You shouldn't say that tradutor Turco
190 parallel translation
You shouldn't say things like that.
- Böyle şeyler söylememelisiniz.
Grandpa, you shouldn't say things like that.
Büyükbaba, böyle şeyler söylememelisin.
- You shouldn't say that.
- Bunu söylememeliydin.
Donati, did you say that Lamoricière shouldn't have meddled in others'affairs?
Donati, Lamoricière'in başkalarının işine burnunu sokmamasını söylediniz mi?
Tod, you... you shouldn't say that to me.
Tod... onu bana söylemene gerek yok.
- Oh, shit. Ignore me, I hope you didn't say what I thought you did. You shouldn't use that kind of language, Irmie.
Sen küfür etmezdin Irmia.
You shouldn't say things like that.
- Bu şekilde konuşmamalısın.
You shouldn't say that to a blind man, dear. - That's all right.
Öyle konuşma hayatım.
I'm sorry, I shouldn't say a thing like that, with you not gone yet.
Affedersin böyle konuşmamalıydım, daha sen ölmemişken.
You shouldn't say that.
Bunu yanlış anlama.
- Brigitta, you shouldn't say that.
- Brigitta, böyle dememelisin.
- You shouldn't say that.
- Böyle söylememelisin.
You shouldn't say that.
Bunu demeye hakkınız yok.
You shouldn't say that to a new customer.
Yeni bir müşteriye böyle şeyler söylememelisin.
They'll say you shouldn't wash your dirty linen in public. That I'm playing the enemy's game.
Kol kırılır yen içinde kalır diyecekler, düşmanın ekmeğine yağ sürdüğümü söyleyecekler.
You shouldn't say things like that at your age.
Bu yaşta böyle şeyler söylememelisiniz.
- You shouldn't say that.
- Böyle söylemeyin lütfen.
- You shouldn't say things like that...
- Böyle şeyler söylememelisin.
You shouldn't say all those things that you're saying, son.
Tüm o şeyleri söylememelisin oğlum.
You shouldn't say that.
Öyle deme.
You shouldn't say things like that.
Böyle konuşmamalısın.
My child, you shouldn't say that.
Yavrum, Böyle söylememelisin.
Father, you shouldn't say stuff like that.
Baba, böyle şeyler söylememelisin.
What I was trying to say is, I very much like you, but we shouldn't exaggerate the significance of that.
Söylemek istediğim, senden çok hoşlandığımdı, ama bunun önemini abartmamalıyız.
You shouldn't say that
Böyle konuşmamalısınız!
They say that if somebody is holding a gun on you, you shouldn't stop talking.
Derler ki, sana bir silah doğrul - tulmuşsa, durmadan konuşacaksın.
A man shouldn't say that, Maria, but I'll tell you all the same..
Bir adam bunları söylememeli, Maria, ama ben sana her zaman aynen söyleyeceğim..
You shouldn't say that about your dad.
Baban için böyle bir şey söylememelisin.
They say that you shouldn't.
Bunu yapamayacağını sana söylediler.
In that case, being the peace-loving Narns we've all come to know and love except for a few planets out on the fringe who say you've invaded them they shouldn't mind being scanned, should they?
Bu durumda, dış yörüngelerde, kendilerini işgal ettiğinizi iddia eden gezegenler hariç herkesin tanıdığı ve sevdiği Narnların gemilerinin silaha karşı taranmasına itiraz etmeleri için bir sebep yok.
You shouldn't say that
Öyle söylememelisin
I'll say you're short for your age, but that they shouldn't mention it.
Senin yaşın için biraz kısa olduğunu ve bundan bahsetmemeleri gerektiğini yazarım.
Well, now, Vanya, you shouldn't say things like that.
Hayır, Vanya! Böyle şeyler söylememelisin!
I goes,'You shouldn't say things like that about your own brother, they're just mates.'
Ben derim ki,'Kendi erkek kardeşin hakkında böyle şeyler söylememelisin, onlar sadece arkadaş.'
You shouldn't say that.
Böyle dememelisin.
They have the right to say that somebody who has campaigned against our magazine, who has publically said that it poisons the minds of Americans, who says that sex out of wedlock is immoral, you shouldn't drink...
Dergimize karşı kampanya yapan birisine, onun Amerikalıların beyinlerini zehirlediğini söyleyen birisine, evlilik dışı ilişkiye ahlaksızlık diyen, içmemeniz gerektiğini söyleyen...
You shouldn't say that.
Bu kelimeyi kullanmamalısın.
You shouldn't say that.
Böyle söylemeyin.
You shouldn't say that.
Bunları söylememeliydiniz.
What I meant to say is... that you probably shouldn't have killed off Chronic.
Demek istediğim Chronic'i öldürmemeliydin.
They're so cute. Honey, you shouldn't say things like that to Daddy after he's just been trained to use a gun.
Tatlım, tam da silah kullanmayı öğrenmişken babana böyle şeyler söyleme istersen.
Gromyko told him - just as I was told to say - That all our deliveries, Mr. President, are of a defensive nature. If you don't intend to invade Cuba, you shouldn't worry, because all the weapons are defensive.'
Gromyko'nun başkana yanıtı, tıpkı benim de böyle söylemem emredildiği üzere ; Yaptığımız teslimatların tamamı savunma maksatlıdır sayın Başkan şayet Küba'yı işgal etmeyi düşünmüyorsanız endişelenmemelisiniz çünkü silahların tamamı savunma için.
You shouldn't feel obligated to say that.
Kendini bunu söylemeye mecbur hissetmemelisin.
- You were going to say we shouldn't have done that.
- Bunu yapmamız gerektiğini söyleyecektin.
Shouldn't you be stroking a white cat while you say that?
Az önce beyaz bir kedinin seni vurduğunu söylememiş miydin?
You shouldn't say things like that!
Böyle seyler söylenmez ama!
She said you told them that we have a vacation home in Benton Harbor, that you and Kim stay out all night and sleep with boys, and that I shouldn't believe a word you say.
Onlara Benton Harbo'da yazlığımız olduğunu söylemişsin. Kim'le bütün gece dışarda takılıp oğlanlarla yattığınızı söyledi. Ve sana inanmamamı.
No, I shouldn't even say it... because you'll feel, with your perfect grasp of right and wrong... that you were somehow accompli.
Bunu hiç söylememeliydim... çünkü doğruyu yanlıştan ayırt etmedeki mükemmel yeteneğinle... kendini işbirlikçi gibi hissetmiş olursun.
If you say we shouldn't see people killing people, then how about seeing something that is not human kill people?
Eğer yaptığımız suçsa o zaman birinin insan olmayan bir şey tarafından öldürülmesini izlemek de suç mudur?
You shouldn't say that...'cause she's your mother.
Böyle söylememelisin... çünkü o senin annen.
You're trying to say that we shouldn't be debunking the traditional method of identifying suspects through police lineups, even though it's seemingly unreliable?
Söylemeye çalıştığın şüpheli teşhis yönteminin kirli çamaşırlarını ortaya dökmemeliyiz, hatta gerçekçi olmasa bile mi?
you shouldn't smoke 23
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you shouldn't have 355
you shouldn't have said that 26
you shouldn't have bothered 22
you shouldn't be in here 36
you shouldn't have come here 76
you shouldn't be here 384
you shouldn't have done it 43
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you shouldn't have 355
you shouldn't have said that 26
you shouldn't have bothered 22
you shouldn't be in here 36
you shouldn't have come here 76
you shouldn't be here 384
you shouldn't have done it 43
you shouldn't be 82
you shouldn't have to 23
you shouldn't blame yourself 18
you shouldn't be doing this 19
you shouldn't do that 65
you shouldn't have come 87
you shouldn't be alone 26
you shouldn't do this 31
you shouldn't even be here 23
say that again 344
you shouldn't have to 23
you shouldn't blame yourself 18
you shouldn't be doing this 19
you shouldn't do that 65
you shouldn't have come 87
you shouldn't be alone 26
you shouldn't do this 31
you shouldn't even be here 23
say that again 344
say that 54
you see 13602
you suck 398
you sure 3065
you speak spanish 28
you speak english 153
you speak russian 26
you stupid bitch 138
you said 2178
you speak french 42
you see 13602
you suck 398
you sure 3065
you speak spanish 28
you speak english 153
you speak russian 26
you stupid bitch 138
you said 2178
you speak french 42
you seem like a nice guy 33
you stupid motherfucker 17
you seem upset 55
you shut the fuck up 61
you stupid idiot 42
you see me 54
you shut up 514
you seem 91
you saved me 262
you seem troubled 30
you stupid motherfucker 17
you seem upset 55
you shut the fuck up 61
you stupid idiot 42
you see me 54
you shut up 514
you seem 91
you saved me 262
you seem troubled 30
you seem good 16
you seem sad 20
you seem nervous 52
you see here 28
you saw me 99
you should come 233
you see it 216
you say yes 16
you seen this 17
you seem sad 20
you seem nervous 52
you see here 28
you saw me 99
you should come 233
you see it 216
you say yes 16
you seen this 17