You see me tradutor Turco
28,639 parallel translation
If anything happens to them, the next time you see me, I won't be a cop.
Onlara bir şey olursa beni bir sonraki görüşünüzde polis olmayacağım.
You see me in your dreams.
- Beni rüyalarında mı görüyorsun?
You see, a month ago, I interacted with my younger self back in 1987 and unwittingly motivated him... Me... To sire a child.
Bir ay önce 1987'deki halimle etkileşime girdim ve farkında olmadan onu yani kendimi, baba olmaya teşvik ettim.
Why'd you want to see me? Oh, hey.
Neden beni görmek istedin?
See if you can get along without me.
Bensiz idare etmeye çalışın.
You need to call me the next time you see her so I can question her.
Onu bir daha gördüğünde beni aramanı istiyorum ki böylece onu sorgulayabileyim.
You don't see how that might worry me?
Bunun beni nasıl endişelendirdiğini görmüyor musun?
you can't make me. Well, we'll just see about that.
- Orasını göreceğiz.
Hey, instead of you sitting around, wondering what I'm doing at these meetings, why don't you come with me one night and see for yourself?
Burada oturup toplantılarda ne yaptığımı merak edip duracağına, neden bir gece benimle birlikte gelip kendi gözlerinle görmüyorsun?
Huh? See, I'm sitting here thinking you just my man, so you're gonna buy me breakfast.
Ben de dostum olarak kahvaltı ısmarladığını sandım.
Oh, what'd you come down to see me for?
Sen niye beni görmeye gelmiştin?
So if you ever want to see your children again without a piece of glass and a telephone between you and them, you're gonna tell me who paid you to put Adam Noshimuri on that bus.
Eğer çocuklarınla camın arkasından telefonla konuşmak istemiyorsan.. ... Adam Noshimuri'yi otobüse bindirmen için sana kimin para verdiğini söylersin.
And other than getting to see me in a bathing suit, I don't know what you get out of it.
Beni mayoyla görmen dışında sana ne faydası olacak ki?
My office said you needed to see me.
Ofisim beni görmek istediğini söylediler.
Robert... if you ever want to see Waincroft stand trial for the murder of your brother, you'll get me a name.
Robert... Waincroft'u kardeşini öldürdüğü için yargılanmasını görmek istiyorsan bana bir isim verirsin.
You like to see me as a villain.
Beni kötü bir adam olarak görüyorsun.
You have to tell me why you don't want to see me anymore.
Beni artık neden görmek istemediğini bana söylemek zorundasın.
You wanted to see me?
Beni görmek istemişsin.
Tell me if you see anything!
- Bir şey görürsen söyle!
She takes me to see the principal... you walk in behind me and download the file.
O da beni müdürün yanına götürür, sen de arkamdan girer ve dosyayı indirsin.
See, you guys help me not perish as the head of the St. John Armory Foundation, and I'll extend your internship.
Siz benim St. John Cephanesi Kurumunun başı olmamı sağlamaya devam ederseniz ben de sizin stajınızı uzatırım.
I am. When I see everything that you have... your home, your boyfriend, your kids, your life... it makes me feel so alone that I want to die.
Ama sahip olduğun her şeyi görünce evini, erkek arkadaşını, çocuklarını, hayatını o kadar yalnız hissediyorum ki kendimi, ölmek istiyorum.
If you can get me close to Roman, I will see this through.
Beni Roman'a yaklaştırabilirsen, bu işi halledebilirim.
See, you want me to implicate myself, so that you can justify yourself to the Council after you kill me.
Kendimi dahil etmemi istiyorsun ki beni öldürdükten sonra konseye karşı kendini aklayabilesin.
See, you had the chance to kill me, again, and you blew it... again.
Gördün mü, beni öldürmek için bir şansın daha vardı ama sen eline yüzüne bulaştırdın... Bir daha.
I cannot wait to see what you get me.
Bana ne yapacaksın çok merak ediyorum.
You said you couldn't wait to see me.
Beni görmek için sabırsızlandığını söyledin.
- You're not supposed to tell me to take my time to go see a guy.
- Bana zamanımı bir adamla geçirmemi söylememeniz gerek.
Come on. You know you want to see me play.
Beni çalarken izlemek istediğini biliyorum.
You're not supposed to see me before the wedding.
Beni düğünden önce görmemelisin.
"... you'll see me tomorrow. "
"... yarın beni göreceksin. "
You see, I keep Nadia quiet, and in return, you let me come in and peruse the racks from time to time.
Ben Nadia'yı sustururum, sen de karşılığında arada bir buraya gelip giysilere şöyle bir bakmama izin verirsin.
You didn't see me coming?
Geldiğimi görmedin mi?
I knovv... you don't want to see me.
Biliyorum... beni görmek istemediğini biliyorum.
You saw what the doctor allowed you to see. If he finds out, he'll kill me.
- Doktorun görmene izin verdiğini gördün.
Oh, I see, fuck me for doing my job and creating a bidding war that gets you paid.
İşimi yapıp da sana teklif savaşı açtırdığım için siksinler beni.
When are you coming to see me?
Ne zaman beni görmeye geleceksin?
If he gets nauseous or dizzy, you got to come back and see me.
Mide bulantısı veya baş dönmesi olursa, gelip beni görmeli.
Don't let me see you again.
Git ve bir daha gözüme gözükme.
You let me know if you see one around.
Ortalıkta bir tane görürsen haber ver.
You wanted me to see all this.
Bütün bunları görmemi istiyorsun.
Mitch, would you tell Trotter to change course to Portugal, then come see me?
Mitch, Trotter'a rotayı Portekiz'e çevirip sonra beni görmesini söyler misin?
You wanted to see me?
Beni görmek istemişsin?
I'm so sorry I wasn't here. Yeah, well, I thought maybe you just didn't want to see me go through this again.
Evet, beni tekrar aynı şeyleri yaşarken görmek istememişsindir.
Needless to say, you will not see me again.
Beni bir daha görmeyeceğini söylememe gerek yoktur.
Ooh, see, now you're thinking, "A million dollars, that can buy me a lot of scotch."
Şimdi de "Bir milyon dolara ne çok viski alınır be." diye düşünüyorsun.
Well, if you did, you'd see me.
Kabul edersen beni görürsün.
- Since the death of Galavan, the office of mayor has been governed by the elected officials you see behind me.
Galavan'in ölümünden beri, başkanlık vazifesi arkamda görmüş olduğunuz seçilmiş memurlar tarafından yerine getiriliyordu.
But if you want to see one, just wait until my brother comes for me.
Canavar görmek istiyorsanız abim peşimden gelince görürsünüz.
I know you were surprised to see me last night... and I want you to know that I forgive you.
Dün gece beni gördüğün için şaşırdığını biliyorum. Seni affettiğimi de bilmeni istiyorum.
Oh, I see. You're willing to help me, just not when it comes to your ex.
Anladım, bana yardım etmek istiyorsun fakat konu eski sevgilin olunca işler değişiyor.
you see 13602
you seem like a nice guy 33
you seem upset 55
you seem 91
you seem good 16
you seem nervous 52
you seem troubled 30
you seem sad 20
you see here 28
you see it 216
you seem like a nice guy 33
you seem upset 55
you seem 91
you seem good 16
you seem nervous 52
you seem troubled 30
you seem sad 20
you see here 28
you see it 216