Whoever she was tradutor Turco

Well, whoever she was, she could not have been half as beautiful as you are right now.

O kadın her kimse şu an senin güzelliğinin yarısına bile sahip değil.

Well, I'm hardly Mrs. Leslie Carter, whoever she was.

Bayan Leslie Carter her kimse ona çok fazla benzemediğim kesin.

I had to help her, whoever she was.

Kim olursa olsun ona yardım etmeliyim.

So whoever she was blackmailing brought the money, killed her, then hearing the lodger, left her behind in panic?

Yani şantaj yaptığı kişi ona parayı getirdi, onu öldürdü, pansiyoneri duyunca da panik içinde kaçtı mı?

If whoever she was talking to had took the bait, she'd find the murderer.

Konuştuğu kişi yemi yuttuysa, katili bulduğu da söylenebilir.

Whoever she was, I must have scared the living daylights out of her.

Her kim olursa olsun, korkudan ödü patlamıştır.

I'm not her, whoever she was.

O her kimdiyse, ben o değilim.

Whoever she was is fine with me

Her kimse kim. İyi olan tarafı benimle birlikte.

Whoever she was before the First Slayer.

O kız İlk Avcı olmadan önce kim bilir nasıl biriydi?

Whoever she was, she had to be a witch.

Kim o oldu, o bir cadı olmak zorunda.

Well, the woman, whoever she was, hasn't reported the theft.

Çantası çalınan kadın artık her kimse hırsızlığı bildirmemiş.

I don't care whoever she was.

Onun kim olduğu beni ilgilendirmiyor.

So, he kills her and whoever she was with, and then he hops a plane?

Yani katil, kızı ve onunla birlikte olan kişiyi öldürdü. Sonrada uçağa mı atladı?

It was when she was going to meet whoever she was meeting.

Bu kimle buluşcaktıysa onunla buluşacağı saat.

Whoever she was, she tracked me there somehow.

Her kimse, beni oraya kadar takip etti.

Sam must have gotten away from Ceci and whoever she was with.

Muhtemelen Sam, Ceci ve yanındaki kişiden korkup uzaklaşmış olmalı.

And whoever she was, how was she able to warn the young victim before the serial killer struck?

Bu kadın her kimse seri katil harekete geçmeden genç kurbanı nasıl uyardı?

Let's check the... cab companies and car services please because whoever she was, she didn't walk here barefoot all the way from japan.

Taksi durakları ve ulaştırma şirketleriyle de görüşelim lütfen. Çünkü o kadın her kim idiyse, buraya ta Japonya'dan yalın ayak gelmedi.

Now, that girl Tiffany, or whoever she was, she was playing him and a couple of other guys.

O, adı Tiffany midir nedir bilemem, onu da başka erkekleri de kandırdı.

Whoever it was tried to choke your wife. She must have put up a pretty good fight.

Karını kim boğmak istemişse bayağı mücadele etmiş.

She registered you as Mohammed, thus a Muslim, and that's the last time whoever begot you was seen or heard from.

Adını Muhammed koydu, bir Müslüman adı, bu senin dünyaya getirenlerden duymuştur ya da öğrenmiştir.

Tom was the linchpin of the story. She's right, whoever you are.

Tom hikayenin kilit oyuncusuydu.

I wish to God she had blown whoever was driving the car's head off... because I wouldn't have been here.

Keşke becerebilseydi, sürücünün kafasını havaya uçurabilseydi de ben bunları yaşamamış olsaydım.

Whoever it was, she looked exactly like Elois.

Kimse kim, Elois aynen ona benziyordu.

There was no sign of a struggle, so... whoever it was, she knew him.

Hiç boğuşma işareti yok, yani bu her kimse, kızın tanıdığı biriydi.

She's one, shooter's two, Tyler's three, the drunk who shouted the signal's four, and whoever was on the other end of that radio is five.

O, bir. Tetikçi iki. Tyler üç.

She let whoever it was undress her. Sergeant.

Maktul, katilin onu soymasına izin vermiş Komiser.

She was running right there beside me... whoever she is.

O da tam yanımda koşuyordu... o her kimse.

She said she was going to kill whoever tried to harm her crew.

Ona ve mürettebatına zarar vermeyi....... deneyen herkesi öldüreceğini söyledi.

So whoever paid that girl to say she was Kate Jones is the same person who gave her the pin and who sent you the tape.

Yani kıza Kate Jones olduğunu söylemesi için para verenler sana kaseti gönderenlerle aynı.

Okay, I was thinking, she's sick so whoever took her might take her to a pharmacy to get some Infant Tylenol.

Hasta olduğunu düşünüyordum. Onu kaçıran kişi, bebek Tylenol'ü almak için eczaneye gitmiş olabilir.

That she was dropped here by someone and whoever it was cared about her enough not to kill her.

Buraya biri tarafından bırakıldı. Ama o kişi, onu öldürmek istememiş.

If whoever did this finds out she was the only witness,... they may finish the job.

Bunu yapan her kimse, kızının tek şahit olduğunu öğrenirse, işi bitirmeye karar verebilir.

She overdosed and whoever was with her didn't do shit... but roll her up and throw her away.

Aşırı doz almış ve onun her kim beraberse bunun için bir şey yapmamış direk olarak halıya sarıp atmışlar.

She was on her way to whoever was gonna help her leave.

Ayrılmasına yardım edecek her kimse ona gidiyordu.

- Yeah, I think she was flushed out by whoever's after Excalibur.

Kim en tarafından Excalibur sonra - Evet, o dışarı kızarmış olduğunu düşünüyorum.

I don't know what Lucy said to you about me, but I want you to know that whoever that was she was talking about wasn't me.

Lucy'nin sana benimle ilgili ne söylediğini bilmiyorum, fakat bilmeni isterim ki onun bahsettiği kişi aslında ben değildim.

She was murdered by whoever was on that phone.

Telefondaki her kimse, o öldürdü onu.

Athena's Tomb, whoever... whatever she really was, is probably up there.

Athena'nın mozolesi, her kimse ya da her ne ise, büyük bir ihtimalle orada.

When she was discovered, she was completely encased. Whoever buried her sure had access to a lot of tar.

Kadın bu kadar çok katrana ulaşabilecek biri tarafından tamamen kaplanıp paketlenmiş.

Well, whoever it was, she called me the night before and was like, "be here by 8 : 00, you know,'cause I have this big lunch and I'll be all ready for you,"

Neyse kimse kim. Heather beni önceki gece arayıp saat 08 : 00 gibi gelmemi istedi. Önemli bir öğle yemeği varmış.

Emily ; whoever the hell she was but, now, I hope Deb destroys him!

Emily ; ya da her kimse artık, şimdi, umarım Deb onu mahveder.

Well, whoever it was who sent her, if she's trying to kill us, she'll show up again soon enough.

Kim göndermiş olsa da yakında yine karşımıza çıkacaktır.

Now, see, that's funny,'cause I thought this was, like, a free country where a girl could talk to whoever she wants.

İşte bu çok garip... çünkü ben burayı özgür bir ülke sanıyordum. Kızların istediği kişiyle konuşabildiğini sanıyordum.

So whoever this was, she was keeping him a secret.

Yani bu her kimse, Carla onu herkesten saklıyormuş.

We know that, because it was after she was removed from lieutenant provenza's garage, and whoever removed the body's not the same person who put it there.

Bunu biliyoruz. Çünkü Tğm. Provenza'nın garajından götürüldükten sonra olmuş bu.

If she was killed here, which I doubt, whoever did it was a real pro.

Burada öldürüldüyse ki bundan şüpheliyim yapan kişi gerçek bir profesyonelmiş.

She never actually saw Walter, or whoever it was who really did it.

Aslında hiç Walter'ı ya da yapanı görmemişti.

She can't get overbeing used by whoever the helldoug o'connell was.

Doug O'Connell denilen herif tarafından kullanılmanın öfkesini atamadı üzerinden.

She thought this was the world and gave out to whoever, whenever...

O babasının bu dünyada olduğunu düşünürdü bunu her zaman söylerdi.

Well, I know whoever or whatever did it was scared or angry, otherwise it would have stopped when she was dead.

Şey, bunu her ne ya da kim yaptıysa korktuğunu ya da kızdığını söyleyebilirim, zira aksi halde kadın öldüğünde dururdu.