Замечаю tradutor Turco
327 parallel translation
Видите ли, иногда я и сам не замечаю, как начинаю... танцевать.
Ara sıra kendimi birdenbire böyle dans ederken buluyorum.
Я ничего не замечаю, когда работаю, Пола.
Çalışırken etrafımın hiç farkına varmıyorum.
Первый раз замечаю.
Onları ilk kez böyle görüyorum.
Лежал он как-то на трюмо. Я как раз собиралась его одеть. Я потянулась за ним и тут, краешком глаза, замечаю...
Geçen gün soyunma odamdaydım... ve tam tokamı takacaktım ki gözümün ucuyla...
Внезапно я замечаю... "
Birden farkediyorum ki... "
" Внезапно я замечаю большое, покрытое мехом существо на берегу.
" Aniden bankta büyük kürklü bir yaratık farkediyorum.
Я их даже не замечаю.
Onları görmüyorum bile.
Я всегда чувствовала, когда ты мне сочинял, просто делала вид, что не замечаю
Her zaman hissettim, herhangi bir şey olduğunda! Sadece farketmemiş gibi davrandım.
Это часть моей работы, я замечаю людские личности и я заметил ваше лицо.
Bu işimin parçası, insanlar dikkatimi çeker... ve yüzünüz dikkatimi çekti.
С грустью замечаю, что принц Карл не был на молении. Он был со мной.
Madam, üzüntüyle fark ettim Prens Charles sabahki dua töreninde yoktu.
Я вижу много знакомых лиц, но также замечаю и отсутствие многих.
Birçok tanıdık yüz görüyorum, ama aynı zamanda birçok olmayan yüzü de.
Я с ужасом замечаю, как Игнат становится похожим на тебя.
Korkuyla fark ettim lgnat senin gibi oluyordu.
- Я тебя не замечаю.
- Seninle ilgilenmemeye çalışıyorum.
Я приближаюсь к огромной кровати, замечаю снятую телефонную трубку.
Ve büyük boy yatağa doğru yaklaşırken telefon fişinin çekildiğini fark ediyorum.
Обычно я печатала ему эти речи, и я не замечаю слова, не вникаю в смысл.
Düzenli olarak bu konuşmayı ben daktilo ediyor... ve içeriğine pek dikkat etmiyordum.
Я даже их не замечаю.
Onları farketmemişim.
Др.Чандра, я замечаю волнение в вашем голосе.
Dr. Chandra, sesinizde güçlü sıkıntı işaretleri saptıyorum.
Я их даже не замечаю.
Onun farkında bile değilim.
" Дорогой Хуан, чем более великодушным ты стараешься быть со мной, тем больше я замечаю, что заставлял тебя делать то, что тебе не нравилось и меня ужасает эта мысль.
Sevgili Juan, bana gösterdigin cömertlik arttikça, ben de seni yapmak istemedigin seyleri yapmaya zorladigimi daha iyi anliyorum.
Я отлично все замечаю.
Oyunu çok iyi takip ediyorum.
- Я всё замечаю, сэр.
Gözümden bir şey kaçmaz.
Не потому что неумолимому космосу есть до нас дело, а потому что, когда я гляжу на тебя, моя любимая, я замечаю как великолепна, и как таинственна жизнь может быть.
Amansız evrenin umrunda olduğuna inandığım için değil, ama sana baktığımda, sevgilim, yaşamın ne muhteşem, ne büyülü olabildiğini farkettiğim için.
Знаете, я замечаю, что некоторые незначительнае изменения, которые я просила внести моего юриста, не включены в этот проект.
Avukatıma koyulmasını istemediğim bazı maddelerin koyulmuş olduğunu farkediyorum.
Как ты можешь судить по окружающему меня миру звуков, так и я замечаю, с некоторым облегчением, что исландцы на моем этаже либо выехали, либо спят мёртвым сном.
Senin de duyabileceğin gibi, etraftan hiç ses gelmiyor gönül rahatlığıyla, aynı kattaki İzlandalıların ya otelden ayrıldıklarını ya da topluca bayıldıklarını söyleyebilirim.
Роберт, я замечаю твоё нежелание вступать в диалог со мной, твоим отцом.
Benimle diyaloğa girme isteksizliğine dikkat ediyorum.
Я замечаю с некоторым интересом нечто, похожее на букву "J".
"J" harfine karşı bir ilgim oluştuğunu da eklerim.
ѕросто € замечаю подобные вещи.
"Tre Styles."
Когда я вижу ваше лицо в тот момент, когда вы не следите за собой, то замечаю на нем глубокую ненависть.
Gafil avlanmış yüzünüzü gördüğümde hissettiğiniz derin nefreti de gördüm.
Я замечаю эти мелочи про твоего отца. Нет, мама, от этого мужчины такое ощущение, будто нет никого лучше.
hayır anne, bu farklı. bu adam size öyle bir his veriyorki, sanki sizden başka iyi yok
Я замечаю легкое увеличение монокаладиумных частиц в стене этой пещеры.
Bu mağara duvarının monokaladyum özelliğinde hafif yükselme algılıyorum.
Я замечаю некоторое отсутствие ясности в твоём мышлении, словно ум твой занят решением вопросов иных, чем предлагает шахматная доска, стоящая перед тобой.
Hamlelerinde bir kararsızlık dikkatimi çekti. Sanki kafan büro dışında bir takım şeylerle meşgul gibi.
Я замечаю, что тихонько напеваю про себя, но не в такт музыке.
Kendimi sessizce mırıldanırken buluyorum. Müzik için değil, başka bir şey başka bir yer için.
Знаете, я не замечаю ваших шрамов.
Artık senin yüzündeki yaraları göremiyorum. Orada olup olmadıklarını bile söyleyemem herhalde.
А я замечаю, что она была, только благодаря лёгкому запаху её духов.
Parfümümün silik kokusunu bile fark edip etmediğini bilmiyorum.
Я все замечаю.
Olup biteni farkederim.
Я, как всегда, выигрываю и не замечаю.
Her zamanki gibi yine ben kazanıyordum ve farkında değildim.
Я замечаю иногда тень беспокойства в ваших глазах.
Gözlerinizden gölgeler geçtiğini görüyorum.
Это не в первый раз я замечаю, как вы торопитесь быстрее покончить с пищей.
Yemeklerini hep hızlı yiyorsun.
- Я тоже замечаю.
- Bunu farketmeye başladım.
Когда ты заходишь в комнату, я притворяюсь, что не замечаю тебя.
Odaya girdiğinde sanki seni farketmemişim gibi davranıyorum.
Что, только я одна замечаю эту штуку?
O şeyi tek fark eden ben miyim?
Да, я замечаю.
Anlaşılıyor.
Я спрашиваю только потому, что замечаю все эти признаки...
Bunları soruyorum çünkü.
Ты думаешь, я не замечаю все эти твои маленькие странности?
Senin o küçük özelliklerini fark etmediğimi mi sanıyorsun?
Первый раз замечаю, чтобы вы были с кем-то столь любезны.
Bu kadar uzun süre birine karşı iyi olduğunu hiç görmedim.
Иногда я не замечаю своей силы.
Bazen kendi gücümü unutuyorum.
Вокруг полно классных девочек, а я их даже и не замечаю.
Bak burası güzel piliçlerle dolu.
Я всегда замечаю такие мелочи.
Böyle şeyler gözümden kaçmaz.
Я же всегда замечаю такие вещи.
Ben de farkındayım.
Я ее не замечаю.
- İsmim Anna.
Я замечаю вещи.
Her şeyi görüyorum.