer tüm dostlarımızla geçirebilseydik.
When we were writing the book, I was happy.
Kitabı yazarken mutluydum.
We were supremely happy here.
Burada çok mutluyduk.
Why would you tell this man we were never happy?
Neden bu adama mutIu oImadığımızı söyIedin ki?
We were so happy So happy and free
# O kadar mutluyduk ki, o kadar mutlu ve özgür.
- We were still happy then.
- O zamanlar hâlâ mutluyduk.
Oh, Sarah, if only we were married, we could be happy for always.
Sarah, evli olsaydık daima mutlu olurduk.
Now that were all one big happy family, why dont we sit down?
Şimdi büyük, mutlu bir aile olduğumuza göre neden oturmuyoruz?
Sissi, have you forgotten how happy we were just a few days ago?
Sissi, bir kaç gün önce ne kadar mutluyduk, unuttun mu?
We were so happy. He was so proud of me... the way I managed.
Biz çok mutluyduk Evi yönetme şeklimden... gurur duyardı.
We were going to be a happy family like other families in Canandaigua with children growing up.
Canandaigua'daki öteki aileler gibi mutlu bir aile olacaktık büyüyen çocuklarımızla birlikte.
We were so happy.
Çok mutluyduk.
Allen, remember how happy we were the last time we sailed?
Allen, son yelken açtığımızda ne kadar mutluyduk, anımsıyor musun?
- We were all so happy.
- Hepimiz çok mutluyduk.
We were both very happy.
İkimiz de mutluyduk.
We were so happy together!
Birlikte çok mutluyduk!
We were just saying how happy we are to get your call.
Aramanıza ne kadar sevindiğimizi konuşuyorduk.
Were we happy when we saw these lights from the woods!
Ormandan buranın ışıklarını görünce mutluluktan uçtuk.
Just when we were so happy! Calm down.
- Tam da o kadar mutlu yaşarken başımıza geliyor!
We were so happy to see each other again.
Birbirimizi tekrar gördüğümüze çok sevinmiştik.
We were too happy together.
Beraber çok mutluyduk.
We were so happy, I became afraid.
Çok mutlu olmamızdan korkmaya başladım.
You were so happy when we moved in.
Buraya taşındığımızda çok mutluydun.
We were lost, happy to desire nothing again. "
Kaybolmuştuk, tüm hevesimiz de kaçmıştı. "
But otherwise, we were a happy family.
Öte yandan, biz mutlu bir aileydik.
We were both happy. We didn't want any children.
Mutluyduk, çocuk istemiyorduk.
we were here 38
we were 914
we weren't 120
we were there 68
we were close 44
we were talking 74
we were together 65
we were here first 26
we were just friends 20
we were friends 142
we were 914
we weren't 120
we were there 68
we were close 44
we were talking 74
we were together 65
we were here first 26
we were just friends 20
we were friends 142