White hair tradutor Turco
536 parallel translation
Now they'll think every thin man with white hair is Wynant.
Her beyaz saçlı, zayıf adamı Wynant sanacaklar artık.
Snow-white hair, sir.
Bembeyaz saçlı.
Don't let my white hair stop you...
Ağarmış saçlarım sana mani olmasın.
I thought you would have white hair.
Saçların beyazlamıştır sanıyordum.
You could go so, but that mountain up there, that tall fellow with the white hair, he's about two miles high.
O yöne gidebilirsin ama o gördüğün dağ uzun boylu, kır saçlı dostumuz var ya boyu neredeyse 3 bin metre.
When I saw his first white hair, I did my housework with a lighter heart
Saçındaki ilk beyazı gördüğümde ev işini daha neşeli yapmıştım.
He shot at me, the fella with the long white hair.
Uzun beyaz saçlı olan bana ateş etti.
White hair?
Beyaz saçlı ha?
Respect his white hair.
Hiç olmazsa ak saçına hürmet edin.
His white hair.
Ak saçı mı, ak saçı mı?
He always walks with a cane, and he's bald up here. But he has a lovely fringe of white hair all around.
Sürekli baston taşıyor, ve burası kel, ama ensesine dökülen beyaz saçları var.
I'm afraid I'm gonna see an old lady with white hair, like the old ladies in the park - little bundles in black shawl, waiting for the coffin.
Beyaz saçlı bir kadın görmekten korkuyorum, tıpkı parktaki kadınlar gibi mezarı bekleyen, siyah şallar içinde küçük bohçalar.
You get very sentimental at the sight of white hair.
Beyaz saç görünce duygusallaşıyorsun.
He had white hair.
Kırlaşmış saçları olan biri.
You had white hair when I was a little boy and now we look like we're about the same age.
Ben küçük bir çocukken de saçların beyazdı, şimdi de aynı görünüyorsun.
But the one value of my white hair is that I may address beautiful women without being thought presumptuous.
Benim beyaz saçlarımın değeri, haddimi aşmadan güzel kadınlara hitap edebilmemdir.
- The one with the white hair.
- Şuradaki beyaz saçlı adam.
Maybe he had to have one more fling with her before the old man with the white hair moves in.
Belki ak saçlı ihtiyara dönüşmeden... son bir kaçamak yapmak istemiştir.
And that long white hair!
Bir de uzun, beyaz saçı var tabii ki!
You know that shock of white hair and these beady red eyes?
Şu iğrenç beyaz tüyleri ve boncuk gibi yuvarlak kırmızı gözleri biliyor musun?
With white hair.
Beyaz saçları vardır.
White hair.
Beyaz saçlı.
How much white hair!
Saçların ne çok ağarmış!
In his slowly growing beard, there's one white hair.
Sakalında yavaşça uzayan bir beyaz kıl vardı.
White hair, white skin.
Beyaz saçlı, beyaz tenli.
It's a wonder to me that all the hair on our heads didn't go white during the night.
İyi ki saçlarımız bir gecede beyazlamadı.
He was a lean, brown old man with hair as white as mine.
Saçları benimki kadar beyaz olan zayıf, esmer bir adamdı.
He gave me this costume... and said I got a new way to fix my hair, I've got a very interesting back.
- Tamam. Toni White, Klondike 0079. Tanıdığı epey bir kız var.
Our children growing up in cast-off clothing... and ourselves thanking God for parenthood in a house full of bits? I can bear with such a life for the sake of my work... but I think I'd start to kill if - if I saw the white come to your hair 20 years before its time. No.
Çocuklarımız başkalarının eskilerini giyerken, biz yoksulluk içindeki bir ev için Tanrı'ya şükür mü edeceğiz?
Let Long Hair return with word of great white father that no white man will set foot on sacred soil and Crazy Horse and his brothers will smoke peace pipe forever.
Uzun Saç büyük beyaz babadan beyazların kutsal topraklarımıza ayak basmayacağı sözünü alırsa barış çubuğu hiç sönmeyecek.
If the great white father gives word to my brother's people then Long Hair and his long knives will defend Black Hills against all white men who seek to profane them.
Büyük beyaz baba kardeşimin halkına söz verirse Uzun Saç ve onun uzun bıçakları Kara Tepeleri kirletmeye gelen beyazlara karşı koruyacak.
You'll look wonderful in white with a little orange blossom in your hair.
Beyazlar içinde ve saçında o küçük turuncu tokayla harika görünüyorsun.
At the rate it's going, do you think you'd like me with white hair?
Harika.
Yeah, I think you'd look dandy with white hair.
Böyle giderse, ak saçlı halimle beni ister misin?
You see white men have more hair on their faces than Indians, so they cut it of instead of pulling the hairs out.
Gördüğün gibi beyaz adamın yüzünde Kızılderililerden daha çok kıl var. Onlar da çekip koparmak yerine kesiyorlar.
His hair was just as white as cotton busting out of the boll.
Saçları beyaz
♪ And your hair has become very white
Saçların da bembeyaz oldu hem.
Described as female, white, 5'4 ", age 30, red hair.
Cesedin eşkâli : Kadın, beyaz, 1.62 cm boyunda, 30 yaşında ve kızıl saçlı.
A shapely nose, a small mouth, white teeth, well-proportioned ears, a clear brow, a long neck with no wisps of hair at the nape.
Hoş bir burun, küçük bir ağız beyaz dişlerle tamamlanmalı. Ve tabii ki, Kulakları çok belliyse ya da uzunsa, reddedilecektir. Uzun boyunlu olmalı ve seyrek saç telleri olmamalı.
Blonde hair, blue eyes. Suspect was wearing tweed sport coat, khaki trousers, white shirt.
Şüpheli kareli spor bir palto giyiyor, haki renk pantolonlu, beyaz gömlekli.
That curly blond hair, the pearly white teeth.
Kıvırcık sarışın saçların, inci beyazı dişlerin.
" her hair snow-white...
"... saçları bembeyaz...
Now, you wear a white dress and a ribbon in your hair... and I'll waltz you around under the moon.
Beyaz bir elbise giyip saçına kurdele takacaksın ve ben de ayın altında seninle vals yapacağım.
You'll be dressed in white and your hair will be long, just the way you wear it.
Beyazlar giyeceksin, uzun saçların olacak... şimdiki gibi.
- His hair has gone white.
- Saçı beyazlamış.
Your hair was aΙΙ white from the pΙaster.
- Saçların alçı yüzünden bembeyazdı.
His hair was all white.
Saçları bembeyazdı.
She has red hair and almost white eyes.
Kızıl saçları ve nerdeyse beyaz gözleri var.
But I don't remember any girl with red hair and white eyes.
Ama kızıl saçlı beyaz gözlü bir kız hatırlamıyorum.
Everything you've ever seen in the advertisements... fast, white convertibles... blonde women, their hair trailing in the wind... wafer-thin after-dinner chocolates.
Reklamlarda gördüğün her şeyi. Hızlı, beyaz üstü açık arabalar,.. ... sarışın kadınlar.
I'm gonna take your hair, and peel your pretty white hide one inch at a time.
Saçını keseceğim, ve beyaz derini santim santim yüzeceğim.
hair 308
haircut 83
hairy 66
hairs 21
hair of the dog 32
hair color 28
hair loss 19
haired 77
haired girl 27
haired man 25
haircut 83
hairy 66
hairs 21
hair of the dog 32
hair color 28
hair loss 19
haired 77
haired girl 27
haired man 25
white 1193
whitey 118
whitehall 26
whitehead 26
white boy carl 25
whites 22
white girl 29
white boy 86
white and blue 25
white guy 31
whitey 118
whitehall 26
whitehead 26
white boy carl 25
whites 22
white girl 29
white boy 86
white and blue 25
white guy 31