English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Beni seviyorsan

Beni seviyorsan tradutor Inglês

478 parallel translation
"Beni seviyorsan şayet, engel ol bana."
Make me stay if you really love me.
Beni seviyorsan.
If you love me.
Eğer beni seviyorsan eğer birazcık da olsa takdir ettiğin bir şey yapmışsam Tanrı aşkına, babaanneni de yanında götür.
If you love me, if I've ever done anything for you that you appreciated even a little bit, for heaven's sake, take your grandmother with you.
Beni seviyorsan burada kal ve mücadele et.
If you love me, stay here and face this.
Tatlım, beni seviyorsan... Çocuğu seviyorsan gitmek zorundasın.
Darling, if you love me... if you love Boy, you've got to go.
Eğer beni seviyorsan Romeo...
"If you love me, Romeo.."
Eğer beni seviyorsan Romeo, bunu içten bir yürek ve temiz bir kalple söyle...
"If you love me, Romeo, Say it with a calm soul and sincere candour..."
Eğer beni seviyorsan, Jan, bana inanmalısın.
If you love me, Jan, you must believe in me.
Eğer beni seviyorsan içeri al!
If you love me, let me in!
Sylvia, sevgilim, beni seviyorsan lütfen tartışmayalım.
Sylvia darling, don't argue please, if you love me
- Lütfen sevgilim, beni seviyorsan.
Please, darling, if you love me.
Eğer beni seviyorsan, aşkım daha sonra gel, psikolojin yerinde olunca sür.
Come later, if you like, when you're in a better temper, darling. Drive on.
Beni seviyorsan eğer...
If you love me...
Tabii beni seviyorsan, yalnız beni sev.
If you want to love me, love only me.
Beni seviyorsan söyle.
I never tried.
- Beni seviyorsan.
If you love me, Joe...
Titinius, beni seviyorsan, bin atıma, vur mahmuzu şu karşı yamaçtaki birliklere kadar gidip dönüver. Dost mu düşman mı oradakiler bilmeliyim.
Titinius, if thou lovest me, mount thou my horse and hide thy spurs in him, till he have brought thee up to yonder troops and here again, that I may rest assured whether those troops be friend or enemy.
Beni seviyorsan, bizi durdurmasına izin vermezsin.
If you love me, you will not let him stop us.
Sinuhe, eğer beni seviyorsan..
If you love me, Sinuhe.
Eğer sen de beni seviyorsan, çok geç olmaz.
It's not too late.
Eğer beni seviyorsan, peşimden gelme.
If you care for me, do not follow
Molly, Molly. Beni seviyorsan, öldür lütfen.
Molly - if you love me, kill me.
Eğer beni seviyorsan, niçin bu ilişkiyi kibarca bitirmiyorsun.
If you really love me, why not give it up with good grace.
- Lütfen. Beni seviyorsan git.
- Please, please, if you love me, go.
Beni seviyorsan yalan söyleme.
If you love me, do not lie. Who was the child?
- Oğlum, beni seviyorsan...
- My son, if you love me...
"Ama beni seviyorsanız, sadece evet demelisiniz."
" But if you love me, you need only say the word yes.
Jeanne beni seviyorsan suç benim mi?
Jeanne if you love me, am I to blame?
lütfen eğer beni seviyorsan lütfen dinle.
Please, if you love me, just listen to me.
Beni seviyorsan, benim dilimi öğrenmeliydin!
If you loved me, you'd have learned my language!
Çünkü eğer gerçekten beni seviyorsan, sevmeye devam edersin.
Because if you ever really love, you have to go on loving.
Ve rahip de işi yasallaştırır. Tatlım, beni seviyorsan, o cadının elmalarına güvenmeyi bırak.
If you love me, don't depend on some witch's apples.
Beni seviyorsan, güçlü olacağım.
If you love me, I feel strong.
Beni seviyorsan neden evlenmiyoruz?
If you love me, why don't we marry?
Guy, eğer beni seviyorsan, beni gerçekten seviyorsan- -... beni hayatından öylece silip atma.
Guy, if you love me... if you really love me... you won't shut me out of your life.
Beni seviyorsan, şu köprüden uzaklaş!
Do you love me? Get off that bridge!
Eğer beni bir zerre seviyorsan, neyin kötü gittiğini anlatırsın.
If you ever loved me, tell me what's wrong.
Beni gerçekten seviyorsan, kimonoyla ilgili bir şey yapabilirim.
If you really do like me, I can do something about one kimono.
Eğer beni hâlâ seviyorsan Rhett...
If you still love me...
Bir vücudun havayı özlediği gibi özlüyorsun beni ve eğer beni gerçekten seviyorsan saçlarımı koklayabilirsin.
Darling, you long for me, like the body longs for air and if you really love me, I'll let you kiss my hair. Bye, Sweetie.
Ama beni gerçekten seviyorsan, gitmelisin.
But it wouldn't work. Not even if you'd have me.
Henry lütfen, beni birazcık seviyorsan bunu yapma.
Please, if you love me at all, don't do this.
Nanny, sevgilim... bizim için tek makul yol ama şimdi var, eğer beni yeterince seviyorsan.
Nanny, darling... if only there was some reasonable way for us - - But there is now, if you love me enough. - How?
Eğer beni gerçekten seviyorsan, o mektubu yok edersin.
If you loved me, it wouldn't be too late.
Eğer gerçekten, söylediğin kadar beni seviyorsan buna minnet duyarım.
I swear that my gratitude...
Git buradan, beni gerçekten seviyorsan.
Go away, if you really love me.
Eğer beni gerçekten seviyorsan, başkasını bulmalısın.
If you really loved me, you'd have to find someone else.
Belki, eğer beni gerçekten seviyorsan...
Maybe, if you really love me...
İstiyorsan beni hala seviyorsan...
If you want... if you still love me...
Beni gerçekten seviyorsan, ne yapardın biliyor musun?
You know what? If you really love me,
Demek istediğim şu, Onu seviyorsan, beni bir engel gibi görme.
I mean, if you love her, don't think I'm an obstacle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]