You are so beautiful tradutor Turco
493 parallel translation
But you are so beautiful.
Ama öyle güzelsin ki.
You are so beautiful, Paloma.
Çok güzelsin Paloma.
You are so beautiful...!
Çok güzelsiniz...!
You are so beautiful.
- O kadar güzelsinizki.
You are so beautiful.
Sen çok yakışıklı birisin.
You are so beautiful!
Çok güzelsin!
- You are so beautiful.
- Çok güzelsin.
You are so beautiful...
Çok güzelsin...
You are so beautiful, you know.
Çok güzelsin.
You are so beautiful, in that red
Kırmızılar içinde çok güzelsin.
you are so beautiful, mom..
çok güzelsin, anne..
You are so beautiful.
Çok güzelsin.
You are so beautiful, so delicate.
Çok güzel ve özelsin.
You are so beautiful!
Siz çok güzelsiniz!
I love you You are so beautiful
Sana tapıyorum.
You are so beautiful.
- Harikasın.
You are so beautiful.
Sen çok güzelsin.
You are so beautiful.
Öyle güzelsin ki.
You are so beautiful.
Çok güzelsin!
It is, " Not seeing you for a day feels like three autumns. I miss you day and night. You are so beautiful.
seni 1 gün bile görmemek, 3 sene görmemek gibi seni gece ve gündüz özlüyorum çok güzelsin sevgimin bir kanıtı olarak bu keseyi sana veriyorum
Listen, you are so beautiful... when you ´ re embarrassing me in front of a roomful of people.
Beni bir oda dolusu insanın içinde utandıracak kadar güzelsin.
You are so beautiful.
Şipşak bir sikişe ne dersin?
You are so beautiful.
- Çok güzelsin.
BOTH : * You are so beautiful To me *
* Bana çok güzel görünüyorsun. *
So, you're telling me that those goddesses are being pushed out by a single ghost? A scary ghost is more shocking than beautiful goddesses.
Bir hayalet kız, güzel kızlardan daha etkileyici.
Your flowers are so beautiful. I could not resist the temptation to thank you.
Çiçekleriniz öyle güzel ki size teşekkür etmesem olmazdı.
Because you are a beautiful dancer, but you're so smug and conceited that you can't see any further than your funny nose.
Harika bir dansçısın ama kibirli ve kendini beğenmişsin komik burnundan daha ötesini göremiyorsun.
Under the circumstance you're going to say it is impossible, of course, but... why are you so much more beautiful than your sister?
- Efendim? Bu şartlar altında imkansız diyeceksin elbette ama niçin kardeşinden bu kadar fazla güzelsin?
It was just that you are so very beautiful.
Ama o kadar güzelsiniz ki.
So you are Theresa. I find you as your brother told me I would alone in the great house, proud, silent and beautiful.
- Sen Theresa.Kardeşinin söylediği gibi buldum seni büyük bir evde yalnız, sessiz, gururlu ve güzel
- And so beautiful. - Oh, Mama, you are too.
- Anne, sen de çok güzelsin.
Because you are much too beautiful to be so good, and I was thinking being good is better than being bad, yes?
Çünkü, bu derece uslu olamayacak kadar güzelsin.
Then get made up so the Germans can see how beautiful you are.
Sonra kendinize çeki düzen verin ki Almanlar güzelliğinizi görsün.
So, while the kids are resting and being attended to by our medical staff, why don't you visit our beautiful Palm Garden, where we serve refreshments of all types.
Gençler dinlenip sağlık kontrolünden geçerken her türlü içeceği sunduğumuz güzel bahçemizi gezebilirsiniz.
At times... it was so beautiful that... there are moments when you forget... everything... including the fact that you could resolve the difficulties, and find a common basis to...
Bazı zamanlar... o kadar güzeldir ki ; zorlukların üstesinden gelebilmeniz... ve... ortak bir yan bulabilmeniz de dâhil, her şeyi unuttuğunuz anlar yaşanır.
You are so beautiful.
Çok yakışıklısın.
So beautiful you are.
- Çok güzel bir vücudun var.
So beautiful you are.
Yumuşacıksın.
Why are you so devilishly beautiful?
Neden bu kadar şeytani bir güzelliğin var?
Oh, my life could be so beautiful, Madame Lola, but... how are you supposed to live,
Daha güzel bir yaşamım olabilirdi, Madam Lola.
And why are you so beautiful?
Neden bu kadar yakışıklısın?
And why are you so beautiful?
Sen neden bu kadar yakışıklısın?
- God, you're beautiful. - So are you.
- Tanrım sen çok güzelsin.
It makes you so beautiful... gives you a solemn air... and at the same time you are unbearably hot.
Seni güzel yapıyor. Sana ciddi bir hava veriyor... aynı zamanda inanılmaz derede ateşli oluyorsun.
You are a flower and I need to sing to you... so that you may look as beautiful as possible.
Sen de bir çiçeksin ve sana da şarkı söylemeliyim... böylelikle olduğundan bile güzel görünebilirsin.
Second, you are not that beautiful or worthy so that I'd work for you
ikincisi, ne güzel nede saygın olmayan.. ... biriyle çalışmam asla mümkün değil!
You are so beautiful, my Baron.
Siz çok güzelsiniz, Baron'um
Why are you so beautiful then and why do I love you so much?
Ne kadar güzel bir şeysin, seni seviyorum?
Well, here we are in beautiful Tongola, so I think it's time you levelled with me.
Aaa, işte güzel Tongola'dayız. Bu yüzden, sanırım bana gerçeği söylemenin zamanı geldi.
You are. You're so fucking unbelievably, absolutely beautiful.
Sen. inanılmazsın ve hakikaten çok güzelsin.
You are so fucking beautiful.
Çok güzelsin.
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are welcome 177
you are the best 102
you aren't 92
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are welcome 177
you are the best 102
you aren't 92