We were here tradutor Turco

We were here twice before, but no one came to the door...

Daha önce iki kere geldik fakat yoktunuz.

Last time we were here there were no houses.

En son sefer buraya geldiğimizde ev falan yoktu.

We were here.

İkimiz gelmiştik.

No cold cuts and no wine- - she can't know that we were here.

Şarap da olmaz. Burada olduğumuzu bilmemeli.

Oh, I think she's gonna know we were here.

Bence burada olduğumuzu anlayacaktır. - Gil!

We were here for the big happy ending.

Mutlu son için hepimiz buradayız.

Do you remember the last time that we were here?

En son burada olduğumuz zamanı hatırlıyor musun?

I'm the one who wrote the letter that we were here.

Burada olduğumuzu bildiren mektubu ben yazdım.

I thought we were here for therapy.

- Terapi için burada olduğumuzu sanıyordum.

I thought we were here to talk about Tom.

Buraya Tom'u konuşmak için geldik sanıyordum.

How did they find out we were here?

Burada olduğumuzu nasıl öğrenmişler?

I thought we were keeping you pretty busy around here.

Ben de seni epey yoğun çalıştırıyoruz zannediyordum.

And then when we were ready, I would just... come back, and he'd be teaching here, and I'd walk through those doors, and I would just say, "I'm home."

Hazır olduğumuzda geri dönecektim ve o burada öğretmenlik yapıyor olacaktı.

I thought we were safe in here.

Burada güvende olduğumuzu sanıyordum.

I know it sounds like a conspiracy theory, but the real reason we were put here was to...

Bu kulağa komplo hikayesi gibi gelebilir ama bizi buraya göndermesinin asıl nedeni...

I came here because I thought we were friends.

Buraya geldim, çünkü arkadaş olduğumuzu sanıyordum.

Uh, we don't want to be here, either, but we were invited.

Burada olmayı biz istemedik zaten, davet edildik.

Harlan, if we were mathematicians, you would not be here.

Harlan, matematikçi olsaydık burada işin olmazdı.

Someone was here while we were gone.

Biz yokken biri buraya gelmiş.

No, I was shooting, like, really early this morning, and then we were driving out here and I was like,

- Hayır, sabahtan beri işim vardı ancak kendimizi buraya atabildik.

Where you were yesterday afternoon and evening? - We were here with our dad.

- Babamın yanındaydık.

If you had only done that while you were here, we wouldn't be in this mess.

Daha önceden sen de osursaydın bu durumlara düşmeyecektik.

We celebrated 20-th anniversary this spring, - and we were four surgeons here during that period.

Bu bahar 20. yılımızı kutladık ve o zamandan bu yana dört cerrahımız oldu.

Yeah, in reconstructing Bronson's movements prior to his death, we were able to track him to here, a coffee shop in Dupont Circle.

Bronson'ın ölmeden önce gittiği yerleri tekrar kontrol ederken Dupont Circle'daki bir kahve dükkânına gittiğini bulduk.

That's because we were left out here.

Çünkü burada dışarıda bırakıldık.

All we were missing was an alcoholic, now that he's here, we are complete.

Bir tek alkoliğimiz eksikti, o da geldi tam oldu.

We were wondering, if you have seen any enemy pilots around here?

Buralarda hiç düşman pilotu gördünüz mü diye sormak istedik.

Here we were all thinking you were a regular cantina cowboy, Ed.

Biz de seni çapkının önde gideni zannediyorduk, Ed.

- who did the consult? We were in here before, and I think I left my... phone.

- Kusura bakmayın, az önce buradaydık ve galiba telefonumu unutmuşum.

We were having fun here.

Eğleniyorduk burada.

And out here... there's gonna be a balcony that runs the length of the whole build- - you said we were gonna get ice cream.

Ve buraya da tüm manzarayı alan bir balkon inşaa edece... - Dondurma yiyeceğiz demiştin.

I ate an entire loaf of bread before I came here tonight. Oh, so you knew we were going to do this?

Buraya gelmeden önce çok ekmek yedim ooh, bilmeliydim bu bir tuzaktı dimi?

They were here before we were born, and they'll be here after we're gone.

Biz doğmadan önce de buradaydılar ve biz öldükten sonra da burada olacaklar.

That kinda undermines the free market strategy that we were attempting here.

Burada teşebbüs ettiğimiz serbest pazar stratejisini baltaladı biraz.

And here we thought we were gonna have to turn over every rock on this island to find you.

Biz de seni bulmak için bu adadaki her taşın altına bakmayı düşünüyorduk.

Do you guys remember when this all started and I came in here with the cookies, and then Craig said something so Craig and we all laughed, and we were like, "Craig!"

NasıI başladığımızı hatırlıyorsunuz değil mi? Size kurabiye getirdim ve Craig Craig'ce bir şeyler söyledi. ... sonra hepimiz güldük ve, "Craig!" dedik.

We haven't been here since we were children.

Çocukluğumuzdan beri buraya gelmedik.

Can we just get on with what we were talking about here?

Konuştuğumuz konuya tekrar geri dönebiir miyiz?

If you had only done that while you were here, we wouldn't be in this mess.

Eğer biraz daha erken gelseydin bunların hiçbiri olmazdı.

We know you were feeding Matt's intel to your boyfriend here.

Matt'in bilgilerini buradaki erkek arkadaşına taşıdığını biliyoruz.

If we were alone here at night, I would get down onto my knee and ask you like a gentleman, but I am too impatient for that.

Bu gece burada yalnız olsak diz çöker bir centilmen gibi sorardım ama o kadar sabrım yok.

- No, sir. We were hoping he was here.

- Hayır bayım, burada olmasını umuyorduk.

We were told that he might be here.

Burada olabileceği söylendi.

I think your uncle knows we were in here last night.

Sanırım dayın dün gece burada olduğumuzu biliyor.

We got a tip the Russians were making a deal out here.

Rusların burada bir iş yapacağına dair ihbar aldık.

We got what we were looking for here.

Burada aradığımız şeyi bulduk.

Still doesn't get us any closer to Zevlos. Soon as we were told to stand down, he could've been out of here.

Geri çekilmemizi söylediklerin anda Zevlos buradan gitmiş olabilir.

Wait, I thought we were all here because of the prophecy of a miraculous red cow.

Bekleyin, ben hepimizin mucizevi bir "kızıl" inek için burada olduğumuzu sanıyordum.

Behind your back while we were walking here.

Buraya gelirken arkandan.

I thought we were gonna get a cavity search coming in here. Interesting.

Buraya geldiğimizde üst aramasından geçeceğimizi sanmıştım.

Well, here we are, exactly where we were two days ago.

İşte buradayız, tam olarak iki gün önce olduğumuz yerde.