Ben bile tradutor Inglês
11,510 parallel translation
Hikayelere ben bile inanmıştım.
Even I believed the stories.
Ben bile vazgeçmeni söylemiştim.
Hell, I even told you to give up.
Demek istediğim, bürodaki hiç kimse her şeyi bilmez. Ben bile.
The point is, no one single person in the agency knows everything... even me.
Sahaya inmeme izin vermesi için ben bile bir yıl eğitimden geçtim.
I had a full year of training before he even let me in the field.
Uzman veya başka bir şey değilim ama o kadar yakın bir mesafede ben bile kaçırmazdım.
I'm no expert or anything, but at that range with a clear shot, even I wouldn't have missed.
- Bunu ben bile istemem.
- and even I don't want that.
Ben bile üstlerime hesap veriyorum.
Even I have to answer to the administrators.
Sonra beyaz şapkalı elemanlarınızdan biri gizlice sunucuma girdi ve Truva atı yerleştirdi. Böylece mesaj zincirime ulaşmayı başardı. Onun haberi olmadan ben bile mesajlaşamaz oldum.
Then one of your damn white hats backdoors my server with a Trojan, click-jacks my message chain, and then I got owned without even knowing it.
Bu iş gerçekten yürek istiyor. Bunu ben bile görebiliyorum.
But there is something gallant and daring in it.
Ben bile onunla hiç görüşmedim.
I've never even met her.
Ben bile bilmiyordum bir rüya gördüğüm ortaya çıktı ve o gerçekleşti.
Turns out I had a dream I didn't even know I wanted, and it came true.
Ben bile kurtarabileceğimden emin değildim.
Even I had my doubts we'd save it.
Ben bile bir dakika sonra ne yapacağımı bilmiyorum.
I don't even know what I'm going to do from one minute to the next.
Nitekim, ben bile bir Hıristiyan değilim.
Indeed, I'm not even a Christian.
- Evet, ben bile tırsıyorum. - Korkuyorum beyler!
Yeah, even my spine is tingling.
Ben insanların bir şekilde, temel inançları doğrultusunda doğru olduğunu düşündükleri şeyi yapmak konusunda cumhuriyet pahasına olsa bile kimseden izin almadıklarını gördüm.
I know that you would never allow people to get in the way of what is right, of your fundamental belief that the Republic must stand at all costs.
- Adınızı bile bilmiyoruz. - Ben Phil.
Sorry, we don't even know your name.
Üzgünüm, ben geç bile kaldım.
Sorry, I'm actually late.
Ah, ben burada bile değildim.
Oh, I was never here at all.
- Ben sahiplendim bile.
Already called dibs.
- FBI'ın takibini uykumda bile anlarım ben.
I could spot an FBI tail in my sleep.
Pernell'in olması gereken yere olması gereken zamanda gitmesini sağlıyorum. Onu tek destekleyen ben olsam bile.
Making sure Pernell's where he supposed to be when he's supposed to be, even if it's only me that's propping him up.
Seni kendimden bile iyi anlıyorum ben.
Oh, I think I do understand better than you do.
Ve ben de üzerime sıçacak bir kadın bile bulamıyorum.
And I can't find a single woman to take a dump on me.
T bile artık neye inanacağımı ; Ve ben don N'o yerde duyuyorum.
And I'm in that place where I don't even know what to believe anymore.
Ben girsem bile, doktor veya ilaç olmaz.
Even if I did, there'd be no doctors and no medicine.
Ben gerçeği keşfetmek istiyorum sadece. Önyargılarımızı değiştiriyor olsa bile.
I just want to discover the truth, even if that means challenging our preconceptions.
Yani, o şeyleri yaptığıma en ufak bir ihtimal bile varsa bu insanlara zarar verebilirdi, ben bununla yaşayamazdım.
I mean, if there's even the slightest chance I did those things, you know, that could have hurt people, I couldn't live with that.
Keşke ben de biraz takılabilsem ama öğlene bitmesi gereken bir iş var ve stüdyonun parası ödendi bile.
Wish I could hang for a bit, but I have work to finish this afternoon, and the studio's already paid for.
Güvenini hakediyor, ben etmesem bile.
He deserves your trust, even if I do not.
Onları çalıp bir banka bile yapabilirdim ama bence iyi yerlere gidiyorsun ve ben de dahil olmak istiyorum.
Could've taken them and made bank, but I think you're going places and I want in.
Ben olsaydım bile her neyse artık olduğumu düşündüğün şey işte, detayları bilmiyorumdur.
Even if I was whatever it is you think I am, I wouldn't know specifics.
Tanrım, düşününce, aynı durumda ben olsam okuma-yazmayı bile unuturdum.
God, if I went through what she did, I don't think I'd remember how to read, never mind be able to...
O zamanlar bile adamın, büyük bir politik gelecekte gözü vardı ben de gitmeyi kabul ettim.
Even then, he had his eyes set on a big political future so I agreed to go away.
Ben oğlumla olanı bile yürütemedim.
I couldn't even manage one with my own son.
Kimi insan ilk yardım çantası hazırlamaya bile evhamlanır ben öyle değilim ama.
Some people are really neurotic about how they pack the jump bag, or whatever, but not me.
Ben Ali'nin bir kız kardeşi olduğunu bile bilmiyordum.
I didn't even know Ali had a sister.
Ben burada olmasam bile?
Even when I'm not here?
Ben geliyorum bile Lois.
Way ahead of you, Lois.
En az herkes kadar ben de şoktayım Daha bile fazla.
I'm just as shocked as anybody- - more so.
Ben seni olağanüstü biri olman için yetiştirdim. Beş yıl sonra uyanıp sıradan biri olduğunu görmenin beni nasıl hayal kırıklığına uğrattığını hayal bile edemezsin!
I raised you to be an extraordinary human being, so imagine my disappointment when I wake up after five years and discover that you're no more than ordinary!
Kusura bakma seni rahatsız ediyorum ama gerçekten seninle konuşmak yardımcı oluyor, eğer konuşan tek kişi ben olsam bile.
Sorry if I'm bugging you, but it really helps talking to you, even if I'm the only one talking.
Ben gittiğimde bile çok geçti.
It was too late. By the time they... It was too late.
Bütün alışverişi ve yemekleri ben yapabilirim. Sizin parmağınızı bile kıpırdatmanıza gerek yok.
I will do all the shopping and cooking, so you won't even have to lift a finger.
Eşin, çocukların, sen bile ben istediğimde ölürsünüz.
Your wife, your kids, even you, you die when I decide.
Senle ben kendi ailemden bile öteyiz.
You mean more to me than... well, my own family.
Ben... yok artık neyi bile araçları bilin.
I don't... Know what that even means anymore.
Öyle olsa bile, ben...
Well, be that as it may, I...
Benimle olsan, seni ben yaratsam bile bir farkı olmayacak.
And even though you're with me, even though I created you, it makes no difference.
Herif kendine mantıklı bir isim bile seçemiyor. Sadece çok hevesli. Ekibe katıldığımda ben de ondan farksız değildim.
The guy can't even pick a name that makes sense.
Ben de diyorum ki ilerici dünyamızda bile benim ve diğer kadınların başına gelen birçok ince detay bulunuyor.
And what I'm saying is that there are a lot of subtle little things that happen to me and all women, even in our little progressive world.
ben bilemem 16
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
biletler 91
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilemedim 29
bilerek yapmadım 25
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
biletler 91
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilemedim 29
bilerek yapmadım 25
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
ben bir kadınım 61
bilemiyorum 2041
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
ben bir kadınım 61
ben benim 43
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben böyleyim 53
ben biraz 32
ben biliyorum 325
ben buldum 53
ben buyum 82
ben bir kızım 25
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben böyleyim 53
ben biraz 32
ben biliyorum 325
ben buldum 53
ben buyum 82
ben bir kızım 25