Ama buradayım tradutor Inglês
1,549 parallel translation
- Ama buradayım, değil mi?
- Well, I'm here, right?
Ama buradayım.
But here I am.
Sanırım buraya tek başıma gelmemeliydim, ama buradayım.
I don't think i would have come here on my own, but i'm here now.
Yani orada olmamam gerekiyordu ama buradayım.
So I'm here, I'm supposed to be there.
Ayrılmadan önce.. ... komutanım yeniden çağrılabileceğimi söyledi Falklands'deki şeyler yüzünden ama buradayım aksi söylenene kadar.
Mm, before I left, my commanding officer told me I might be activated because of the Falklands, so basically I'm here till told otherwise.
Affedersiniz ama neden buradayım?
I'm sorry, why am I here?
Bu adada bir kazazedeyim ama sana yardım için buradayım.
I'm a castaway on this island. But I'm here to help you.
Ve sürekli bir şeyleri unutup duruyorum. Eskisi kadar yakışıklı da değilim... Ama lanet olsun, hala buradayım ve ben Koç'um.
I hear as before... and forget things, and I'm not as cute as before, but damn, I remain here and fight.
Ama şu an buradayım.
But I'm here now.
ama yine de bunun için buradayım ve işte karşınızda kendisi..
Yet here I am, once again, introducing him, so here he is.
Bugüne dek sadece tur gezilerine katıldım, ama şimdi buradayım.
I've only ever done package holidays and now I'm here.
Gerçekten, ben sadece erkek arkadaşımla ilgili o Irak'a gönderildi ama ben buradayım ve Afganistan'dan sonra çok mutluyduk...
I'm fine. Really, I'm just it's just that my boyfriend has been sent to Iraq and I'm here and we were so happy after Afghanistan...
Ama yinede tamamen iyileşmiş olarak buradayım.
And yet here I am, fully recovered.
Ama hala buradayım.
But I'm still here.
Eğer o gemiye binmediysem burada olmamam gerekir ama nedense buradayım.
I'm not? Get on that ship, Then i shouldn't be here.
Ama bir şekilde buradayım.
But somehow i'm here.
Ama işte buradayım.
Not my doing. But here I am.
Randevum yok ama Teksas'ta kısa bir süre önce Bay Halbert ile tanıştığımda, bana özellikle New York'a uğradığımda kendisini görmemi söylemişti, işte bu yüzden şu anda buradayım.
I don't have an appointment but I... I do know that when I met Mr. Halbert in Texas just a little while ago, he told me specifically to come see him when I came to New York and that's why I'm here now.
Ama işte buradayız ve ben söyleyeceğim.
But here we are, so I'm gonna say them.
Ama ben buradayım.
But I'm here.
Ama şimdi buradayım.
- Well, I'm here now.
Aslında benim de orada olmam gerek ama onun yerine buradayım.
I should be in there to help,
Karım için buradayım ama seks hayatımız için bunu görmesem iyi olacak o yüzden aşağıda lobide bekleyeceğim.
I'm here for my wife, But I think it's better for our sex life if I don't see this, So I'll be he for her down in the lobby.
Bir kaza geçirdim ve 1973 yılında uyandım. Nasıl ve niye buradayım bilmiyorum ama her ne olduysa sanki başka bir gezegene düşmüş gibiyim.
My name is Sam Tyler, I was in an accident and I woke up in 1973, I don't know how or why I'm here, but whatever has happened, it's like I've landed on a different planet,
Nasıl ve niye buradayım bilmiyorum ama her ne olduysa sanki başka bir gezegene düşmüş gibiyim.
I don't know why or how I'm here, But whatever has happened, It's like I've landed on a different planet.
Yardım etmek için buradayım, ama seninde yardımın gerekli.
I'm here to help you, but I need your help too.
Ama sanırım ikimiz de Daisy'nin büyük hayranları olarak buradayız, değil mi?
But I think it safe to say we're both big fans of Daisy, here, right? Yeah, yeah. You know what?
Ama her kimse onun sayesinde buradayım.
But whoever it was, I'm only here because of them.
Ama bu yüzden buradayım.
But that's why I'm here.
Dolaştım, dolaştım durdum, ama gördüğün gibi yine buradayım!
I've been coming and going, but I'm still here!
Ama lanet olsun, hala buradayım ve ben Koç'um.
But goddamn it, I'm still standing here, and I'm the Ram.
Orayı sevdim, ama onlar beni sevmedi.O yüzden yine buradayım, değersiz biriyim.
I did like that, but it didn't like me.
Ama ben saat 6 olmasına rağmen buradayım çünkü, piramide çıkmaya iznimiz var.
But because it's 6am and there's nobody here, we've got permission to walk up the pyramid.
Buradayım, ama içeri almıyor.
I'm here, but they wouldn't let me in.
Yani, ayaklarını falan gıdıklamayacağım ama senin için buradayım.
I mean, I'm not gonna tickle your toes or anything, but I'm here for you.
Uzun bir süredir buradayım ama artık ayrılmak zorundayım.
I've been here a long time but now I have to leave.
- Onların gittiğini zannettim ama belki de başka bir merdivenden inip kızın bindiği metroya binmiş olabilirler diye buradayım. Çünkü böyle olmuş olabilir.
- I thought that they left but it's quite possible, and that's why I'm here to say that perhaps they went down another stairwell and entered the same train that she went on.
Ama ben buradayım.
Here I am.
Kumandan, saygısızlık etmek istemem ama sizi korumak için buradayım.
Comandante, with all due respect, I came here to protect you.
Bak, burada hepimiz gerginiz, ama konuşmalısın, senin için buradayım.
Look, we're all stressed here. But you've got to talk, I'm here for you.
Ama aynı zamanda buradayım.
But I'm also here.
Ama neden hala buradayım?
But why am I still here?
Ama ben senin için buradayım.
But I came because of you.
Ben buradayım ama o değil, sadece inanamıyorum.
I just can't believe that I'm here and he's not.
- Gelmek istiyorum ama gelemem. Çünkü pazarlıkları bittikten sonra belgeleri imzalayacağım. O yüzden buradayım.
I want to go home, but I can't because I'm just waiting till they finish negotiating, and then I'm going to sign the paper, and that's all I'm here for, you know?
Evet. Şimdi buradayım ama herhangi bir yerde de olabilirdim anlıyor musun?
- Yeah, I'm - I just landed here, but I've been just all over the place, you know?
Ama hâlâ seninle buradayım.
But I'm still here with you.
Ama, buradayım, tam Karanlık Varlık'ın olması gereken yerde yıldızı patlatmak üzereyim.
But, here I am, right where the Dark One would be, about to blow up the star.
Evet ama şu an hala buradayım, öyleyse...
Yeah, but I'm still here now, so...
Ama tesadüf olsun veya olmasın buradayım.
But coincidence or not I'm here.
Ama işte buradayım. Ve ben iyiyim.
But here I am and you know, I'm fine.
buradayım 1669
buradayım işte 29
buradayım efendim 27
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama benim 40
ama biz 56
ama bu 445
ama biliyorum 27
ama bilmiyorum 49
buradayım işte 29
buradayım efendim 27
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama benim 40
ama biz 56
ama bu 445
ama biliyorum 27
ama bilmiyorum 49
ama bilirsin 35
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bana 28
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama ben biliyorum 26
ama ben iyiyim 19
ama ben istiyorum 21
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bana 28
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama ben biliyorum 26
ama ben iyiyim 19
ama ben istiyorum 21
ama bu sabah 17
ama belki 32
ama ben istemiyorum 23
ama bu kez 23
ama ben değilim 29
ama ben 635
ama bu mümkün değil 32
ama bunu 25
ama bence 43
ama bazen 44
ama belki 32
ama ben istemiyorum 23
ama bu kez 23
ama ben değilim 29
ama ben 635
ama bu mümkün değil 32
ama bunu 25
ama bence 43
ama bazen 44