Which part of tradutor Turco
955 parallel translation
Which part of "I'm a poetry professor" didn't you understand?
"Şiir profesörüyüm" lafının hangi kısmını anlamadın?
Which part of the room is mine?
Odanın hangi bölümü benim?
Which part of my action would you like me to put into effect first?
Planımın hangi kısmı ilk olarak uygulanacak?
Which part of this complete library do you like the best?
Bu eksiksiz kütüphanenin en çok nesini beğendiniz?
This rather inconspicuous-looking object, it's part of a meteorite which fell in Mexico, at a place called Allende in February, 1969.
Bu masum görünüşlü nesne, 1969'da Meksika'da Allende denen bir yere düşen bir meteorun parçası.
And this is regarded as part of the material from which the solar system, our sun and planets, actually came together, accreted.
Bu nesne, Güneş Sisteminin ; güneşimizin ve gezegenlerin bir araya geldiği, birleştiği zamanlardan kalma bir materyal.
Skyscrapers are as much a part of Istanbul as St. Sophia and the Topkapi which you have come to see but the city still has that charm acquired over the centuries.
Gökdelenler, sizin görmek için geldiğiniz Ayasofya ve Topkapı Sarayı gibi İstanbul'un bir parçasıdır fakat şehir bu cazibesine yüzyıllardır sahiptir.
Part of which was transcribed when it was first found.
Bir bölümü ilk bulunduğunda kopyalanmıştı.
It is our unshakeable belief in ourselves... that is our hope for the youth... to carry on the work which has been put before them in the stormy years... of the revolt of 1918 in Munich... and which is already part of the entire German nation's history.
Bu bizim size sarsılmaz inancımız... gençliğe olan umudumuz... fırtınalı yıllarda, onlardan önce planlanmış işleri başarmak için.. Münih'teki 1918 isyanının... ve tüm Alman ulusunun bir parçası olarak.
Which I enjoyed, and the memory of which I wouldn't part with for anything.
Ki çok keyif aldım ve hatırasını hiçbir şeyin yerine koyamam.
As a result of which, you took it on yourself... to collect a part of the debt.
Siz de bunun sonucunda, kendi kendinize karar verip... borcun bir kısmını tahsil ettiniz.
She fell passionately in love with him, which brings me to the cruel part of the story - merely breaking off to remark, my dear Pip, that it's not necessary to fill the mouth to its utmost capacity.
Tabi kadının da ona derin bir aşkla tutulduğuna şüphe yok. Ki bu da bana hikâyenin en acı kısmını hatırlatıyor. Ağzımızı alabildiğince doldurmanın... gereksiz olduğunu belirtmek için esas konumuzdan ayrılıyorum Pip.
Yet there is a type of suffering for the artist, which is worse than any winter or part of it can do.
Ancak sanatçılar için farklı bir tür ıstırap vardır. Kıştan da kışın getirdiklerinden de daha kötü.
I believe the correct answer would be The Battle of Jericho in which music played a vital part.
Sanırım doğru cevap "Eriha Savaşı". O savaşta müzik hayati bir önem taşıyordu.
There is a part of land which is sold in thousand pounds.
Satılık bir arazi var. Fiyatı bin pound.
You are accused of taking part in an intrigue in which Death was involved without permission.
İzinsiz olarak Ölüm'ün karıştığı bir entrikanın parçası olmakla suçlanıyorsun.
In order to get the men and canoes to go into that strange country the bwana mkubwa, the big chief, the party of the first part to which our friend Victor must undergo what's known as the ceremony of courage.
Adamları ve kanoları alıp, o garip ülkeye gidebilmek için bwana mkubwa, büyük şef, Victor'dan cesaret seremonisi olarak da bilinen bir sınavdan geçmesini istedi.
That is, if I wanted any part of it, which I don't.
Bu işe katılmak istesem öyle yapardım, ama istemiyorum.
All of which I enjoyed and the memory of which I wouldn't part with for anything.
Hepsi de hoşuma gitti ve bu anıyı hiçbir şeye değişmem.
And in those moments of tragedy, which are part and parcel of every war when it is time to notify the next of kin.
Trajedi gerçekleştiğinde, ki bu her savaşın parçası. Aileye haber verilmesi gerektiğinde.
- Part of O'Brien's research... which is tied up with the Karswell Devil Cult investigation.
- O'Brien'in araştırmasının Karswell'in Şeytani Tarikatı araştırmasıyla bağlantılı kısmı.
For in Northern India there is a similar tune... which is also part of an enchantment spell.
Kuzey Hindistan'da da benzer bir ezgi var ayrıca bir büyünün bir parçası.
Now we come to that part of the program for which you have all been waiting.
Şimdi programın hepinizin beklediği kısmına geliyoruz. - Çevrilmemiş altyazı -
And that he was paid for his nefarious activities in stolen diamonds, an inestimable fortune of which only a small part has been recovered.
azı ele geçirilen büyük bir servet edindiğini de kanıtlayacak.
By the way, that last commercial was one which was sent to Russia as part of a cultural exchange.
Yeri gelmişken, son reklam kültürel değişimin bir parçası olarak Rusya'ya gönderildi.
I've just been informed that this relic, which I unearthed, was not a decoration or part of a double-ring ceremony, but was a means of sport.
Biraz önce aldığım bilgiye göre, çıkardığım bu kalıntı bir dekorasyon ya da çift halkalı bir törenin parçası değil, bir spor aracı imiş.
And it seems to me that this terrible wave of vice and sexual excess which has been flooding the world since the war, might well in part be due to the decline of the old standards.
Ve bana öyle geliyor ki savaştan sonra çığ gibi büyümeye başlayan seks ve kötü alışkanlık düşkünlüğünün sebebi,.. ... eski geleneklerimizden uzaklaşmamızdır.
Now we come to that part of the program for which the sponsor has been waiting.
Şimdi programın, sponsorumuzun beklediği bölümüne gelmiş bulunuyoruz.
Here is a part of my life which you have made for me.
Burası hayatımın senin yarattığın bir bölümü.
We dedicate them to his glory and to the glory of Rome of which you are all part.
Bunu onun şerefine adıyoruz. Ve bir parçası olduğunuz Roma'nın şerefine.
He offered to pay you for taking part in this party which was raided the night... on the premises of Bourbon Street, over at the Club Rendezvous?
Bourbon Caddesi'ndeki binalardan Club Rendezvous'da basılan partide yer alman için sana para önerdi?
Think about saving that part of you which does not die. Think about yourself.
Henüz ölmemiş olan parçanı, kendini kurtarmaya bak.
Men who took part in the enactment of laws and decrees, the purpose of which was the extermination of human beings.
Maksadı insanların yok edilmesi olan yasaların..... ve emirlerin uygulanmasını sağlayan bu adamlar.
But compassion for the present torture of his soul must not beget forgetfulness of the torture and the death of millions by the government of which he was part.
Ancak şu an ruhunda hissettiği işkence bir zamanlar üyesi olduğu hükümetin insanlara yaptığı işkenceyle boy ölçüşemez.
But the great psychologist. ... demonstrate the existence of another part of our mind. which functions in darkest secrecy and can even rule our lives.
Büyük psikolog aklımızın gizli şekilde işleyen ve yaşantımıza dahi hükmedebilen başka bir bölümünün varlığını ispatladı.
Clelia is that part of the city which I have rejected.
Clelia yüz çevirdiğim şehrin bir parçası.
About 35 minutes ago, Gen. Jack Ripper, the commanding general of Burpelson Air Force Base, issued an order to his 34 B-52's which were airborne at the time, as part of a special exercise called Operation Dropkick.
Yaklaşık 35 dakika önce, General Ripper, - - Burpelson Hava Kuvvetleri Üssü komutanı, görev uçuşunda olan 34 B-52'sine, özel Dropkick Tatbikatının bir parçası olarak bir emir yayınladı.
They extend far beneath the surface of the land and lead to the great and mysterious oceans of which they are a part.
Yeryüzünün taa diplerine kadar giderler. Ve gizemli okyanuslara ulaşırlar. Orada da ayrılırlar.
And therefore, Tranio, for the time, I'll study virtue... and that part of philosophy will I apply which treats of happiness.
Onun için, Tranio, telsete çalışmalarında Şimdilik erdeme ağırlık vereceğim
I take it you don't deny your responsibility for the fact that... on the night of April 14-15, a military establishment of the U.S. Army... was the scene of a drunken party... at which no less than seven female civilians took an active part.
Herhalde 14 Nisan gecesi, orduya ait askeri bir tesisin yedi sivil kadının aktif katılımıyla içkili bir parti mekanına dönüştürüldüğünü reddetmeyeceksiniz.
THE STATE OF MISSOURI WHICH WAS PART OF THE SOUTH DUE TO ITS GEOGRAPHICAL LOCATION AS WELL AS ITS TRADITION COULDN'T JOIN THE CONFEDERATION OF THE SOUTHERN STATES ANYMORE SINCE IT WAS OCCUPIED BY THE TROOPS OF THE NORTH RIGHT AFTER THE BEGINNING OF THE WAR!
Gerek geleneksel sebepler, gerekse de coğrafi konumu gereği güneyin bir parçası olan Missouri Eyaleti savaşın hemen başlarında kuzey birlikleri tarafından işgal edildiğinden beri Güney Eyaletleri Konfederasyonuna katılamadı!
And I... I am now even more convinced that this is not only an intelligent creature, but the same which decimated the crew of the USS Farragut 11 years ago in another part of the galaxy.
Şimdi bunun zekası olan bir yaratık olduğuna daha çok inandım, fakat 11 yıl önce Farragut'un mürettebatını yok eden aynı şey galaksinin diğer bir tarafındaydı.
And although it is not physically connected to the other cells, it is, nevertheless, part of the whole creature. Guided by the whole, drawing its strength from the whole, which probably accounts for its unusual resistance to our phaser weapons.
Diğer hücrelere fiziksel olarak bağlı olmasa da, yine de yaratığın bir parçası, bütün tarafından kontrol ediliyor, gücünü bütünden alıyor, bu da fazerlerimize dirençli olmasını açıklıyor.
Radio and TV stations across the eastern part of the country including the one to which you are listening have joined their facilities in an emergency network to bring you this news as it develops.
Toplantı bitimine kadar, işlenen cinayetlerin sayısında artış olma ihtimali çok yüksek görünüyor. Merkezimize ulaşan en son haberlere göre, korku ve panik içindeki halk, kilise, okul ve hükümet binalarına sığınmakta.
Romeo, doff thy name, and for that name which is no part of thee take all myself.
Romeo. bırak bu adı. senin parçan olmayan bu ada karşılık beni al.
That is the world of which Yonada is a part. No.
İşte Yonada o dünyanın bir parçasıydı.
I am a part of this column with no end, which walks since ancient times, from the beginning, in the dusky forests, on winter thorny paths, when one falls, another rises instantly.
Nazor'a, ineğe ve kitaplara göz kulak olacaksın, anlaşıldı mı? Nazor güvende, ineğin de durumu iyi. Her şey güvende!
A nation, which originated from Portugal... but now is not a part of Portugal anymore.
Bir ulus, kökeni Portekiz ; ama artık Portekiz'in bir parçası değil.
Which would you say is the basic part of the library?
- Kütüphanenin esas kısmının ne olduğu söyler misin?
Well, it's not a picture of a friendly horse... to which you give a lump of sugar, gnadige Frau... lt's part of a work of art.
Vay canına, bu sizin sevimli atlarınızdan değil. Onu şekerle beslemenize imkân yok, sevgili bayan. Bu, sanat çalışmasının bir parçası.
But I won't do it because you're new to this part of the galaxy, which is governed by the United Federation of Planets.
Ama bunu yapmam, çünkü bu galakside yenisiniz, galaksiyse Birleşmiş Gezegenler Federasyonunca yönetiliyor.
which part 185
part of me 17
part of it 35
part of the job 29
part of what 16
of course 48716
off we go 156
office 169
offer 51
of course not 6388
part of me 17
part of it 35
part of the job 29
part of what 16
of course 48716
off we go 156
office 169
offer 51
of course not 6388
officer 2766
offensive 29
offense 31
official 47
often 203
offspring 19
offended 16
officers 467
offred 44
officially 347
offensive 29
offense 31
official 47
often 203
offspring 19
offended 16
officers 467
offred 44
officially 347
offices 24
offs 170
off the top of my head 48
of course you can 486
of course you do 750
offside 18
of course i do 1281
off the grid 28
officer down 213
off you go 630
offs 170
off the top of my head 48
of course you can 486
of course you do 750
offside 18
of course i do 1281
off the grid 28
officer down 213
off you go 630