With a kiss tradutor Turco
480 parallel translation
You were gonna pay with a kiss?
Öpücükle mi ödeyecektin?
Shall we bind the deal with a kiss or $ 5 in cash?
Anlaşmayı öpücükle mi, beş dolarla mı bağlayalım?
The prince breaks the magic spell with a kiss.
Prens büyülü bir öpücük kondurur.
With a kiss I'll wake you.
Öpücüğümle seni uyandırırım.
Where you strangle Desdemona with a kiss?
Hani Desdemona'yı bir öpücükle boğuyordun?
Kills her dead... With a kiss.
- Bir öpücükle öldürüyor.
Then you won't mind rewarding my generosity and wit... with a kiss?
O halde, bu cömertlik ve anlayışımı bir öpücükle ödüllendirmeye aldırmazsın?
"Look, I've told you a hundred times, Genius Boy I want pictures that end with a kiss and ink on the books."
" Bak, binlerce kez söyledim sana, Zeki Çocuk Bir öpücük yada kitap üstünde mürekkeple biten filmler istiyorum
Give me pictures that end with a kiss and ink on the books.
- Bir öpücük veya kitap üstünde mürekkeple biten filmler ver bana
A coward does it with a kiss, a brave man with a sword.
Korkak adam öpücükleriyle, cesur adam kılıcıyla yapar.
We met with a kiss
Tanıştık, bir daha tanıştık.
We met with a kiss
Tanıştık bir daha tanıştık
Not with a kiss but with a sledgehammer.
Bir öpücükle değil ama bir balyozla.
With a kiss?
Öpüşerek mi?
Fair Helen, make me immortal with a kiss.
Harika Helen, bir buseyle ölümsüzleştir beni!
You think you can fool me with a kiss?
Beni bir öpücükle kandırabileceğini mi sanıyorsun?
Thus, with a kiss,
Bu öpücükle.
No doubt you think I can wake him with a kiss?
- Bir öpüşle uyandıracağımı mı sandın?
- I wonder... if sometimes you don't think of yourself as a sleeping beauty in a castle... waiting for a prince to free you... with a kiss.
- Bazen kendini masaldaki prenses gibi düşünmüyor musun? Prensi gelir ve onu bir öpücükle uyandırır.
Or if she's waiting for a prince to awaken her with a kiss?
Ya da onu öpüp uyandıracak prensi bekleyip beklemediğini?
Judas, must you betray me... With a kiss
Yehuda, ihanetinin öpücükle olması... şart mıydı?
- With a kiss.
- Öpücükle.
When I returned, my sweet little sister welcomed me with a kiss.
Döndüğümde sevgili kardeşim beni bir öpücüklekarşıladı.
THAT'S BECAUSE A WICKED WITCH PUT AN EVIL SPELL ON MY ICE-CREAM CONE THE VERY DAY I WAS BORN, AND IF A PRINCE DOESN'T COME ALONG SOON AND BREAK THE SPELL WITH A KISS,
Kötü bir cadı, doğduğumda külahıma kötü bir büyü koydu ve eğer yakın zamanda bir prens gelip, öpücüğüyle büyüyü bozmazsa sanırım sonsuza dek küçük Sybil olarak kalacağım.
Very well. Then marry some sentimental hog or other... with a thick pair of lips to kiss you with... and a thick pair of boots to kick you with.
O zaman seni kalın dudaklarıyla öpecek... ve kıçına vuracak koca botları olan... duygusal bir domuzla evlen.
# Kiss me with your eyes # # a secret embrace #
- Ne kadar uzun Vito? Çok uzun. Benim için uzun bir zaman.
Gil Martin, I'm gonna kiss ya, so I better do it now... so's you won't go off with the taste of a widow on your mouth.
Gil Martin, seni öpeceğim, ve bunu şimdi yapmam daha iyi, böylelikle bir dulun tadıyla çekip gitmezsin.
At least, there's nothing wrong with me that a nice, long kiss wouldn't cure.
En azından güzel ve uzun bir öpücüğün tedavi edemeyeceği bir hastalığım yok.
And the people I go with now don't use a kiss as an excuse to sock each other.
Şimdi takıldığım insanlar birbirlerini tokatladıklarında mazeret olarak öpücüğü kullanmıyorlar.
He is a handsome knight with a pure heart, sensitive and cultured and every kiss from Beauty adorns him with ever more glorious qualities
Artık tertemiz kalbi olan, hassas kültürlü ve yakışıklı bir şövalyedir ve Güzel'den aldığı her öpücük onu daha muhteşem erdemlerle donatır.
" never more with a look that is a kiss,
"... artık öpemeyecek uzaktan olsun seni... "
If anybody had told me six months ago that today I'd be in a graveyard in Inisfree with a girl like you that I'm just about to kiss...
Eğer altı ay önce birisi bana Inisfree mezarlığında senin gibi güzel bir kızla olacağımı ve onu öpeceğimi söyleseydi... - Öpüşmeye daha çok var. - Ha?
He'll kiss her with a sigh
# Adam öpecek kızı bir iç çekişle #
I'll kiss her with a sigh
# Bir iç çekişle onu öpeceğim #
I'd be... happy with a good night kiss.
Ben... güzel bir iyi geceler öpücüğü ile mutlu olurdum.
Off he rides on his noble steed- - a valiant figure, straight and tall- - to wake his love... with love's first kiss... and prove that true love conquers all!
Asil atına binip uzaklaşır- -... yiğit biri, doğru, dürüst- -... aşkın ilk öpücüğüyle aşkını uyandırmak için gider ve gerçek aşkın her zaman kazandığını ispat eder.
I never heard "permanent" mixed up with a thing like a kiss before.
Daha önce öpüşme gibi bir şeyden dolayı bu kadar açık bir şaşkınlık duymamıştım.
Marry a sentimental hog with lots of money and thick lips to kiss you, and thick boots to kick you.
Paralı duygusal bir domuzla evlen. O bir yandan öperken bir yandan da tekmeler seni.
We were nice, we were happy, then you give me a kiss and run off with him and you make me feel like nothing, Rose!
Güzel anlaşıyorduk, mutluyduk. sonra bana bir öpücük verip onunla kaçtın. Kendimi bir hiç gibi hissetmemi sağladın, Rose!
And - Let me kiss you and wish you every happiness with this old devil George...
İzin verin sizi öpeyim ve George'a ve sana mutluluklar dileriz.
But what a fool I am to chat with you... when I should bid good morrow to my bride... and seal the title with a lovely kiss.
Ama sizinle çene çaldığım için ne kadar aptalım Gidip gelinime iyi sabahlar diyeyim ; Bir öpüşle mühürleyelim anlaşmamızı.
Well, what's wrong with a little old kiss?
Bir öpücükten ne çıkar?
Ain't nothing wrong with a little old kiss, Dee.
Bir öpücükten bir şey olmaz Dee.
My lips, two blushing pilgrims, ready stand to smooth the rough touch with a gentle kiss.
Dudaklarım. iki utangaç hacı yüz sürüp mihrabına. hazırdır bu kaba dokunuşu bir öpüşle yumuşatmaya.
And, lips, O you the doors of breath, seal with a righteous kiss a dateless bargain to engrossing death!
Ve Ey dudaklar. soluğun kapıları. adil bir öpüşle mühürleyin doyumsuz ölümle yaptığım bu anlaşmayı!
With a face like that, do you want me to kiss you?
Böyle bir yüzle, seni öpmemi ister misin?
also, in the inverness pantomime last christmas the part of puss in boots was played by a native of new guinea with a plate in her lip... so that every time dick whittington gave her a french kiss he got the back of his throat scraped.
Ayrıca geçen Noel Inverness pantomiminde Çizmeli Kedi rolünü dudağında tabak taşıyan bir Yeni Gine yerlisi oynuyordu. O yüzden Dick Whittington her öptüğünde gırtlağı çiziliyordu. Lütfen gidin.
Does it start with a goodnight kiss?
İyi geceler öpücüğüyle mi?
... ready stand to smooth that rough touch with a tender kiss.
... burada hazırdır o kaba dokunuşu, şefkatli bir öpücükle yumuşatmak için.
The dressing of oil and vinegar with just a kiss of garlic.
Üzerinede biraz yağ ve sirke gezdirin... Sarımsak koymayın.
I had a date with the, uh the captain of the basketball team. And he was 6ft 7in tall, so I bought a pair of 3-inch spike heels so that our kiss goodnight would be, um
1.89'luk basketbol takımın kaptanıyla, baloya gelmiştim, bu yüzden gecemizin mahvolması için 10 cm'lik topuklu ayakkabı satın almıştım.
with all due respect 1080
with all my heart 134
with a knife 24
with a twist 22
with a 297
with a friend 35
with a smile 21
with anyone 35
with all respect 40
with a little help 17
with all my heart 134
with a knife 24
with a twist 22
with a 297
with a friend 35
with a smile 21
with anyone 35
with all respect 40
with a little help 17
with a gun 52
with a man 43
with a woman 42
with all this 27
with a big 18
with a capital 21
with any luck 181
with a little luck 33
with a bit of luck 31
with an 90
with a man 43
with a woman 42
with all this 27
with a big 18
with a capital 21
with any luck 181
with a little luck 33
with a bit of luck 31
with an 90
with a girl 41
a kiss 159
kiss 670
kisses 266
kissing 159
kissed 38
kissy 29
kiss me 648
kiss my ass 166
kiss me again 17
a kiss 159
kiss 670
kisses 266
kissing 159
kissed 38
kissy 29
kiss me 648
kiss my ass 166
kiss me again 17