Bayılacaksınız tradutor Inglês
432 parallel translation
Bayılacaksınız.
You'll love it.
Oraya bayılacaksınız.
You'd love it.
Buna bayılacaksınız.
I know you'll all be thrilled.
İngiliz olduğunuz için Bay Castle, biliyorum bayılacaksınız.
Being English yourself, Mr. Castle, I know you'll like it.
Bence Palm Beach'e bayılacaksınız.
I think you'll like Palm Beach very much.
Ona bayılacaksınız.
Oh, you'll be crazy about her.
Kızlar, onu gördükten sonra ona bayılacaksınız.
And, girls, after you see him, you're gonna love him.
Bayılacaksınız.
Youll be crazy about it.
Orduya bayılacaksınız.
Keep going right in, boys. You boys are going to love the army.
O örnekten hoşlandıysanız, gelek haftanın gösterisine de bayılacaksınız. Çünkü orada böyle üç sahne bulacaksınız.
If you liked that sample, you will love next week's show, for it will contain three such scenes.
Bu kasabaya bayılacaksınız.
You'll love this town very much.
Şatoda yaşamaya bayılacaksınız.
And you'll love living in a castle.
Bayılacaksınız.
It will knock you on your back.
Ona bayılacaksınız.
And you're gonna just love him, Miss Welenmelon.
Oraya bayılacaksınız.
You'll love it.
Mismaloya'ya bayılacaksınız.
You'll be enchanted with Mismaloya.
Bence sıradaki şarkıcımıza bayılacaksınız.
I think you'll love our next performer.
Şaraba bayılacaksınız.
Doctor, do try the wine. You'll find it excellent.
Nevil'a bayılacaksınız.
You'll love Nevil.
Bayan Cotton, Buna bayılacaksınız.
Miss Cotton, you're gonna dig this one.
Siz bu şaraba bayılacaksınız.
You are going to adore this wine.
Her kimse, sıradaki bu güzel bayana bayılacaksınız haydi ona hoş geldin diyelim, çünkü gerçekten nefesinizi kesecek!
You're gonna love this next lovely lady, so let's welcome her because she'll thrill you down to your thriller!
Buna bayılacaksınız.
You'll love this one.
Şehrin eski muhitindedir, bayılacaksınız!
It's in the old section of the city, you'll love it!
Bayılacaksınız.
You'll love'em.
Bu sefer bayılacaksınız.
You'll be very pleased.
Şimdi de küçük bir kızla tanışmanızı istiyorum. Eminim ki, ona çok bayılacaksınız.
Right now I want you to meet a little gal that I feel sure you're going to love very much.
Buna bayılacaksınız.
You're gonna love this here.
Sen ve Danny bayılacaksınız.
You and Danny are going to love it.
Gösterim merkezimize bayılacaksınız.
You're gonna love our screening facilities.
Ona bayılacaksınız.
You'll love him.
Beyler, buraya bayılacaksınız.
Man, you're gonna love this place.
Bayılacaksınız.
You'll love it!
Pastaya bayılacaksınız.
You're gonna love this cake.
Bayılacaksınız.
YOU'LL LOVE IT.
Sonra da, buna bayılacaksınız Dom DeLuise gidip bu hikâyeyi Burt'e anlatmam için ısrar etti.
And then, you're gonna love this, Dom DeLuise insists I tell Burt the story.
Bayılacaksınız.
Disgusting! You'll love this.
Buraya gerçekten bayılacaksınız.
You're really gonnalove this place.
Hepiniz bu bölüme bayılacaksınız, söz veriyorum.
you're all going to love this episode, i promise.
Sizi temin ederim ki buraya bayılacaksınız.
You're gonna love this, I promise.
Bunlara bayılacaksınız.
You're gonna love these.
- Buna bayılacaksınız!
You're really gonna like this.
Bayılacaksınız.
You're gonna die.
Bayılacaksınız oraya!
You'll love it!
Bayılacaksınız.
You guys are gonna love this.
Birazdan bayılacaksın, ama tuz ve alkolle seni ayıltacağız.
You're going to faint soon, but with salt and alcohol, we'll bring you round.
Ama vaziyetini anlamanı istiyorum. Hastane serbest bırakırsa, mahkemeye çıkarılacaksın ve delillere dayanarak eminim ki haksız bir yargılamayla olsa dahi Bay Taylor'ın dairesine haneye tecavüzden suçlu bulunacaksın. Mahkemeye çıkarılmazsan rahatsız olduğunuzu düşündüğü ve teşhisini koyamadığı için hastane seni bırakmayacaktır.
But understand your predicament.
26 Kasım'da aynen benim emirlerim altında Hittakopu Körfezi'nden denize açılacaksınız.
You will sail from Hittakopu Bay on November 26 under my strict orders.
Bay Manning, Sanırım, ilerde bir sürprizle karşılacaksınız.
Mr. Manning, I think you're in for a little surprise.
Bayım, yarın ayrılacaksınız.
Mister, you will leave tomorrow.
Bay Reardon, Carlotta'dan ne zaman ayrılacaksınız?
Señor Reardon, when will you be leaving Carlotta?
bayıldım 246
bayılıyorum 60
bayıldım buna 17
bayılırım 130
bayıldı 103
bayılacağım 23
bayılıyor 17
bayılacaksın 66
bayıldın 17
bayılmış 29
bayılıyorum 60
bayıldım buna 17
bayılırım 130
bayıldı 103
bayılacağım 23
bayılıyor 17
bayılacaksın 66
bayıldın 17
bayılmış 29