Yok artık tradutor Inglês
20,667 parallel translation
Yok artık ya.
Oh, my God.
- Yok artık, harbi mi?
For real? You said that?
İş falan yok artık.
No more jobs.
Yok artık, başka renkleri de varmış.
Mm. Oh, goody. They come in more colors.
"Aklımı, bedenimi ve ruhumu Soul Depot'ya ve gerçek bir sağlık ve dinginlik gurusu olan Jenson Glory'e teslim ediyorum." Yok artık.
"I surrender myself to Soul Depot, body, mind and soul, and to the only true guru of health and serenity, Jenson Glory." Wow.
Yok artık.
Holy cow.
Yok artık!
No way!
Yok artık?
No shit?
- Yok artık.
No shit.
Planlardaki düzenlemeler nedeniyle önceki ana kullanıcım Bay Singh'in planlandığı bu siteyi geliştirme yeteneği yok artık.
Due to planning regulations, my former primary user, Mr Singh, has been unable to develop this site as planned.
Yok artık.
Wait... hold up, man.
- Yok artık Gretchen!
- Oh, my God. Gretchen.
- Yok artık!
Holy crap!
Yok artık...
What in the...
Yok artık!
Come on!
- Yok artık. - 211.000 dolar, tamı tamına.
No shit. $ 211,000, to be exact.
Yok artık!
No shit!
- Yazarım. - Yok artık.
I'm a writer.
Yok artık.
Are you kidding me?
- Yok artık, ciddi ciddi şimdi bunu mu...
Oh, my God, do we really have to do thi...?
- Haydi canım, yok artık!
What? No!
Yok artık, 39.4.
Jesus. 103.
Yok artık!
- God. - Jesus Christ.
- Yok artık! Bunu söylemeseydin de olurdu.
Uh, not exactly sure you have to tell them that.
Artık kaçmak yok.
No more running.
Artık yok.
She's gone.
Annem artık yok.
Mom is gone!
- Artık yok. Aktif bir soruşturma artık bu.
This is an active investigation.
Artık ritüel yok, onun için öldürmek yok.
No more rituals... no more killing in his name.
- Ne... Artık kanatlarım yok anne.
I don't have wings anymore, Mum.
Artık alt üst etmek yok, solaryumdaki saçma hareketler yok.
No more shakedowns, no more tanning booth shenanigans.
- Artık güçlerim yok.
I no longer have my powers.
Artık güçlerim yok.
I no longer have my powers.
Artık yalan söylemek yok.
No more lies.
Kim olduğumun artık bir önemi yok.
Who I was... well, that doesn't matter.
Yok artık.
No way.
Şimdi işlerin nasıl yürüyeceğini söyleyeyim. Artık parti yapmak yok. Etrafta siftinip rıfkı tüttürmek yok.
Now here's how this is gonna go, no more parties, no more laying around here smoking reefer.
İyi tarafından bak, artık endişelenmen gereken ikinci bir kredi yok.
Hey, look at the bright side, you now have one less tuition to worry about.
Artık işe yaramana gerek yok.
You don't have to be of service any more.
Eski menü artık yok. Ama yine de güzel.
Not the tapas and stuff, but it's really good.
Artık mezar yok...
No more tombs...
Artık İngiliz Müzesi yok...
No more British Museum...
İnsanların artık bozuğu yok.
People don't have change anymore.
- Artık konuşmak yok.
- No more talking.
Artık konuşmak yok!
No more... talking!
Artık pencerede kimse yok.
Now nobody's in the window.
O artık yok diyorlar..
They are saying he is no more...
Nadine'in parası dediğin gibi sıfırdan başlangıcımız olacak, artık çingeneler, dükkanlar yok.
Nadine's money... like you said, we get a total reboot, no more Roma, no more parlors.
Kuzenim artık başımdan gitti, hiç tasam yok.
- Mm. My cousin out of my hair, I'm not exactly heartbroken.
Koruman yok, o yüzden kes artık şunu.
All right. No protection, so cut the shit.
Artık kanıt da yok.
And now the proof is gone.
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık değilsin 23
artık gidebilirsiniz 36
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık değilsin 23
artık gidebilirsiniz 36