English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / When it happened

When it happened tradutor Turco

1,704 parallel translation
He was in his office, right up there, when it happened.
Olay esnasında yukarıda ofisindeymiş.
I signed books in a store when it happened.
Bir mağazada imza dağıttığım sırada oldu.
The worst part of it is that he pretended to be asleep when it happened.
En kötüsü, bütün bunlar olurken onun uyuma numarası yapmasıymış.
until finally Lily was approached by a mysterious woman who wants her stay away from Barney... so when it happened once more... again?
Ta ki sonunda gizemli bir kadın Lily'e yanaşıp Barney'den uzak durması konusunda onu uyarana kadar. Ve bu bir kez daha olduğunda... Yine mi?
Daniel Patterson was working late when it happened.
- Nancy'nin kocası Daniel Patterson geç vakitlere kadar çalışıyormuş.
They were in church when it happened.
Olay olduğunda kilisedeydiler.
When it happened, why didn't you tell me?
Olduğu zaman, neden bana söylemedin?
But you weren't there when it happened.
Fakat olay olduğunda, orada değildiniz.
Mm. and you described everything so well, it's... it's almost like you were here when it happened.
Öyle değil mi, Çavuş? Her şeyi çok güzel betimledin. Sanki olayın içindeymişsin gibi anlattın.
I was out here when it happened!
Olay olduğunda burada değildim!
They were all out here when it happened but nobody was looking up when the cinder block came tumbling down.
Olay olduğu sırada hiçbiri burada değilmiş ama beton blok aşağı düşerken de yukarı bakan kimse yokmuş.
Where were you when it happened?
Olay olduğunda neredeydiniz?
Where were you when it happened again?
Olay gerçekleştiği sırada neredeydin?
I was in orbit when it happened.
Olay olduğunda ben yörüngedeydim.
I was hanging in world with him when it happened.
Olay olduğunda ben platformda onunla takılıyordum.
Ned said, uh, you two were there when it happened?
Ned olay cereyan ederken ikinizin de orada olduğunuz söyledi?
I- - i was there when it happened, but i'm not the one who switched those girls.
Ben... Olaylar olurken oradaydım. Ama, bebekleri değiştiren ben değilim.
- I wasn't even here when it happened.
- O sırada burada bile değildim.
I was on the golf course with him when it happened. - Oh.
Olay gerçekleştiğinde golf sahasında onunla birlikteydim.
She was there when it happened, not at a sleepover.
Olay sırasında oradaydı, yatıya gitmemişti.
Someone was there when it happened.
Bunlar olduğunda biri buradaymış
I was a child when it happened!
Bunlar olduğunda bir çocuktum henüz!
You weren't even here when it happened! Was too here.
- Olay sırasında burada değildin ki!
He wasn't even in the cockpit when it happened.
Olay gerçekleştiğinde kokpitte bile değildi.
She was playing Scrabble when it happened.
BU olduğu sırada Scrabble oynuyormuş.
And that's when it happened.
Ve o anda olan oldu.
I was doing downward dog, and then I went into chakrasana, and that's when it happened.
Downward dog yapıyordum. Sonra chakrasanaya geçtim. Sonu böyle oldu.
It first happened when you were in a state Of heightened agitation.
Bu ilk defa meydana geldiğinde, büyük bir heyecan içindeydin.
I was at a dinner dance. And, next to me, at the top table, was someone from the Rowett called Dr. Roy, who happened to say, when I said : "Isn't it awful what's happening to Arpad."
Ta ki sekiz yıl önce bir akşam yemeğinde yanımda Rowett'ten Dr.Roy diye biri oturuyordu ve ona Arpad'ın başına gelenler ne kötü değil mi diye sordum.
I was so relieved when it was over but, that's because I didn't know yet what have happened.
O olay bittiğinde çok rahatlamıştım. Ama... Çünkü ne olup bittiğini bilmiyordum.
That's when it must have happened.
O zaman olmuş olmalı.
You know, Anna, when I first saw you, I thought you were the mostbeautiful girl in the world, and now all I want to do is show you my innermost self, but I'm afraid you'll reject me because you won't like wh y see, or thatyou'll see my scrotum, and see that it hasa seam on it, and then you'll think I'mmade up of two different guys that were sewn together,'cause that's whatI think happened, and...
Anna, seni ilk gördüğümde dünyanın en güzel kızı olduğunu düşündüm ve şimdi tek yapmak istediğim kalbimin derinliklerini sana göstermek ama beni reddetmenden korkuyorum çünkü göreceklerinden hoşlanmayabilirsin veya testislerimdeki yara izini görüp iki farklı erkekle yattığımı düşünüp izin bu yüzden olduğunu sanabilirsin çünkü ben öyle olduğunu sanıyorum ve...
Did you get it? I mean, when this happened to you how long until you knew everything was gonna be different?
Yani, bu senin başına geldiğinde her şeyin değişeceğini anlaman ne kadar zamanını aldı?
You know, sometimes when people forget, it's because they need to forget... because something painful has happened.
Biliyorsun, insanlar bazen unuturlar çünkü unutmaları gerekiyordur. Çünkü acı verici bir olay olmuştur.
Now, when all this happened, everyone who works here in the lab was greatly affected, but Rudy just disappeared. It adds up.
Bu olay olduğunda, burada çalışan herkes fazlasıyla etkilendi ama Rudy ortadan kayboldu.
- Why did you run? -'Cause when it all went to hell, I knew that Nicicould find some way to blame me for what happened.
Çünkü cehenneme de gitsem Nesic'in olanlar yüzünden bir yolunu bulup beni suçlayacağını biliyordum.
It would really help us to know what happened when you were with her.
Sizinleyken olanları öğrensek çok yardımı olurdu.
When that ghost-hacking incident happened with the Minister's interpreter... it was the MDA that wanted an excuse to deport Malles,
Bir düşünün. Bakanın tercümanının hacklenmesi olayı gerçekleştiğinde Malles'i sınır dışı etmek için bir neden arayan MDA idi,
- It's only happened a few times, and I put a stop to it when I met you.
Sadece bir kaç kere oldu. Ve seninle tanıştığımda buna son verdim.
It's gonna hurt when you look inside and remember what happened to you and to your wife.
Yüreğinin derinliklerine bakıp sana ve karına ne olduğunu hatırladığında, canın yanacak.
You know, when you left, at first I pretended it hadn't happened.
Biliyor musun, gittiğin zaman ilk başta bu olmamış gibi numara yaptım.
It happened when I was very young.
Küçükken meydana geldi.
It happened when I was little kid.
Ben küçükken boşandılar.
Maybe it happened when she fell.
- Belki dişi düşerken kırıldı.
It happened a few times when I was little.
Küçükken olmuşum bir kere biliyor musun?
It happened when they were on their way to the Moon... so they could use the Lunar Module as a lifeboat... and get back to Earth.
Mürettebat Ay'a doğru yolculuk ederken gerçekleşti ve böylece Ay modülünü bir kurtarma botu olarak kullanarak Dünya'ya geri döndüler.
When you want to understand the way the universe has evolved - so what happened to it straight after it began and how it got to how it is today - you've not only got to know about how many galaxies there are,
Evrenin nasıl geliştiğini anlamak istediğinde - başladıktan hemen sonra ne oldu ve bugün olduğu duruma nasıl geldi kaç tane galaksi olduğunu bilmen yeterli olmaz, yıldızların çalışma şekli ve gezegenlerin oluş şekli..
It happened when it was supposed to happen.
Olması gereken zamanda oldu.
I don't know what happened to you when you were just a little boy and your mommy messed around with your head, but it ain't that stripper's fault, okay?
Çocukken sana ne yaptılar bilmiyorum, annen başında neler söyledi onu da bilmiyorum, ama bu striptizcilerin hatası değil, tamam mı?
When it first happened, I was nine and it was right after my mother died, and I was...
Bunu ilk defa yaşadığımda 9 yaşındaydım annem öldükten hemen sonraydı. Korkuyordum.
Oh my god, me too. And then there's always that second when you first wake up and you actually believe it happened.
Aman Tanrım, ben de ve ilk uyandığımda bunun gerçek olduğunu sanırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]