You are so sweet tradutor Turco
252 parallel translation
No, I'm saying that... when I look myself in the mirror... you are so sweet... but really, you can't say I have exactly a pretty face.
Hayır, diyorum ki... Aynada kendime baktığımda çok tatlısın ama gerçekten çok güzel bir yüzüm olduğunu söyleyemezsin.
It's a pity you are so sweet in one end, and so muddled in the other.
Bazen çok tatlı, bazen de karmakarışık olman ne acı.
You are so sweet.
Çok tatlısın.
- Sam. You are so sweet.
- Sam, sen çok tatlısın.
You are so sweet.
Çok hoş birisin.
You are so sweet, but I just don't think it's a good idea.
Çok düşüncelisin fakat bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Oh, you are so sweet, larry.
Ah, çok tatlısın Larry.
Billy, you are so sweet.
Billy, çok tatlısın.
God, Sherman, you are so sweet.
Tanrım, Sherman, o kadar tatlısın ki.
You are so sweet to that guy.
Ona karşı çok iyisin.
That's what's always impressed me most you are so sweet.
Beni en çok etkileyen tarafın da bu. Çok hoşsun.
You are so sweet to bring me back.
Hayatım, beni getirdin, eksik olma
You are so sweet.
Ne tatlısın.
- You are so sweet to notice.
- Fark ettiğin için sağ ol.
Oh, honey, you are so sweet.
Yasağın saçmalık olmasına rağmen benim için önemlisi buna saygı göstermiş olman.
- You are so sweet.
- Çok iyisin.
- You are so sweet.
- Çok tatlısın.
- Karen, you are so sweet
- Karen, çok tatlısın.
You are so sweet.
Sen çok tatlısın.
You are so sweet to think of me.
Beni düşündüğün için çok iyisin.
Oh, God, you are so sweet.
Tanrım, ne kadar tatlısın.
You are so sweet to open up your place like this.
Bize restoranını açtığın için sana minnettarım.
My sweet, why are you suffering so?
Tatlım, neden bu kadar acı çekiyorsun?
So roses are red, so violets are blue, so sugar is sweet, so so are you.
Tabii! Gül kırmızıdır, menekşe mavi, Şeker tatlıdır, ve sen de tatlısındır.
Here you are, chaplain to the galleys, and your galley slaves stink so much, you will appreciate the sweet smell.
İşte siz, kalyonların papazı, ve kalyonlarınızdaki köleler çok kötü kokuyor, güzel kokunun değerini anlayacaksınız.
The rose is red, The violet blue Carnation's sweet And so are you
Gül kırmızıdır, menekşeler mor Karanfil çiçeğim ise sensin
Bravo, Otto. You are always so sweet.
Her zaman çok iyisin.
My dear, dear Otto, you are always so sweet.
Sevgili Otto, çok hoşsun. Herkes mutlu.
"My sweet, I am sure you have got something belonging to me because I am always so happy when I am with you, but as soon as we are apart, I just go as flat as can be."
"Tatlım, biliyorum sende bana ait bir şey var." "Çünkü seninleyken her zaman çok mutluyum." "Ancak ayrı kaldıkça, ne kadar olabilirse o kadar sıradanlaşıyorum."
You two are so sweet.
Siz ikiniz, çok şekersiniz.
Oh, you are so long, my sweet papaya.
Oh ne kadar büyükmüş, sevgili papayam.
I know this sounds silly, especially in this so-called modern age, but you scuzzy college pukes should watch out, because they're out there, and you, sweet peas, are the answer to their dream!
Biliyorum, tuhaf geliyor, bilhassa bu modern çağda, fakat siz kolej çocukları dikkat edin, çünkü onlar orada ve sizler, tatlım, onların hayallerinin karşıIığısınız!
You guys are so sweet, you know that?
Çok şekersiniz, biliyor musunuz?
And you are so skinny, sweet blond, and so nice.
Sen de çok sıska, tatlı bir sarışınsın, ve çok hoşsun.
You peasants are so sweet.
Siz köylüler çok tatlısınız.
So much trouble, but you are sweet.
Baş belasısın ama tatlısın.
You're so smart, and your... your looks- - your looks are like... a beer tap, a golden rush of drunken beauty with a nice head which spills all down your blouse, leaving you sweet and pungent.
Çok akıllısınız. Ayrıca... Görünüşünüz... sanki... sanki bira fıçısı gibi.
So you are Isabel's great love my dear sweet boy.
Demek Isabel'in büyük aşkı sensin, sevimli çocuk.
Daddy, you're so sweet You are wonderful
Baba sen çok şirinsin sen mükemmelsin
- Why are you so sweet?
- Neden böyle tatlısın?
Sugar is sweet... and so are you.
Şeker tatlıdır... sen de tatlısın.
Hey, sweet pea, you are getting so big.
merhaba tatlım. kocaman olmuşsun.
Oh, thank you, Granny, so much. You are too sweet.
Sağol, büyükanne, çok sağol.
You guys are so sweet.
Çok tatlısınız.
- You really are so sweet.
- Gerçekten çok tatlısın.
But here you are. I mean, you're just so sweet, aren't you?
Çok şirinsin değil mi?
SO YOU BOYS IN THE MOOD FOR SOMETHING SWEET, OR ARE YOU GONNA PICK UP A LITTLE SOMETHING AT WOODY'S?
Geri dönecek.
I didn't know... - You are so sweet!
- Lanet herifın tekiydi işte.
You are so warm, so sweet, honest,
Tanrım, öyle sıcaksın öyle tatlısın ki dürüstsün öyle güzelsin ki.
- Why are you being so sweet?
- Niye bu kadar iyi davranıyorsun?
You are so kind and sweet and good.
Hepiniz sürekli yapıyorsunuz, değil mi? Size ne diyeceğimi bilmiyorum.
you are 6060
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are welcome 177
you are the best 102
you are dead to me 22
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are welcome 177
you are the best 102
you are dead to me 22
you aren't 92
you are good 169
you are right 482
you are free 73
you are crazy 148
you are not alone 88
you are wrong 155
you are under arrest 166
you are lying 79
you are sick 71
you are good 169
you are right 482
you are free 73
you are crazy 148
you are not alone 88
you are wrong 155
you are under arrest 166
you are lying 79
you are sick 71