You made your choice tradutor Turco
231 parallel translation
- You made your choice.
- Seçimini yaptın.
Very well, MacChesney, you made your choice.
Pekala, MacChesney, seçimini yaptın.
You made your choice.
Seçimini yaptın.
Have you made your choice?
Seçiminizi yaptınız mı?
You made your choice.
Sen seçimini yaptın.
- Nothing to talk about, Grady, you made your choice.
- Bir karar verdim
All right, you made your choice.
Pekala, seçimini yaptın.
You made your choice.
Pekala. Sen seçimini yaptın.
So you made your choice, without my help.
Sarınım, benim yardımım olmadan seçiminizi yaptınız.
- You made your choice.
- Seçimini yapmışsın.
And you made your choice, detective.
Ve siz de kendi seçiminizi yaptınız, dedektif.
You know, it didn't have to be this way, but you made your choice.
Böyle olması gerekmiyordu. Ama sen tercihini yaptın.
Yeah. You made your choice.
Sen seçimini yaptın.
- Have you made your choice?
- Merhabalar, seçimimizi yaptık mı?
You made your choice!
Sen seçimini yaptın!
It's not your biggest problem really, but - you made your choice.
En büyük sorunun bu değil aslında ama seçimini yaptın.
You made your choice. Right?
- Sen kararını verdin, değil mi?
- Maybe but you made your choice.
- Belki ama seçimini yaptın.
You made your choice.
Seçimini sen yaptın.
" You have made your choice and i see the way of it.
Sen seçimini yaptın. Bunun sebebini anlayabiliyorum.
You've made your choice, the only choice you could make.
Sen seçimini yaptın, yapabileceğin tek seçim.
Well, if your mother doesn't approve, you've probably made an excellent choice.
Demek ki, harika bir seçim yaptın.
You'd lose your homes, your families. Every man here has already made his choice.
Sizi yanımda götüremem, evlerinizi kaybedersiniz, ailelerinizi kaybedersiniz.
- You've made your final choice?
Son seçiminizi yaptınız mı?
"I just heard..." "you've chosen a mate for life" "Now that you've made your choice..."
Duydum ki, hayat arkadaşını seçmişsin.
"you've chosen a mate for life" "Well, now that you've made your choice..."
Duydum ki hayat arkadaşını seçmişsin.
You've made your choice.
Sen seçimini yaptın.
I don't care if you shit Mona Lisas out of your ass on cue ; you've made your fucking choice.
Mona Lisa'yı kıçınızla yapacak kadar yetenekli olsanız bile umurumda değil! Tercihinizi siz yaptınız!
You've made your choice.
Sen kararını verdin.
You considered all your options and then you made the hard choice.
Tüm seçeneklerini denedikten sonra zor olan kararı verdin.
You have made your choice.
Sen seçimini yaptın.
I guess you've made your choice.
Sanırım seçimini yaptın.
I guess you've made your choice.
Sanırım seçimin yaptın.
As your captain, it is my duty to inform you that you made the wrong choice.
Kaptanın olarak, yanlış tercihi yaptığını söylemek benim vazifem.
Whatever- - what you do with your body, that's your choice and I think that you made two excellent choices.
Her neyse. Vücuduna ne yaptığın senin tercihindir. Ve ve mükemmel iki tercih yaptığını düşünüyorum.
Look, you've made your choice and frankly, it's none of my business.
bak sen secimini yapmis olabilirsin ama, bu senin isin degil.
You've made your choice.
Seçimini yaptın.
Right there. You've made your choice. Good for you.
İşte seçimini yaptın, aferin sana.
Mark, you made a choice to murder your family, and as a result, you don't have a choice about staying alive.
Mark, aileni öldürerek bir seçim yaptın, ve bunun sonucu olarak, yaşamak gibi bir seçeneğin yok.
Now, I might get them before they get you, and I might not, but you've made your choice, so that's not really my problem.
Şimdi, onlar seni vurmadan önce ben onları vurabilirim ya da vuramam. Ama seçimini yapmalısın, bu benim problemim değil.
I think he saw how old your heart is and he knew that whatever choice you made it would be the right one.
Bence o senin kalbinin yaşını anladı, bunu gördü. Anladı ki ne karar verirsen ver doğru karar vereceksin.
"Now that you've made your choice..."
Seçimini yapmışsın.
"Well, now that you've made your choice..." "will you tell us what he's like?"
Söyle bakalım seçtiğin nasıl biri?
You made the choice to stand by your husband all on your own.
Kendi başına kocanın yanında durduğunda seçimini yaptın.
Well, there's nothing you can say You've made your choice
Senin diyecek bir şeyin yok. Seçimini yaptın.
Ah so you've already made your choice I don't know
Demek seçimini yaptın bile.
Since you made the wrong choice, all of your men will die.
Yanlış seçim yaptığın için tüm adamların ölecek.
I see you've made your choice.
Beni bunu yapmak zorunda bıraktın.
Then you've made your choice.
O halde seçimini yaptın.
You do not get a choice. You have allready made your choice.
Seçim yapamazsınız, çünkü zaten yaptınız.
- You've made your choice, a slut.
- Seçimini yaptın, bir fahişe.
you made it 730
you made your bed 27
you made your point 111
you made a mistake 169
you made it up 29
you made the right decision 46
you made the right choice 44
you made a promise 37
you made me 53
you made me a promise 19
you made your bed 27
you made your point 111
you made a mistake 169
you made it up 29
you made the right decision 46
you made the right choice 44
you made a promise 37
you made me 53
you made me a promise 19
you made a choice 27
you made a commitment 17
you made 28
you made the right call 27
you made sure of that 16
you made this 52
you made them 16
you made bail 25
you made that up 37
you made a deal 26
you made a commitment 17
you made 28
you made the right call 27
you made sure of that 16
you made this 52
you made them 16
you made bail 25
you made that up 37
you made a deal 26
you made that 16
your choice 325
you mean 3569
you motherfucker 331
you mean everything to me 17
you make me happy 42
you mean it 157
you mean right now 22
you mean me 104
you meant 25
your choice 325
you mean 3569
you motherfucker 331
you mean everything to me 17
you make me happy 42
you mean it 157
you mean right now 22
you mean me 104
you meant 25