Akşamları tradutor Inglês
16,114 parallel translation
Akşamları dışarı çıkmıyor.
Won't go out at night.
Nerede çalıştığını, akşamları nereye gittiğini yalnız yürüyüşe çıkıp çıkmadığını sordu.
She asked me where you work, where you go at night, whether you hike alone.
Akşamlarımı hayatımda gördüğüm en güzel hanımlarla geçirmiştim.
I spent the evening with one of the most beautiful frauleins I'd ever seen.
Tuhaf şeyler olur, özellikle akşamları.
Weird things go down, especially at night.
- Akşamları beraberce çay içtiler.
- They drank tea together in the evenings
Akşamları yatakları Bayan Baxter ve ben alt üst ediyoruz.
Miss Baxter and I turn the beds down in the evenings.
Merhaba, iyi akşamlar ve hoşgeldiniz.
Hello, good evening, and welcome.
İyi akşamlar.
~ Evening.
Herkese iyi akşamlar.
Good evening everyone.
- İyi akşamlar.
- Good evening.
İyi Akşamlar.
Good night.
İyi akşamlar.
Good evening.
- İyi akşamlar Madam Dumont.
Good evening Madame Dumont.
- İyi akşamlar.
- Good evening Madame.
- İyi akşamlar.
Good evening...
- İyi akşamlar.
Good evening.
- İyi akşamlar, Müdür Gordon.
- Good evening, Commissioner Gordon.
İyi akşamlar Bayan Windsmere.
Good evening, Miss Windsmere.
- İyi aksamlar.
Good afternoon.
İyi akşamlar hanımlar.
Evening, ladies.
İyi akşamlar, baylar.
Good evening, sirs.
İyi akşamlar, rahatsız ediyorum.
If it's OK. Just one second.
- Hadi iyi akşamlar.
- Good night then.
İyi akşamlar, baba.
Ah. Good evening, father.
İyi akşamlar, Bayan Sullivan.
Good evening, Miss Sullivan.
- İyi akşamlar.
- Sure.
İyi akşamlar Benny.
Evening, Benny.
İyi akşamlar Haydi
- A fine evening! - Come in.
İyi akşamlar.
Good afternoon.
İyi akşamlar Daniel, hanımefendi.
Evening, Daniel, ma'am.
- İyi akşamlar bayan.
Night, miss.
- İyi akşamlar canım.
Night, love.
- İyi akşamlar, bayım.
Night, sir.
- İyi akşamlar, evlat.
Night, son.
- İyi akşamlar Bayan Coats.
Good evening, Ms. Coats.
- İyi akşamlar beyler.
~ Good evening, gentlemen.
- İyi akşamlar.
~ Good evening.
İyi akşamlar bayanlar.
Evening, ladies.
- İyi akşamlar, Memur Bey.
- Evening, officer.
- İyi akşamlar.
- Evening.
İyi akşamlar ve yarın sabah 7 : 40'ta Bourg-Saint-Maurice'te olacak SNCF trenine hoş geldiniz.
Bonsoir et bienvenue a bord ce train SNCF a destination de Bourg-Saint-Maurice qui arrivera a 7 heure quarante demain matin.
İyi akşamlar bayan Bennett.
Good evening, Miss Bennett.
İyi akşamlar size.
Good night.
İyi akşamlar.
Sure. Have a good night.
Iyi akşamlar.
Good afternoon, everyone.
İyi akşamlar Memure Hanım.
Evening, officer.
İyi akşamlar.
Have a good evening.
İyi akşamlar ve hoş geldiniz Şakir Han Gösterisine!
( male announcer ) Good evening, and welcome to the Shakir Khan Show!
İyi akşamlar, arkadaşlar.
Good evening, friends.
İyi akşamlar Bates.
Good evening, Bates.
- İyi akşamlar memur bey.
- Evening, officer.