Acelemiz yok tradutor Inglês
252 parallel translation
Bu kadar hızlı sürme, acelemiz yok.
Don't drive so fast, there's no hurry.
- Acelemiz yok Nick.
- There's no hurry, Nick. We were...
Devam edin, acelemiz yok.
Carry on, we're in no hurry.
- Acelemiz yok.
- Oh, no hurry.
Geri dönmekte pek acelemiz yok.
We need be in no hurry to leave.
Beklemesini söyle, acelemiz yok.
You tell him to wait, we are in no hurry.
Yavaş hanımlar, acelemiz yok.
Now, now, ladies, there's no hurry.
Acelemiz yok!
We ain't in no hurry!
Ama acelemiz yok.
But there's no hurry.
Acelemiz yok.
There's no rush.
Acelemiz yok.
We're in no hurry.
Acelemiz yok.
There is no rush.
Acelemiz yok.
No real hurry.
Acelemiz yok.
There's no hurry.
Kendimizi havaya uçurmak için hiç acelemiz yok!
There's no hurry to blow ourselves up!
Ama doğru zamanı seçmemiz için acelemiz yok.
But there's no hurry, choose the right time.
Acelemiz yok ama önce biz varmalıyız.
No rush. We're just in a hurry.
- Acelemiz yok, değil mi Cole?
- We're in no hurry, right, Cole?
Acelemiz yok nasılsa.
We're in no hurry.
Acelemiz yok.
No hurry.
Acelemiz yok!
There's no hurry!
- Acelemiz yok.
There's no hurry.
Hiç acelemiz yok.
We're in no rush.
Acelemiz yok, gördün mü?
There's no hurry, you see? We have all the time in the world.
Acelemiz yok.
We're not in a hurry, you know.
Evet, acelemiz yok, doğru yöne gidiyor.
Yeah, no hurry, she's headed in the right direction.
Acelemiz yok.
We aren't in a hurry.
Bak, acelemiz yok.
Look, we're in no hurry.
Acelemiz yok ve sen hiçbir yere gitmiyorsun.
You ain't in no hurry. And you ain't going no place.
Acelemiz yok yani.
I mean, we're in no hurry.
Acelemiz yok.
We're not in any hurry.
Acelemiz yok.
We're not in a hurry.
- Bizim acelemiz yok.
I haven't seen the baby yet.
- Kitaplarıma bakmalıyım. - Acelemiz yok. Sabahleyin, ışınlayıcım için gerekli olan enerjiyi tamamen bu asiden sağlamış olacağım.
I will have to consult my books there is no hurry by morning I will have completely drain the rebel's energy for my Magnabeam transpoter
Acelemiz yok!
I'm not in a hurry!
Acelemiz yok, Bay Doneker.
We're in no hurry, Mr. Doneker.
- Acelemiz yok.
- There's no hurry.
Babanla benim acelemiz yok.
We're not in a hurry, not at all.
Onları alacağım ve sonra da... Acelemiz yok, Raymond.
I'll get them and then... there's no hurry, raymond.
Yavaş iç, acelemiz yok!
No hurry, drink it slowly
Fakat acelemiz yok. Önce merhamet dilendiğini duymak istiyorum.
But there's no hurry want to hear you beg for mercy first
Acelemiz yok, günlerdir bekliyoruz zaten.
There's no rush, we've waited for days already
Ama acelemiz yok, değil mi?
But there's no hurry, is there?
Acelemiz yok, tatlım.
There's no hurry, sweets.
- Acelemiz yok.
- No rush.
Acelemiz yok.
We're not rushing into anything.
Acelemiz yok ya!
We don't hurry, do we?
- Bizim acelemiz yok.
We are in no hurry.
Acelemiz yok.
We no rush.
Acelemiz de yok.
There is no hurry.
- Acelemiz var ve çocuğun ciddi bir şeyi yok.
- We are in a hurry and the boy is fine, anyway.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65