Your help tradutor Turco
26,637 parallel translation
There's something else... but I need your help to get it.
Başka bir şey ama elde etmem için yardımın gerek.
Thanks for your help.
Yardımın için saol.
Hey. Listen, I need your help.
Dinle, yardımına ihtiyacım var.
God, I really need your help on this one.
Tanrım, bu sefer gerçekten yardımına ihtiyacım var.
I need your help.
Yardımına ihtiyacım var.
- We need your help.
Bizim yardımınıza ihtiyacımız var.
... but I'm gonna need your help.
... ama bana yardım edeceksin.
It just... I appreciate your help, but this is an FBI case.
Sadece... yardımın için sağ ol, ama bu fbi'ın işi.
Here, you too, I'm gonna need your help.
Sen de, yardımına ihtiyacım var.
Come on, the last time your help fixed the Avenjet, I couldn't get it to go slower than Mach 2!
Hadi ama, geçen hafta Avenjet'e yaptıklarından sonra onun Mack 2 hızından yavaş gitmesini sağlayamadım!
I probably wouldn't have made it out of my teens if it weren't for your help.
Senin yardımın olmasaydı muhtemelen bugünlere gelemezdim.
Amanda, we need your help to find whoever did this.
Amanda, bunu yapanı bulma konusunda yardımın gerekiyor.
- I don't need your help.
- Yardımına ihtiyacım yok.
I need your help.
- Yardımına ihtiyacım var.
It's one of the reasons we needed your help in the war.
Savaşta yardımıza ihtiyacımız olmasının nedenlerinden biri de bu.
Look, I need your help.
Bakın, yardımınıza ihtiyacım var.
Thanks, but we don't need your help.
Teşekkürler fakat yardımınıza ihtiyacımız yok.
I wanted you here because I need your help with something.
Seni buraya getirmemin sebebi, bir konuda yardımına ihtiyaç duymam.
There is one thing I need your help with.
Bir konuda yardımına ihtiyacım var.
Thanks for your help, Friday. FRIDAY :
Yardımın için sağ ol Cuma.
But the only circumstances under which I'll accept your help... is if it's given freely.
Fakat yardımını sadece özgür iradenle teklif edersen kabul ederim.
I'd love your help.
Çok iyi olur.
Okay. We need your help. So no mercy it is.
Tamam, yardımına ihtiyacımız var, yani merhamet yok.
It is your help that we do not need.
Asıl senin yardımına ihtiyacımız yok.
I couldn't lose the one thing that might help save you. Even if that meant you hated me, but luckily, your boy made me see the error of my ways.
Bu benden nefret edeceğin anlamına da gelse seni kurtarabilecek tek şeyi kaybedemezdim.
I yelled "Help" into your face for an hour yesterday.
Dün bir saat boyunca suratına "Yardım!" diyerek bağırdım.
I just want to help take away some of your pain.
Sadece biraz olsun acını dindirmek istiyorum.
Could help your look.
Görünüşüne yardımcı olur.
Martin, is there something you could do to help nurture this relationship? Uh... This is not easy for one man to say to another but your head is wonderfully round.
Martin, bu ilişkiyi beslemek için... yapabileceğim bir şey var mı? Bir erkeğin diğerine söylemesi çok güç ama kafan mükemmel derecede yuvarlak.
That's gonna help bring your bones back together.
Bu kemiklerinin tekrar birleşmesine yardım edecek.
I just think it would help you put your focus on yourself instead of the things you can't control.
Kontrol edemediğin şeyler yerine kendine odaklanmana yardımcı olacağını düşünüyorum.
Ms. Stafford, we can help solve your problem.
Bayan Stafford, sorununuzu çözmenize yardım edebiliriz.
I heard you lost your license, and I'm gonna help you get it back.
Ehliyetini kaybettiğini duydum ve geri almana da yardım edeceğim.
Any day I get to help you out with your parole officer and get another digit of your number is a good day.
Şartlı tahliye memurun ve senin yardımınızı aldığım....... ve senin telefon numaranın yeni bir hanesini öğrendiğim her gün güzel.
Now, that said, were you to plot a singularly brutal way to bring about the demise of your father, I'd be there to help you.
Bununla birlikte, babanın ölmesine yol açmak için vahşi bir yol arasaydın sana yardım ederdim.
Your help.
Yardımınızı.
Help your friend. And then, I'll help you.
Arkadaşınıza yardım edin, ben de size yardım edeyim.
We made sure you had black influences to help you understand your background.
Geçmişini, geldiğin genleri anla diye sana siyah insanlarla sosyalleşebileceğin imkanlar sunduk.
Your patient, the one who gave me this scarf, is she who you were trying to help?
Hani bana fularını veren bir hastan vardı ya... Yardım ettiğin kişi o mu?
You said your wife needed help, and I'm trying to help her.
Bana karınızın yardıma ihtiyacı olduğunu söylediniz. Ben de yardımcı olmaya çalışıyorum.
While helping a constituent navigate an issue with DCFS, it came to my attention that you used your political influence to help your girlfriend jump the line in the foster care program.
Çocuk Esirgeme Kurumu'nun koruyucu aile programında politik mevkiini kullanarak kız arkadaşını öne aldırdığını duydum.
Now tell me, haven't those two over didn't help take your
Şimdi söyle bakalım, Alan and Zorn'u düşünmemeye çalışarak...
It's time to set aside your personal feelings and help out this investigation.
Kişisel hislerini bir kenara bırakıp soruşturmaya... yardım etme zamanın geldi.
I'm not great with appliances, so if you don't want your apartment to turn into a bubble bath, maybe you could help me out here.
Elektrikli aletlerle aram iyi değildir. Dairenin koca bir köpük banyosuna dönüşmesini istemiyorsan gelip yardım edebilirsin.
MAN : ( OVER COMLINK ) I have information that may help you replace your stable of pilots.
Pilot açığınızı kapatabileceğiniz bir bilgiye sahibim.
I don't know what to do, I need your help.
Ne yapacağımı bilmiyorum, yardımına ihtiyacım var.
Lenny, is there anyone on your crew who's medically trained that can help you?
Lenny, mürettebatında tıp eğitimi almış, sana yardım edebilecek biri var mı?
Even if I said yes, I can't help you without the sorcerer's wand, and your scaly husband has it under lock and key.
Kabul etsem bile büyücünün asası olmadan yardım edemem ve senin pullarla kaplı kocan onu kilit altında tutuyor.
Hey, you want to help your friend?
- Arkadaşınıza yardım etmek ister misiniz?
Go and help your father!
Gidip babana yardım et.
Your people have been zero help up until this point.
Senin insanların bize bugüne kadar hiç yardım etmedi.
help 8877
help me 6892
helping 62
helped 17
helpless 96
helpful 64
help yourself 675
help me please 29
help me understand 34
help is on the way 77
help me 6892
helping 62
helped 17
helpless 96
helpful 64
help yourself 675
help me please 29
help me understand 34
help is on the way 77
help wanted 20
help you with what 18
help me with this 60
help her 180
help me out 369
help people 28
help him 346
help me out here 204
help us 749
helping me 31
help you with what 18
help me with this 60
help her 180
help me out 369
help people 28
help him 346
help me out here 204
help us 749
helping me 31