Bekleyeceğiz tradutor Inglês
3,189 parallel translation
şimdi, bekleyeceğiz.
Now, we wait.
Bekleyeceğiz.
We wait.
Şimdi bekleyeceğiz.
Now we just wait.
Bunu anlatıp olanların üstesinden gelmesini mi bekleyeceğiz?
And you want to tell him and just hope that he takes it in stride?
- Sanırım şimdi bekleyeceğiz.
So, guess we just wait? Yeah.
Sandalyelerimizi televizyona doğru çevireceğiz yumurtalıklar hakkında Lifetime'da bir program izleyip Beaches filminin başlamasını bekleyeceğiz.
We're gonna turn our chairs towards the television, and we're gonna watch some Lifetime television for ovaries and wait for Beaches to come on.
Burada, Walter'ın aradığını bulmasını bekleyeceğiz.
We wait here for Walter to find what he's looking for.
Şimdi bekleyeceğiz.
And now we wait....
Biz de herkes gibi bekleyeceğiz tamam mı?
We'll wait like everybody else, okay?
Sanırım Eric'i bekleyeceğiz.
Wait for Eric, I guess.
Herkese söylemek için yarışma sonrasına kadar bekleyeceğiz. Ama şu anda Stephanie'nin binmesi için yeni bir takıma ihtiyacı var.
We were gonna wait until after the competition to tell everybody, but now that Stephanie needs a new team to ride...
Şimdi de, elektriklerimizin gittiğini fark edip... onlar bizi kontrol edene kadar bekleyeceğiz.
Now we wait until they notice our power is out and come over to check on us.
-... ve onun gelmesini bekleyeceğiz.
- and wait for it to appear.
- Bekleyeceğiz.
- We'll be waiting.
Bekleyeceğiz.
We'll be waiting.
Bizi kazana atmalarını mı bekleyeceğiz?
We wait for them to throw us in a pot?
- Hareket edecek miyiz yoksa geçmelerini mi bekleyeceğiz?
- Are we, or do we wait?
Ödemenizi bekleyeceğiz.
We'll be awaiting your payment.
Tamam, bekleyeceğiz.
All right, we'll wait... I mean, he's not going anywhere.
Geçmesini bekleyeceğiz.
Just wait it out.
Sizi 20 mil ötede bekleyeceğiz.
We wait for you 20 miles out.
Bu üç seçeneği başkana götürüp içlerinden en uygun olanını seçmesini bekleyeceğiz.
Our job is to inform the President imagine best possible information so that he can make his decision.
Cinayet masasının araştırmasını ve onları hedef alan bir şeyler bulmasını bekleyeceğiz.
Just gonna wait for homicide to dig up a lead and point them in the right direction.
Böylece durup, Bridget'in Andrew'u ne kadar sinirlendireceğini mi bekleyeceğiz? Sırf Andrew onu öldürmek istesin diye entrikalar mı çevireceğiz?
Are we just going to keep waiting and scheming, banking on an increasingly dim chance that Bridget pisses off Andrew enough for him to try and kill her again?
- Daha de kadar bekleyeceğiz? - Merhaba.
- How much longer?
Einar ve diğerleri gelene kadar bekleyeceğiz.
Wait until Einar and the others come.
Şimdi bekleyeceğiz.
So now, we wait.
Sanırım iş arkadaşlarımız sohbetlerini bitirene kadar bekleyeceğiz.
I guess we'll just wait until our co-workers are finished.
Kafatasının bize gelmesini bekleyeceğiz.
We wait for the skull to come to us.
Burada bekleyeceğiz.
We'll wait right here.
Gene eayalet polisini bekleyeceğiz.
We're waiting on the marshals again.
Hasta hakkında mı konuşacağız yoksa House'u mu bekleyeceğiz?
So are we gonna talk about the patient or wait for House?
Yani bedenlerin yığılmasını mı bekleyeceğiz?
We wait for the bodies to pile up?
Ne kadar bekleyeceğiz?
So... how long do we wait?
Şimdi bekleyeceğiz.
Now we wait.
Büyümesini bekleyeceğiz.
We wait for it to grow.
Onu bekleyeceğiz herhalde, seksi olan o.
Well yeah, obviously we're gonna wait for her, she's the hot one.
Bekleyeceğiz.
Now we wait.
Bekleyeceğiz sanıyordum.
I thought we were gonna wait.
Kapının öbür taraftan açılmasını bekleyeceğiz.
We'll have to wait for the gateway to open from the other side.
Şimdi, evdekilerin bizimle iletişim kurmalarını bekleyeceğiz.
Now we just have to wait for contact from home.
Şehrin dışında bekleyeceğiz.
We will wait outside the city.
Olmaz. Anna'nın gelmesini bekleyeceğiz herhalde.
- We should wait for Anna.
Drew mezun olana kadar bekleyeceğiz, planımızı yapacağız 80 00 : 03 : 05,150 - - 00 : 03 : 09,286 ben de bu zaman içerisinde araştırma iznimi alırım. İşte yapacağımız şey.
We wait until drew graduates, and we take that time to plan for it, and I get a sabbatical.
Birkaç dakika bekleyeceğiz.
We need to wait here.
Hayır... sadece bekleyeceğiz.
No, uh... we just wait.
Bekleyebildiğimiz kadar bekleyeceğiz onu.
We'll wait for him as long as we can.
Burada Leo'yu bekleyeceğiz.
We'll stay, and wait for Leo.
Bu yüzden izleyeceğiz ve bekleyeceğiz, fakat bu gece burada kalmanı istiyorum.
So we can watch and wait, but I'd like you to stay here overnight.
Eğer ki uygun kalp bulunursa derhal ameliyata girmesi için hazırda bekleyeceğiz.
- Do you think a heart- - - I can't promise anything.
- Ne kadar bekleyeceğiz?
- For how long?
bekle 9205
beklerim 153
bekleyin 1931
beklemek 37
bekledim 48
bekle beni 131
bekleriz 49
bekleme 36
beklemiyordum 16
bekleyeceğim 167
beklerim 153
bekleyin 1931
beklemek 37
bekledim 48
bekle beni 131
bekleriz 49
bekleme 36
beklemiyordum 16
bekleyeceğim 167
beklemedeyim 24
bekle bir dakika 1308
bekleyelim 43
beklesene 61
bekle bir saniye 289
bekleyin bir dakika 145
bekleyin lütfen 40
bekleyemem 97
bekle biraz 541
beklemek istemiyorum 17
bekle bir dakika 1308
bekleyelim 43
beklesene 61
bekle bir saniye 289
bekleyin bir dakika 145
bekleyin lütfen 40
bekleyemem 97
bekle biraz 541
beklemek istemiyorum 17