Ama olabilir tradutor Inglês
16,540 parallel translation
Ama bir kenara yazalım. Sonra lazım olabilir.
Let's just put it in, we can always take it out later.
Olabilir. İşin başında biz olsak böyle olmazdı. Ama Jack ne yaptığının farkında bence.
Granted, it's not what we would do if we were in charge, but Jack seems to know what he's doing.
Jack bak. Adamlarının bir kutuyu satabileceğine şüphem yok. Aygıt kısa dönemde iyi bir hamle olabilir de ama uzun vadede tam zamanlı platformumuzu kurmamız lazım.
Jack, look, I have no doubt that your guys can sell a box and an appliance may be a good short-term play, but in the long term, we need to be building
- Doğru olabilir ama...
It could be, correct, however- -
Tanrının oğlu da olabilir tabii.. ... ama sen mevzuyu anladın.
Well, the Son of God might be a stretch, but you get the point.
Ama belki bir yol olabilir.
But there may be a way.
Biliyorum. Bazen kendimi tanıdığımı sanıyorum ama bu bir tuzak olabilir.
And sometimes I think that I know myself, but maybe that's a trap.
Ama filmin olayı bu. Herkes Secretariat olabilir.
Isn't that the point of the movie, that anybody could be Secretariat?
Bir yıl ve bir buçuk, ama belki yardımcı olabilir.
A year and a half, but maybe I can help.
Azot ve banyo tuzu dedirtiyor olabilir ama biraz daha azot ve banyo tuzu almak istiyorum.
This may be the nitrous and bath salts talking, but I want to do some more nitrous and bath salts. - [tires squealing ] - [ crash]
Derelerin % 3'ü tektonik hareketlerden dolayı sodalı akar. Ama bizim deremiz Uludağ gazozu olabilir.
I mean, three percent of hatchlings are born mutated or dead, but we may have a healthy brood on our hands.
Büyük bir şemsiye olabilir ama aslında şemsiye değildir.
I think it can be a big umbrella, but, like, also not an umbrella.
- Ama görünüş aldatıcı olabilir.
But appearances can be deceiving.
Clara, daireler boş olabilir ama inşaat şirketine aitler.
Clara, the apartments may be vacant, but they belong to the construction company.
Önemsiz de olabilir ama sanmıyorum.
It may be nothing, but I don't think so.
Genelde öyledir ama istisnalar olabilir.
That's often the case, but not always.
Evet ama beyin kanamasına neden olabilir.
Yes, but he could suffer a major bleed.
Olabilir. Ama bu yoğunlaştırılmış güneş enerjisinin bu binayı yıktığı gerçeğini değiştirmez.
Possibly.
Ama takıldığı yeni grup olabilir.
But the new crowd he was spending time with would.
Bu bir hile olabilir ama umurumda değil.
Maybe this is cheating... but I don't really care.
O çok ama çok tehlikeli olabilir ve aşırı tepki göstermiyorum ben.
He could be very, very dangerous, and this is not me overreacting.
Annen suçluluk psikolojisiyle kör olabilir... ya da "yanlış anlayan zavallı" saçmalığını çekersin, ama ben çekmem.
Your mother may be blind to the guilt trips and the "poor misunderstood" crap you pull, but I'm not.
Annen suçluluk seyhatlerine kör olabilir... ve de zavallı, yanlış anlaşılmış saçma çekişlerine, ama ben değilim.
Your mother may be blind to the guilt trips and the poor, misunderstood crap you pull, but I'm not.
Biliyor musun biraz çılgınca olabilir ama açıkçası erkeklere fazla odaklanmamız onları daha güçlü yapıyor.
- Dumb! You know what, that's, that's a crazy thing to do, but honestly, when we focus on men, it just makes them more powerful.
Ona iyi olduğumu söyledim, ama evet, olabilir.
I told her I was fine, but... yeah, maybe.
Janet yüz dolar için öldürülmüş olabilir, ama şuna bir baksana.
I mean, it's possible that Janet was killed over a hundred bucks, but take a look at this.
Tanrı hata yapmıyor olabilir ama insanlar bu özellikleriyle meşhurdur!
God may not make mistakes, but people are bloody famous for it!
Kafam güzel olabilir ama o kadar da uçmadım.
I might be stoned, but I'm not high.
Ama yerli yerinde bir gülümseme işi bitirmek için tek ihtiyacınız olabilir.
But a well-placed smile can be just what you need to seal the deal.
Şu anda her yerde olabilir, ama eninde sonunda buraya gelecek.
She could be anywhere now, but you know where she'll come eventually.
National City Supergirl'den umudu kesmiş olabilir ama ben kesmedim.
National City may have lost faith in Supergirl, but I haven't.
Uzaylı olabilir ama kuzenin Dünya'da büyüdü.
He may be an alien, but your cousin grew up on Earth.
Kıta çevresindeki taliplerime mektuplar gönderdim. Ama değerlendirip cevap vermeleri haftalar sürebilir. o zamana kadar çok geç olabilir.
I've sent letters to suitors around the continent, but it may take weeks for them to consider and respond, and by then, it might be too late.
Ama unutmana yardımcı olabilir.
But it might help you forget.
Doshi Scotland Yard'da adli psikoloji eğitimi almış olabilir, ama kendini profil uzmanı olarak görmüyor.
Doshi may have been trained by Scotland Yard in forensic psychology, but she doesn't really see herself as a profiler.
Geç kalmış olabilir, ama adalet yerini buldu.
It may have been delayed, but justice wasn't denied.
ama aynı zamanda bubi tuzağı olabilir ya da hiçbir yerde yol açabilir.
But can also be explosions or lead to emptiness.
Yani sizin için geçerli olabilir, ama ikimizde kaybolur.
This may be true for you, but we both disappear.
Ama biraz ders almış olabilir.
But she could if she took some lessons.
Josh beni tamamlıyor evet ama bu nasıl olabilir ki?
♪ Yes, Josh completes me but how can that be ♪
Ne yapacağıma karar vermedim. Sorunları olduğunu biliyorum, benden hoşlanıyor da olabilir ama kasabadaki çoğu kız hoşlanıyor.
I haven't decided what I'm gonna do, and I know she has issues, and maybe she's a little into me, but, you know, most girls in town are.
Ama bir çözümümüz olabilir.
But there may be a way through this.
Ama Johnny Blackwood, onun evindeydi ve battaniyeyi kolayca almış olabilir.
But Johnny Blackwood was living in her hut and could have easily taken that blanket.
Vücudumda kırıklar olabilir ama hâlâ dediklerinizi duyuyorum.
My body may be broken, but my hearing's still functioning.
O adamların kötü davranışları olabilir ama hepsi fakir ailelerden.
Those guys'actions may be bad... But they are all from poor families...
Ama büyük birşey olabilir.
But it might be a big deal.
Diğer embesiller para için yapıyor olabilir ama benim öncelikli motivasyonum para değil.
Those other imbeciles might've been doing it for the money, but money isn't my primary motivation.
Biraz kafasız olabilir ama işi yapacaktır.
He might be a bit thick, but he'll get the job done.
Çoğu yönden güzel bir fikir ama çok sakıncalı da olabilir çünkü tatlı, yaşlı bir bayan, emekli bir rahip iyi huylu bir sosyal hizmet görevlisi olabileceğin gibi elleri dövmeli uyuşturucu satıcısı da pekala olabilirsin.
Now, in many ways that's a lovely thought, but it can also be quite chilling because, whereas you could be a sweet old lady, a retired clergyman, a good-natured social worker, you might just as easily be a drug user with tattooed knuckles.
Tesadüf olabilir ama.
Could be coincidence...
- Gizli saklı işlerini açıklar ama aynı zamanda iyi bir paravan da olabilir.
Well, it explains the secrecy, but it's also a good cover.
olabilir 2111
olabilirim 40
olabilirsin 27
olabilir mi 109
olabilirdi 52
olabilir de 21
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama o 292
olabilirim 40
olabilirsin 27
olabilir mi 109
olabilirdi 52
olabilir de 21
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama o 292
ama olsun 39
ama onu seviyorum 24
ama olmaz 38
ama onlar 41
ama ona 20
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama onu seviyorum 24
ama olmaz 38
ama onlar 41
ama ona 20
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama önemli değil 67
ama o zamana kadar 18
ama öyle değil 51
ama öylesin 16
ama öncelikle 23
ama önemi yok 26
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama önemli değil 67
ama o zamana kadar 18
ama öyle değil 51
ama öylesin 16
ama öncelikle 23
ama önemi yok 26