Without exception tradutor Turco
102 parallel translation
Anyone constituting a menace to our organisation is to be eliminated without exception.
Örgütümüz için tehdit oluşturan her kim... olursa olsun istisnasız biçimde bertaraf edilecek.
I've known several Jacks, and they all... without exception, were more than usually plain.
Bir sürü Jack tanıyorum ve hepsi de oldukça sıradan insanlar.
In short, everyone was brought into it, without exception, including the servants.
Kısaca, istisnasız olarak herkes bu işin içine girdi. Hizmetkarlar dahil.
Without exception, Joey without challenge from anyone, anywhere this is the most stupidest, the most unfeelingest the most uncooperative broad in the whole planet.
İstisnasızca Joey hiçbir yerden, hiç kimseden rekabet görmeden yeryüzündeki en aptal, en hissiz en anlayışsız hatun bu.
- I mean EVERYBODY without exception.
Demek istediğim, herkesten.
And every one, without exception, has been traced to something in the person's life.
Ve istisnasız her birinin kişinin yaşamındaki bir şeye dayandığı anlaşıldı.
Every person, without exception, is capable of doing the worst things just to live another minute.
İstisnalar dışında her insan bir dakika daha fazla yaşayabilmek için en berbat şeyleri yapabilir.
Great people, only because were mistreat, men, women and children without exception, imprisoned and they had been spanked.
Bir sürü insan, kadın-erkek, çoluk çocuk demeden yalnızca Yahudi oldukları için.
The press was without exception hostile and the industry reaction negative.
İstisnasız bütün medya düşmanca davrandı ve endüstrinin tepkisi olumsuzdu.
Everyone. Without exception
İstisnasız herkes.
All accounts to be settled at the end of the day's trading, without exception.
Tüm hesaplar günün sonunda, ayrım yapılmaksızın değerlendirilir.
You are to employ the entire staff without exception.
Bütün personeli görevlendirin istisnasız.
These, without exception, are all folded like a book, whereas this one has been torn.
Bunlar, istisnasız, katlanmış, bir kitap gibi. Oysa bu yırtılmış.
Did you have the impression that, without exception, everything is bad?
Herşeyin istisnasız kötü olduğu izlenimi var mıydı?
Every man, without exception.
Her insan, istisnasız.
They're slime, and without exception they are lazy, stupid, cowardly, arrogant and thoroughly incompetent.
Hepsi yağcı. İstisnasız hepsi tembel, aptal, korkak kibirli ve tamamen beceriksizdir.
All these kids without exception are... loaded in...
İstisnasız bütün çocukların vardır...
From this moment on, every department without exception will account for each item of its supply issue. - What?
Bundan sonra her bölüm, kendi atık maddelerini rapor halinde bize yani yönetime bildirmek zorunda.
Without exception, I knew, but I never took it.
Ama hep diğer yolu seçtim.
And without exception, they become happier people after treatment, and grateful that we care enough to cure them.
Ve istisnasız, hepsi de tedaviden sonra daha mutlu insanlar olup, onları iyileştirdiğimiz için bize minnettar oluyorlar.
- Oh, almost without exception.
- Evet. - Tabii. Neredeyse her zaman.
It's a rule we follow without exception.
Evet, efendim. Bu istisnasız uyulması gereken bir kuraldır.
I respect them all without exception.
Hiçbirini ayırmaksızın hepsine saygı duyuyorum.
I'm completely, without exception the fucking sorriest I've ever been in my whole fucking sorry life!
Tamamen, kesin olarak bütün kahrolası hayatımın en üzgün anını yaşıyorum!
"Last night's comedy benefit delivered wall-to-wall laughs without exception."
"Geçen geceki komedi festivalinde kahkahalar istisnasız bir şekilde patladı."
Without exception.
Evet, istisnasız.
The officers are all, without exception, arrogant and blunt.
Subay ve memurların hepsi çok şekilci, | resmi, küstah ve kalın kafalı.
Given that recent events have severely affected the revenue... of the municipality, it is decreed that as of today... 9th of October of 1949, without exception... all the inhabitants of San Pedro DE los Saguaros... must pay an extra tax on their lands... as well as for cows, pigs, donkeys, turkeys, hens... and for all other animals known or yet to be discovered.
Son olayların belediyenin gelirlerini fazlaca etkilemesinden dolayı, bugünden, yani 1949'un 9 Ekiminden itibaren ayrım yapmaksızın San Pedro de los Saguaros'un bütün yerleşimcilerinin topraklarından ve yanı sıra öküz, domuz, eşek, hindi, tavuk ve bütün diğer bilinen yada sonradan ortaya çıkan hayvanlarından ekstra vergi alınmasına karar verilmiştir.
Friday night, without exception, was our night to get together and go out on the town.
Cuma geceleri istisnasız bir araya gelip şehre inerdik.
Philip Gould was crucial, because he gave the'raw material'if you like for these politicians to do this kind of politics, in that when he came up with stuff they'd follow it, pretty much without exception.
Philip Gould çok önemliydi çünkü "ham madde"'yi politikacılara bu çeşit politikalar yapabilmesi için verdi,... ve Gould bir şeyle çıkıp geldiğinde istisnasız onu takip ettiler.
Almost without exception, when a pedestrian's hit by a car, there's certain expected wounds in his lower extremities... most significantly, the pedestrian fracture.
Hatta bir yayaya araba çarpınca vücudun alt kısmında belli başlı yaralar olur, onlar bile yok. En belirgini bacaklardaki kırıklardır.
Their policy, without exception, is that he is to have no visitors.
Hiçbir şekilde ziyaretçiye izin vermiyorlar.
- Every time without exception?
- İstisnasız her zaman?
if Mr. Kremer tries to escape all the prisoned priest in Luxembourg will be executed death without exception
Eğer Sayın Kremer kaçmaya çalışırsa, Lüksemburg'daki tüm tutsak rahipler, idam edilecek.
Without exception.
İstisnasız herkes.
And all of you, without exception, are part of my family!
Ve hepiniz kimseyi ayırmaksızın ailemin bir parçasısınız!
Everybody dies sooner or later without exception.
Yani her insan, istisnasız er ya da geç ölür.
We have been lied to in every military escapade frankly over the last 50-60 years without exception.
Son 50-60 yıldır yaşanan her askeri saçmalıkta bize istisnasız olarak daima yalan söylendi.
Every man is a soldier, and I expect every soldier to do his duty without exception.
Her erkek bir askerdir ve her askerden....... görevini eksiksiz yerine getirmesini beklerim.
When my son comes of age to marry Zesay, let him receive all my wealth without exception.
Oğlum, Zesay'la evlenecek yaşa geldiğinde eksiksiz bütün mirasımı almasına izin verin.
Those as don't eat without exception fail to survive.
Yemek yemeyen istisnasız hiç kimse hayatta kalamaz.
Well, really good looking women, they're high maintainance. And without exception... completely worthless between the sheets.
Çok güzel kadınlar, iyi bakılmayı isterler ama istinasız hepsi yatakta değersizdir.
Without exception
# İstisnasız hepiniz
Those infected With this virus will attack other people anyone, without exception.
Virüs bulaşan kişiler başkalarına saldıracaklar herkese, ayrım yapmadan.
"That every maid throughout the kingdom without exception, " shall try on her foot this slipper of glass, " and should one be found upon whose foot this slipper shall properly fit,
Krallıktaki her evlenmemiş genç kız, ayrım yapılmaksızın, bu camdan ayakkabıyı ayağına giymeyi denesin, ayağı bu ayakkabıya tam olarak uyanlardan biri bulunsun ve o genç bayan bu araştırmanın sonucu olarak ilan edilsin ve Majestelerinin, sevgili oğlumuzun ve tahtın varisi olan asil prensimizin gerçek aşkı olarak kabul edilsin.
That's systematic, consistent behaviour, in this case without even any exception.
İyi akşamlar, Ben Gaul Mayers.
All without exception. I do that to me!
Bunu bana nasıl yaparsın?
Instead of this, it wants to cross to the other side... until the dionysiac says yes to the world, just as it is... without discount, exception, selection.
Bunun yerine, o öteki tarafa geçmek ister... Dionysosça Evet diyene kadar... hiçbir bedel, iltimas, seçme şansı beklemeden.
They all do this... without an exception!
İstisnasız hepsi bütün bunları yaparlar...
Those caught tonight in violation of curfew will be considered in league with our enemy and prosecuted as a terrorist without leniency or exception.
Bu gece sokağa çıkma yasağını ihlal edenler, düşmanımızın tarafında sayılacak ve müsamaha ve istisna olmadan bir terörist gibi mahkemeye çıkacak.
without exception... passed the final exams.
Çünkü, hepiniz istisnasız olarak sınavları başarı ile geçtiniz.
exceptional 32
without 110
without me 305
without you 442
without further ado 110
without doubt 45
without a doubt 217
without love 36
without water 18
without saying a word 17
without 110
without me 305
without you 442
without further ado 110
without doubt 45
without a doubt 217
without love 36
without water 18
without saying a word 17
without my permission 24
without mercy 18
without warning 47
without your help 31
without a trace 16
without thinking 29
without hesitation 31
without fail 57
without telling me 34
without question 87
without mercy 18
without warning 47
without your help 31
without a trace 16
without thinking 29
without hesitation 31
without fail 57
without telling me 34
without question 87
without knowing it 23
without fear 28
without it 253
without asking me 19
without us 57
without him 157
without a word 39
without her 96
without them 104
without the 32
without fear 28
without it 253
without asking me 19
without us 57
without him 157
without a word 39
without her 96
without them 104
without the 32