Ar tradutor Inglês
92,635 parallel translation
Biri arıyor.
You have a call.
Sürekli arıyordu.
He kept calling and calling.
- Viktor seni arıyordu.
- Viktor's been looking for you.
Çok uzun zamandır seni arıyor.
He's been looking a long, long time now.
Annem arıyor.
That's my mom.
İyilik yapmanın bir yolunu arıyorum.
I want to find a way to give back.
Bu pozisyon için 10 yıldır bu maaşla çalışacak birini arıyordum ve şimdi buldum.
I've been trying to get somebody in this position for this money for the last ten years, and now that I have...
- Şu an beni arıyorlar.
- They're looking for me now.
Nolan'ı arıyorum.
Listen, I'm looking for Nolan.
Chelsea, Nolan'ı arıyorum.
Chelsea, I'm looking for Nolan.
Dikenlerle, lavlarla, arılarla derilerini kızartan yıldırımlarla dolu bir tasarıyla da devam edebiliriz tabii ki.
Look, we can just send them all to the hot spike pits with the lava and the bees and the lightning that tears off their flesh.
Sen burada ne arıyorsun?
The hell are you doing here?
Şimdi babanı arıyorum!
I'm calling your father right now!
Tanrı'yı arıyoruz.
I'm lookin'for god.
Bunlar Tanrı'yı arıyor.
These folks are looking for god.
Biz, Tanrı'yı arıyoruz.
We're looking for god.
- Tanrı'yı arıyorum.
Lookin'for god. What's that?
- Ne dedin? Tanrı'yı arıyorum!
Lookin'for god!
Tanrı'yı arıyorum.
Lookin'for god.
Merhaba, ben Tanrı'yı arıyorum.
Hey, I'm looking for god.
- Tanrı'yı gördün mü? - Noel Baba'yı ve Paskalya Tavşanı'nı da arıyor musun?
- You lookin'for Santa claus and the easter bunny, too?
Hâlâ arıyor musun?
Still looking?
Evet, hâlâ arıyorum.
Yeah, I'm still looking.
- Babasını arıyorum.
- I'm looking for his dad.
Burada ne arıyorsun?
Why are you doing this?
Kalp sonsuz bir arzuyla yeni kıyılar arıyor.
"The heart is searching for new shores with a never-ending desire"
Onu arıyordum.
I was searching for it
Annesini arasıra telefonla arıyor.
She calls her mom on the phone at times
Ne zamandır seni arıyorum?
How long have I been calling you?
Şu halhalın diğer eşini arıyordum.
I was searching for the other pair of this anklet
Sanatci ve Repertuar'in basi.
- Oh. He's head of AR.
B, mezat satışı arıyorum.
B, I'm looking for estate sales.
Yeni bir şirkette çalışıyorum ve para arıyoruz.
I work for a startup, and we're looking for seeding money.
Aslında, Kathleen Downing'i arıyorum.
Actually, I'm looking for Kathleen Downing.
Mükemmeli arıyorsan...
Well, if you're looking for perfect...
Kendime bir uğraş arıyorum ve günlerim bomboş.
I'm in between passions right now, and my days are empty.
Burada eşek arısı var dersen, hoşça kal.
Tell me there's a wasp here and buh-bye.
Bir şey arıyormuş gibi yapmayı keser misin?
Would you stop pretending to look for something? Shit.
Dudak kremimi arıyorum.
I'm looking for my chapstick.
Projektör arızası.
Projector malfunction.
Arıza sadece bu blokta, değil mi?
It's only this block that's on the fritz, right?
Elektrik arızası olmalı.
It has to be electrical.
Söyleyin bakalım siz tam olarak ne arıyorsunuz?
Tell me... what exactly are you looking for?
Mark Harelik'i arıyoruz.
We're looking for Mark Harelik.
Başkaları da Tanrı'yı burada arıyor.
And other people are looking for God here?
Silah mı arıyorsun?
Looking for a gun, huh?
New Orleans'ta arkası sağlam adamlar genel taşeronluk arıyorlar.
Connected guy in New Orleans looking for some general subcontract stuff.
Oksijen arıtma makinemiz var ama 500 kişiye yetecek suyu nereye depolayacağız?
We got oxygen scrubbers, but hot do we store enough water for 500 people?
Tekrar arıyor!
He's calling back!
Polisi arıyorum.
I'm calling the cops.
John'u arayıp duruyorum, her yerde Kevin'ı arıyorum kimse telefonunu açmıyor. Hayır.
No.