You are clever tradutor Turco
367 parallel translation
Hmm, if you are clever, my friend.
- Evet çok akıllısın dostum.
If you are clever enough to bring destruction on me, rest assured I shall do as much for you.
Eğer beni yıkıma uğratacak kadar akıllı iseniz, rahat olun ben size daha fazlasını yapacağım.
- Oh, you are clever!
- Ne kadar zekisin!
In civilian things, Samuel, you are clever.
Sivil konularda sen akıllısın Samuel.
You are clever!
Çok zekisin!
- You are clever and resourceful, Mr Bond.
- Akıllı ve beceriklisiniz, Bay Bond.
Chapman, evidently you are clever.
Chapman, zeki biri olduğun çok açık.
You are clever, Vanna, very clever.
Zekisin, Vanna. Çok zeki.
You are clever men, workers from the Plain.
Siz zeki insanlarsınız.
You are very clever.
... evet, sen zeki bir adamsın.
You are very clever, all of you, but we'll meet again.
Hepiniz çok kurnazsınız. Ama tekrar görüşeceğiz.
But are you clever enough to manage it?
Bunu yapabilecek kadar zeki misiniz?
How clever of you, my dear Miss Bingley, to know something of which you are ignorant.
Detayları bilmeden dediklerinin doğru olmadığını... söylemek ne kadar da zekice Bayan Bingley!
You're a clever little man, little master of the universe... but mortals are weak and frail.
Küçük ama zeki bir adamsın, evrenin küçük efendisi... ama ölümlüler zayıf ve güçsüzdür.
You are very clever.
Siz çok zekisiniz.
You boys are too clever for me. Now I know.
Siz gençler benim için fazla zekisiniz.
Perhaps you are... clever enough not to want to visit our vault downstairs?
Belki sen... aşağıdaki mahzenlerimizi ziyaret etmek istemeyecek kadar zekisindir?
The Gestapo are very clever, you see, old boy.
Malum, Gestapo çok zekidir, arkadaşım.
I'm very happy to repay you for the kindness you showed me in amsterdam, professor. You are very clever people, you journalists.
Amsterdam'da yaptığınız iyiliğe karşılık verebileceğim için mutluyum, Profesör.
It isn't because you're clever, which you are.
Zeki olduğun için değil, ki öylesin.
Let me go. You are too clever for me.
Benim için fazla zekisiniz.
Oh, darling, you are so clever.
Oh, sevgilim, sen çok zekisin.
Oh, darling, you are so clever.
Oh, sevgilim, öyle zekisin ki.
That question I do not have to answer because you are a clever woman and you know why.
Bu soruya cevap vermeme gerek yok, siz zeki bir kadınsınız ve nedenini biliyorsunuz.
You are so clever, Frederick.
Çok akıllısın Frederick.
If you're so clever, why are you here?
O kadar akıllıysan, burada ne işin var? Balık suratlı birinin yüzünden.
Clever as you are, you'll succeed whenever you want.
Zekanla, istediğin zaman her şeyi başaracaksın.
- You, too, are clever.
- Siz de çok zekisiniz. - Evet.
Some wine? - You are trying to be clever.
- Zeki olmaya çalışıyorsun.
You are also wise and clever.
Aynı zamanda akıllı ve yeteneklisin.
- Or are you not sufficiently clever?
- Yoksa yeteri kadar akıllı değil miyim?
I always said how clever and crafty you are.
Hep senin ne kadar zeki ve kurnaz olduğunu söyledim.
Not so clever after all, are you, Miss Marple?
Sandığınız kadar zeki değilsiniz, Bayan Marple.
Arthur, you are a clever man.
Arthur, sen zeki bir adamsın.
You're a clever bag of tricks, you are, Roberts.
Zeki madrabazın tekisin, Roberts.
- You're a clever boy, you are.
- Zeki çocuksun ha?
Just tell me that if you are so clever!
Bu kadar zekiysen bana bunun cevabını versene!
You are a clever man, Mr. Katz.
Siz zeki bir adamsınız, Bay Katz.
You are intelligent and clever.
Zeki ve kurnaz birisin.
Are you clever enough to see that now you've met all of us, you could identify us and will probably be shot?
Bu buluşmamızla bizi gördün ve kim olduğumuzu öğrendin. Kimliğimizi açığa çıkarabilirsin. Bu durumda seni vurmamız gerektiğini anlayacak kadar zeki misin?
You really are clever, watch my moustache you will see, it has stopped growing.
Gerçekten akıllısın, bak bıyığımın uzaması durdu bile.
- You are a clever, you.
- Zeki adamsın gringo.
You are very clever, Captain.
Çok zekisin, Kaptan.
You are too clever for us naughty people.
Biz yaramazlar için çok akıllısınız.
Miss Fang, how clever you are
Fang Hanım, ne kadar beceriklisiniz!
How clever you are, Mr. Bond.
Ne kadar akıllısın Bay Bond?
You've no idea how clever they are in those laboratories of theirs.
Şu laboratuardakilerin ne zeki olduğunu bilemezsin. Hiç risk alamayız.
You are very clever, professor
Çok bilgilisiniz, Profesör.
I am amazed at how clever you are, professor
Bilginize hayran kaldım, Profesör.
You are very clever.
Çok zekisiniz.
If you're that clever, why are you still a prisoner here?
Madem o kadar zekisin neden hâlâ bu evde mahkûmsun.
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are the best 102
you are welcome 177
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are the best 102
you are welcome 177