English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / When i was small

When i was small tradutor Turco

256 parallel translation
When I was small, they used to call me - call me "Little Man."
Küçükken beni "Küçük Adam" diye çağırırlardı.
Lady Dalroy was very kind to me when I was small... and I am going.
Leydi Dalroy bana küçükken çok iyi davranmıştı... ve ben de gidiyorum.
I was born in Sweden, but when I was small...
- İsveç'te doğdum, ama sonra... - Söylemeyin.
When I was small, he did a portrait of me this big.
Arkadaşım olur. Küçüklüğümde bu kadar büyüklükte bir portre resmimi yapmıştı.
When I was small, I got angry and afraid if anyone surprised me.
Küçükken kim bana böyle bir sürpriz yapsa, kızar, içime kapanırdım.
My mother died when I was small.
Annem ben küçükken öldü.
I feel like I did once when I was small.
Küçükken bir seferinde öyle bir duygu yaşadım.
I used to sit here when I was small... and dream someday of going away to the city.
Küçükken burada oturur ve bir gün buradan uzaklara gideceğimin hayalini kurardım.
My mother died when I was small, far away from here.
Annem ben küçükken buradan çok uzakta öldü.
When I was small, I was always in the hospital.
Çocukluğum hastanede geçti benim.
When I was small, I thought you disappeared suddenly without giving reasons.
Ufak bir çocukken, hiç sebepsiz yere aniden ortadan kaybolduğunu düşünürdüm.
"Because I swore when I was small, that I'd remember when..."
"Because I swore when I was small, that I'd remember when..."
If it were not for... when i was small also unrenewed eels.
Eğer başka bir şey yoksa... Küçük bir çocukken yılan balığı avlardım.
That's the Cathedral, I went there with uncle Ottavio when I was small.
Şurası Cathedral, küşükken Ottavio amca ile gitmiştim.
This is me when I was small.
Bu benim küçüklüğüm.
My toys from when I was small.
Benim çocukluk oyuncaklarımdı.
When I was small, I liked to hide under the water.
Küçüklüğümde suyun altına saklanmayı severdim.
When I was small, I kept tropical fish in a tank.
Küçükken, bir akvaryumda tropik balık beslerdim.
When I was small, there was a tree right outside my window.
Ben küçükken, penceremin hemen dışında bir ağaç vardı.
I played when I was small, but I didn't practise as much as you.
Ben de küçükken bir süreliğine piyano çalmıştım ; fakat sizin yapmış olabileceğiniz kadar pratik yapamadım.
When I was small, they died so I don't have much memory
Ben küçükken, öldüler. o yüzden fazla anım yok.
I was very talkative when I was small.
Küçükken çok konuşkanmışım.
My ma, when I was small.
Annemle, ben küçükken.
You see, I knew Mr. Scrooge... when I was a small boy.
Ben bay Scrooge'u çocukluğumdan beri tanırım.
And happy I am to think, sir, that I had some small hand in saving young Master Hawkins when he was within half a plank of death.
Ve genç Efendi Hawkins neredeyse ölecekken, ona yardım edebildiğim için çok mutluyum efendim.
I'll tell you why, Michaleen Oge Flynn, young small Michael Flynn who used to wipe my runny nose when I was kid.
Sebebini anlatayım Michaleen Oge Flynn, genç küçük Michael Flynn,.. ... çocukken hep akan burnumu silerdin.
When I was little, there was a small waterfall.
Ben küçükken, burda küçük bir şelale vardı.
So when I read about the- - you in the paper- - just a small item, but I picked it up- - I was sure Mother would catch your eye.
Şey hakkında, senin hakkında gazetede küçük bir yazı okuduktan sonra, annemi gözüne kestireceğine emindim.
When he that is my husband now... came to me as I followed Edward's corse... when scarce the blood was well washed from his hands... which issued from my other ángel husband... within so small a time... my woman's heart... grossly grew captive to his honey words.
Şu andaki kocamla karşılaştığımız o gün, ben Edward'ın naaşının ardından yürürken o melek kocamın, o sevgili evliyanın kanı, ellerinde daha kurumamışken, yanıma geldiğinde, kısacık bir sürede, şu kadın yüreğim, aptalca, onun ağzından dökülen tatlı sözlere tutsak düştü.
When she was just this small, I took a fall on my bike with her on the back.
O henüz küçük bir kız iken, onu bisikletimin arkasından düşürdüm.
I also was shy when I was a small boy.
Küçükken ben de utangaçtım.
When I was a small boy and the Nazis were in Norway and you did not do what the signs said, you know what maybe would happen?
Küçüklüğümde, Naziler Norveç'e girdiklerinde levhadaki yasaklara uymadığınızda ne olurdu, biliyor musunuz?
We came there when I was a small child.
Oraya gittiğimizde ben daha çocuktum.
I'd like to hear a tune about I guess about those discussions I was talking about that small circles of friends around living rooms around pipes, when they weren't selling any papers on the street and we weren't walking around this beautiful green place smoking, and not being afraid.
Tek işitmek istediğim şey, toplanıp çubuk içen arkadaşlarla ilgili, birtakım tartışmalar var. Onlar caddelerde biletleri satmamış olsalardı biz bugün burada, bu güzel yeşil yerde gezip korkusuzca ot içemeyecektik.
well, I remember when she was small, she hated me then.
Hatırlıyorum, daha ufacıkken bile benden nefret ederdi.
You know, when I was a boy I watched a small boat on a lake in a storm.
Biliyor musun, çocukken bir gölde fırtınaya yakalanan küçük bir kayık gördüm.
I could not baptize Mathurin when he was small.
Mathurini vaftiz etirmedim o zamanlar küçüktü
Of course, when I was a kid, ball only meant either testicle or small round object you play with, right?
Ben çocukken top ya oynadığımız yuvarlak cisim ya da testis demekti. Öyle miydi?
Two years ago, when I last saw you, you were a small time crook. I wasn't crazy about it, but you know, it was okay.
2 yıl önce seni son gördüğümde, küçük bir dolandırıcıdan başka bir şey değildin.
When the illustrious mister Jordan got here, I told him he won't have much chance of using a helicopter and going airborne again, because it was a small neighbourhood, but I shouldn't have underestimated the man!
Buraya geldiğinde, Bay Jordan'a küçük bir mahalle olduğu için burada helikopter kullanmasının ya da uçmasının mümkün olmayacağını söylemiştim. Ama anlaşılan onu hafife almışım.
So that when Joey Bramlette, a small-time dealer, mentioned Enrique Ruiz, what was your state of mind? I see.
Anlıyorum.
When I was a small, men chanted.
Ben küçükken.
When I came here, I was with my wife and small child.
Buraya geldiğimde, yanımda karım ve küçük çocuğum vardı.
- When I was a small boy...
- Ben küçük bir çocukken...
Hmmm... and when I was a small boy, I used to watch the marsh warblers swooping in my mothers undercroft, and I remember thinking,'will men ever dare do the same?
Hımmm ben de çocukluğumda, bataklık kuşlarını seyreder, annemin kabrine çullanır, hatırladığım kadarıyla şöyle düşünürdüm :
I gave everything for everything in the time of the war when it was small.
Aslında, savaşta neredeyse kendimi harap edecektim.
When I asked them for a loan, a small loan they told me that I was not "economically viable."
Şimdi küçük bir kredi istedim, bana "ekonomik açıdan rantabl değil" dediler.
Long ago, when I was a small child... we used to make a hut with bamboo and straw... in the open lot behind our house.
Uzun zaman önce, ben, küçük bir çocukken bambu ve samanla kulübe yapardık. Evimizin arkasındaki açık alanda bulunurdu.
When I tried it on, it was too small.
Sonunda denediğimde çok küçük gelmişti.
When we entered here, the Inspector must remember that I found a small fragment of glass in this piece, whose base was damaged also.
Hatırlarsınız, Başmüfettiş. Odaya ilk geldiğimde altı hasar görmüş olan bu pirinç heykelde bir ayna parçası buldum.
The only heir. I had seen her when she was small.
Onu küçükken görmüştüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]