Ben yaşlı bir adamım tradutor Inglês
224 parallel translation
Ben yaşlı bir adamım hayatım ama bazı şeylerde abarttığımızı düşünüyorum.
I suppose I'm an old man, my dear, but some of it seems like going too far.
Ben yaşlı bir adamım, ve ölene kadar da yaşayacağım.
I'm an old man who will live until I die.
Lütfen, ben yaşlı bir adamım.
Please! I'm an old man.
Sevgili, ben yaşlı bir adamım.
My dear, I'm an old man.
Ama diğer yandan, ben yaşlı bir adamım.
But then, I'm an older man.
Ben yaşlı bir adamım.
I'm an old man.
Ben yaşlı bir adamım, benim yeterince düşüncem var.
I'm an old man, I have enough thoughts of my own.
Albay Travis,... ben yaşlı bir adamım,... ama siz haksızsınız.
Colonel Travis I'm an old man but you're wrong.
Ben yaşlı bir adamım ve de yanlızım.
I am an old man, and I am alone.
Ben yaşlı bir adamım ve eğer ölürsem burada öleceğim.
I'm an old man and if I'm to die, - I will die here.
Ben yaşlı bir adamım, Selina.
I'm an old man, Selina.
Ben yaşlı bir adamım, siz ise bir tanrıça kadar güzelsiniz. Kim bilir kaç erkek sizin için deli divane oluyordur. Onlarla kıyaslayınca ben yaşlı, çirkin ve yoksulum.
I'm sure you've always had plenty of admirers, and I'm just a lowly worm, ugly, filthy and revolting.
Harry, ben yaşlı bir adamım.
Harry, I'm old.
Oh, ben yaşlı bir adamım.
0h, I'm an old man.
Pekâlâ, Ben yaşlı bir adamım ve itikat sahibi değilim.
Well, I'm an old man and I have no faith.
Ben yaşlı bir adamım ve gittikçe daha da yavaş bir hal alıyorum.
I'm an old man and I'm getting a little slow.
Ben yaşlı bir adamım.
I am an old man.
İmzalamıyorum. Ben yaşlı bir adamım.
I ain't signing it.
- Ben yaşlı bir adamım, Peder...
- I am an old man, Padre...
"Ama ben, Joshua Winthrop, ben yaşlı bir adamım..." ".. ve ağaçlar çok yavaş büyüyor. "
'But I, Joshua Winthrop, am an old man, and trees grow very slowly.'
Ben yaşlı bir adamım. Oturmuş lanet bir kutudan domates yiyorum.
I'm an old man, and I'm eatin stewed tomatoes out of a can.
- Ben yaşlı bir adamım.
- I'm an old man.
Yapma, Bay Parker, ben yaşlı bir adamım.
Oh, please, please, Mr Parker, I'm an old man.
Gerçek şu, ben yaşlı bir adamım.
The truth is, I'm an old guy.
- Ernest, ben orta yaşlı bir adamım.
Well, look, I'm a middle-aged man.
George, ben yaşlı bir adamım ve insanlar benden nefret ediyor.
But I don't like them, either, so that makes it all even.
Ve ben de yaşlı bir adamım.
And I am an old man.
Ben, kadınların bağlılık konusunda hayal kurmak ya da bu eksiklikten dolayı rahatsızlık duymak için çok yaşlı bir adamım ama senin entrikalarının, benim planlarımla karışmaya başladığında bu farklı bir şeydir.
I'm too old a man to have any illusions about the constancy of women, or to be seriously disturbed by the lack of it but when your intrigues start interfering with my plans that's something else again.
Ben yaşlı ve pis kokan bir adamım, hatırladın mı?
I'm just an old man and I smell bad. Remember?
Ben genç karısı olan yaşlı bir adamım.
I'm an old man with a young wife.
Dinle, ben yaşlı bir adam değilim.
Listen, I'm not an old man yet.
Ben yaşlı adamım, bu konuda belli belirsiz bir rapor vereceğim.
I'll give the old man a vague report at some point.
Muhterem dostum, Ben artık yaşlı bir adamım.
My esteemed friend, I'm an old man now.
Ben yaşlı bir adamın.
I'm an old man.
Çirkin, korkunç, mızmız yaşlı bir adamım ben.
I'm an ugly, horrible, grouchy old man.
Ben sadece yaşlı bir adamım.
I'm an old man.
Ben huysuz ve yaşlı bir adamım.
I'm a bad-tempered old man.
Yaşlı adam ve kadın ağlamya başladılar. Tavuk da : " Ağlamayın, ben size yeni bir yumurta yapacağım.
" Don't you cry old man, don't you cry old woman,
Ben yaşlı, hasta bir adamım.
I'm an old, sick man.
Ben yaşlı ve hasta bir adamım.
I am old tired and sick!
Ben kavgacı yaşlı bir adamım.
I'm a cantankerous old man and I know it.
Ben zavallı, yaşlı bir adamım, gözlerim bulanık görür, burnum kırık.
I'm just a poor old man, my sight is dim, my eyes are poor, my nose is knackered.
Bir tanesi ben arabadayken yaşlı bir hanımı ezdi. Şimdi de bu adam dolandırıcılıktan tutuklandı. Çok aşağılayıcı.
One guy ran over an old lady with me in the car, and now this guy's wanted for mail fraud.
... Ben yaşlı kör bir adamım!
... I'm an old blind man!
Ve ben o kadar yaşlı değilim, hala kendime iyi bir adam bulabilirim.
And I'm not that old, I still could find myself a good man.
Şeytan olarak ortaya çıkışın, batıI inançlı yaşlı bir gitaristi, bir cadıyı ve yaşlı, deli bir adamı korkuttu diye, ben de mi korkacağım sanıyorsun?
Do you think posing as the devil, just because it scared a superstitious old guitar player, and that witch, and that nutty old man, do you think it's going to scare me?
Ben kırık sesli, yaşlı bir adamım... ama hikaye hala küllerinden doğuyor... ve yavaşça açılan ağızdan... hem güçlü, hem de açık şekilde tekrar ediyor.
I'm an old man, with a broken voice... but the story still rises from the depths... and the slowly opened mouth... repeats it as clearly as it does powerfully.
- Ben iyi, yaşlı bir adamım.
I'm a nice old man.
- Bak, ben sadece yaşlı bir adamım.
- Look, I'm just an old man.
Ve ben bunun içine saklanmaya çalışan yaşlı bir adamım sadece.
And I'm just an old man trying to hide in it.
"Bana sahte dualar etme ben aptal ve yaşlı bir adamım."
"Pray do not mock me. I am a very foolish, fond old man."
ben yaşlıyım 30
ben yalnızım 40
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yalnızım 40
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yaşıyorum 19
ben yedim 21
ben yapmadım 408
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yapmam 40
ben yapacağım 68
ben yedim 21
ben yapmadım 408
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yapmam 40
ben yapacağım 68