Acelesi yok tradutor Inglês
323 parallel translation
Acelesi yok.
There ain't no hurry.
Ama acelesi yok, hem de hiç acelesi yok.
There's no hurry, no hurry at all.
Hayır, hiç acelesi yok.
No, there's no hurry now.
Acelesi yok.
Well, there's no hurry.
- Acelesi yok.
- It'll wait.
Acelesi yok, Charlie.
Any time you get to it, Charlie.
Acelesi yok.
No hurry about me.
- Bunun acelesi yok.
- There's no hurry.
Acelesi yok.
No hurry.
- Acelesi yok zaten. - Teşekkür ederim.
- There's no hurry.
- Tabi, acelesi yok.
- Sure, take your time.
Onun hiç acelesi yok, Dick.
He's in no hurry, Dick.
Acelesi yok, konuşsunlar.
Let them take their time.
- Para atmayın, acelesi yok.
Don't pay, there's still time.
Acelesi yok.
Don't rush him.
Acelesi yok Laura.
There's no hurry, Laura.
Acelesi yok.
That can wait.
Acelesi yok.
That can wait a while.
Acelesi yok Monica Hanım.
There's no hurry, Miss Monica.
Sheik Nuwas, onur konuğumuzun hiç de acelesi yok.
Sheik Nuwas, our guest of honor, is in no hurry.
Acelesi yok, Lloyd.
There's no hurry, Lloyd.
- Acelesi yok.
- There's no hurry.
Acelesi yok.
All right, there's no hurry.
- Ateşiniz çok yüksek.Acelesi yok.
You're feverish. You've got plenty of time. What time is it?
Acelesi yok azizim.
Well, my dear, there's no hurry.
# Dallar ağlıyormuşçasına boyunlarını büktü Bu kadar küçük bir pirinç tarlasını hasat etmenin acelesi yok bence.
And boughs hang low as if crying
Ama yolcularımızın bir acelesi yok.
Well, our passengers aren't in any hurry.
- Hiç acelesi yok Efendim.
- This is not urgent.
Siz çobanların yemek konusunda acelesi yok, değil mi?
You cowhands ain't in no hurry to eat, are you?
Kimsenin acelesi yok
- No one's in a hurry - Wa-ba, ba, wa-ba, ba
Hiç acelesi yok.
There's no hurry.
İşin acelesi yok.
There's no real urgency.
Acelesi yok.
There's no hurry :
Acelesi yok diye düşünüyorum.
I feel thay there's no hurry :
Talby'nin acelesi yok.
Talby's in no hurry.
Onların acelesi yok. Görmüyor musunuz?
They're not in a hurry, can't you see?
Yüzün tonlarını biraz düzeltmek lazım ama acelesi yok.
The tones of the face need fixing a bit, but no hurry.
Çok acelesi yok.
It's not so urgent.
Acelesi yok...
No hurry...
- Onun acelesi yok.
- There's no hurry with that.
Acelesi yok, iş başında değiliz.
No hurry... we're not on piecework.
Acelesi yok.
What's the hurry?
Hiçbirinin acelesi yok.
They don't run about.
Acelesi yok, değil mi?
There's no rush, is there?
Başka zaman... Acelesi yok ya.
Another time ; there's no hurry.
Acelesi yok.
There's no hurry.
Acelesi yok.
There's no need to hurry.
Acelesi yok.
There's no hurry about it.
Acelesi yok.
The letter can wait.
- Acelesi yok.
No hurry.
Acelesi yok. Çok fazla beklememeli.
It mustn't wait too long.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65