English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / Young guy

Young guy tradutor Turco

578 parallel translation
I think the reason Lydia was attracted to the young guy is because he was so cute.
Bence Lydia'nın genç çocuktan hoşlanmasının nedeni çocuğun çok tatlı olmasıydı.
Only why should a young guy like you be wasting his time?
Sadece senin gibi genç bir adam neden vaktini boşa harcasın?
I know the one you mean, where the young guy kills an old man.
Sözünü ettiğin filmi biliyorum. Orada bir delikanlı yaşlı birini öldürüyordu.
A handsome young guy with everything.
Herşeyi olan, yakışıklı bir delikanlı.
He was a nice young guy.
Nazik bir adamdı.
She smiles sweetly at this young guy.
Şu genç adamın yanında sevimli bir şekilde gülümsüyor.
I hear you're with a new young guy.
Genç bir oğlanla takıldığını duydum.
Inspector, the red car, the one from the crime, belongs to that young guy.
Komiserim, suç aracı olan kırmızı araba o genç adama ait.
Good-looking young guy like that.
Yakışıklı genç adam bu halde.
Now, it occurred to me that, you know, a young guy like that might have girlfriends that he'd give a key to.
Şimdi, aklıma şu geldi, bilirsiniz ya, böylesine genç birinin kendilerine bir anahtar vereceği kız arkadaşları olabilir.
Yeah, and a young guy.
Ama bir de genç adam var.
Because no cause is worth a poor, young guy having to die... like a dog.
Çünkü hiç bir dava, zavallı, genç bir adamın ölmek zorunda olmasına değmez... bir köpek gibi.
You're a good young guy, fox.
Sen iyi bir adamsın Fox.
A young guy who reads a porn novel to forget the factory.
Fabrikayı unutmak için pornografik roman okuyan bir genç.
Your situation is too similar to that young guy
Şu an ki durumun o silahşörle çok benzer
I knew one young guy who was his student.
Onun öğrencisi olan birini tanıyorum.
A very bright young guy.
Hatırlıyorum. Çok akıllı bir gençti.
You're such a sharp young guy, planning to blow up the gasworks and all that.
Sen genç ve kurnaz bir adamsın hatta gazhaneyi bile patlatmayı düşündün.
He's such a young guy and...
Öylesine genç bir adam ve...
Phew! Seems like only yesterday I was a young guy in Leeds with a head full of dreams and a passion for jazz-rock fusion.
Daha dünmüş gibi geliyor, Leeds'de genç bir delikanlıydım hayallerim vardı, caz ateşiyle yanıp tutuşuyordum.
Well, then there's a nice young guy working for us.
O halde, bizimle çalışan iyi bir genç var.
You know, listening to this blues music reminds me of my own trials and tribulations as a young guy and...
Şu Blues müzik bana geçmişimi hatırlatıyor.
THE YOUNG GUY'S PRETTY HAPPY, TOO.
Büyük çocuk mutlu ya. Oğlu da öyle çok mutlu gözüküyor ama.
. So I could go on to a bigger one with a young guy like yourself?
Belki senin gibi genç biriyle daha büyük bir hata yaparım?
It seems every day another young guy, 18 or 19 years old like myself, is killed in action.
"Her gün 18 ya da 19 yaşlarında başka bir genç görünüyor." "Benim gibi, ama muhtemelen ilk çarpışmada öldürülür."
I'll take the young guy, you take the old.
Ben genç olanı alırım, sen de yaşlıyı al.
Yeah... but Frank is just a newly promoted Colonel... he's still a young guy
Evet... ama Frank daha yeni albaylığa terfi etti... O hala genç bir erkek
What a poor health, young guy.
Genç yaşında, böyle sağlıksız olmak!
It's always a crime when a young guy goes down in the line, Jimmy.
Genç birinin öldürülmesi her zaman cinayettir, Jimmy.
- Jack : the young guy, the one that faints at the trial...
- Genç çocuk, duruşmada bayılan...
You mean the young guy who celebrated his birthday.
Biliyorum, burada doğum günü kutlayan genci diyorsun.
She knew at that point, after she'd had several encounters with this guy, it turned out to be young Peter hale that was just a figment of her imagination.
Bir yerden sonra, artık onun Peter Hale'ın gençliği ve hayalinin bir ürünü olduğu ortaya çıkıyor.
You saywhat did that guy say to young lady actually?
Bu adam kızıma ne söyledi? Söyle hadi!
Because this guy Rodman, well, he's kind of young.
Çünkü bu adam, Rodman, şey, genç biri.
I see a not so young, not so satisfied woman... who hires a guy in off the highway, to do double duty... without even giving him overtime for it.
Fazla mesai vermeden iki işi bir arada yaptırmak için yoldan geçen bir adamı işe alan, pek de genç olmayan ve tatminsiz bir kadın görüyorum.
Get me a young and handsome guy.
Bana genç ve yakışıklı bir erkek getirin.
And they told me to turn my files over to Lieutenant Silver, who's a very nice guy, but he's young and not experienced in this kind of thing
Komiser Silver çok iyi biri, fakat bu tür bir konuda genç ve deneyimsiz.
What you really feel is that my hair is ridiculously long... and that I'm a middle-aged guy... trying to look like a young hippie or something. Okay.
Aslında saçlarımın fazla uzun olduğunu genç bir hippi gibi gözükmeye çalışan orta yaşlı herifin tekine benzediğimi düşünüyorsun.
Anyway, to make a long, dull story even duller, I come from a time when a guy like me would drop into a joint like this and pick up a young chick like you...
Neyse, uzun, sıkıcı bir hikayeyi, iyice sıkıcılaştıracaksak benim gibi bir adamın böyle bir kalabalığa karışıp, senin gibi bir pilici tavlayacağı zamanlardan geliyorum.
Although some of his people, like that young major there, Major Yuk... tremendous guy.
Buradakilerin bazılarına rağmen şu genç adam, Yuk inanılmaz bir çocuk.
I was on my way to work this morning... when I saw this guy trying to break into this car, some young kid.
Sabahleyin işe giderken... Genç bir adamı bu arabadan birşeyler çalmaya çalışırken gördüm.
A young black guy with a leather jacket and turtleneck sweater.
Deri ceketli, balıkçı yaka kazaklı genç bir zenci.
He's such a young guy and,
Bu durumum ortaya çıktığında hiçbir şeyin üstesinden gelemiyorum.
Who would you call anyway? That young guy in the photo?
Şimdi kimi arayacaksın?
He wrote it to a young punk with your problem... and he went on to tell this guy... he said there's many reasons for hitting the sack with an older woman.
Senin gibi sorunu olan bir sübyana yazdı ve buna devamla dedi ki dedi ki daha yaşlı bir kadınla iş pişirmek için birçok neden vardır.
The other guy... the young one, kills the husband.
Genç olan, kocayı öldürür. Hayır!
A guy about this tall, young, came in with a hooker. Which room?
Ahbap, şu boyda bir genç, bir fahişeyle geldi.
Kinda young for that old guy, don't you think?
Sence de yaşlı herife göre biraz genç durmuyor mu?
Jeez, the fact is... you're afraid of meeting a guy like me,'cause it might be real... so you sabotage it with some, what is it... bullshit about commitment to a young boy you can boss around.
Gerçek şu ki benim gibi bir adamla olmaktan korkuyorsun, çünkü bu gerçeğe dönüşebilir bu yüzden başka bahanelerle bunu örtbas ediyorsun. Bu genç çocuğa patronluk yapma sözü verme gibi boktan bahanelerle.
You're living in a time of possibilities for a young, smart guy like you that are limitless.
o 3.95 dolar içindi. 225 dolar için sana dilini yuttururlar.
You get to sleep, young lady, or the big guy won't come at all. I can't sleep.
Şimdi uyu, küçük hanım, yoksa büyük adam hiç gelmez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]