Bir önemi yok tradutor Inglês
3,607 parallel translation
Ne yazdığının bir önemi yok.
Doesn't matter what he writes.
Artık bir önemi yok. Sana inanıyorum.
It doesn't matter now.
Söylediklerimin bir önemi yok.
It doesn't matter what I said.
- Nerede olduğumun bir önemi yok.
- Doesn't matter where I am.
Bak, ben de bu hamileliğe çok sevindiğimi söyleyemem. Ama bunun çok bir önemi yok.
Look, I'm not thrilled about this pregnancy either, but that doesn't really matter.
Ama bir önemi yok.
But that doesn't matter.
Ama bunun şimdi bir önemi yok. Değil mi?
But that doesn't matter now, does it?
Şu an bunların bir önemi yok.
None of that matters now.
Artık bir önemi yok, değil mi?
Eh, doesn't really matter now, does it?
seni sevdiğimi söylediğimde benden duymanı istedim Olanların bir önemi yok.
I want you to hear me when I say that I love you no matter what happens.
Bunun artık bir önemi yok.
It doesn't matter anymore.
Nasıl hissettirdiğinin bir önemi yok.
How it felt doesn't matter.
Ama bir önemi yok. Sana bir şey ifade etmemiş zaten.
But it doesn't matter, because it didn't mean anything to you anyway, so...
- Ne istediğimin bir önemi yok.
- What I want is irrelevant.
Artık ne yaptığımızın pek bir önemi yok.
It doesn't matter what we do anyway.
Ne kadar silaha sahip olduklarının bir önemi yok.
It doesn't matter how many guns they have.
O da herkese kapını açman gerektiği hangi takımı tuttuğunun, derinin ne renk olduğunun ya da ya da ne kadar iğrenç olduğunun bir önemi yok.
That you should accept everyone, no matter their team colors or their skin color or... or how horrible they are.
Benim ne düşündüğümün bir önemi yok.
Doesn't matter what I think.
Oraya çıkacağım ve ne düşündüğünüzün bir önemi yok.
I'm doing it and it doesn't matter what you think.
Nasıl hissettiğimin bir önemi yok.
Doesn't matter how I feel.
İkimizde biliyoruz bunun bir önemi yok.
We both know that doesn't matter.
Şu anda bir önemi yok.
It doesn't matter right now.
Suçlu ya da masum olmalarının bir önemi yok!
Not guilty or innocent!
Bir önemi yok.
It doesn't matter.
Bence neye inandığımın bir önemi yok.
I don't think it matters what I believe.
Ama doğruların bir önemi yok. Çünkü gerçeklik, nasıl algıladığınıza bağlıdır.
But the truth doesn't matter, because perception is reality.
... Çünkü tadın bir önemi yok.
... because taste doesn't matter.
Hanımefendi, bunun bir önemi yok.
Ma'am, that's not important.
Ama Crowley'in senin için özel bir önemi yok.
But Crowley has no particular significance to you?
Şimdi bir önemi yok Jason.
Doesn't matter now, Jason.
Kim olduğunuz, nereli olduğunuz sülalenizin nereden geldiği, ister Mayflower'dan olsun ister Haiti'nin iç bölgelerinden, bir önemi yok.
Okay, who you are, or where you from, where do your relatives came over, from the fuckin'Mayflower, or the inner tube from Haiti.
- Şu anda bunun bir önemi yok.
It doesn't matter right now!
Benim için hiç bir önemi yok.
No importance to me.
Kendimizi nasıl gördüğümüzün bir önemi yok.
How we view ourselves is of little consequence.
Bunun bir önemi yok.
I don't care about that
Biliyorum bunun bir önemi yok ama onlara aşık değildim.
I wasn't in love with any of them. I know that doesn't matter.
Yakalandılarsa dediklerinin bir önemi yok.
It doesn't matter what he said, if they have all been captured.
- Bir önemi yok.
- That doesn't matter.
Bir önemi yok, dostum.
Doesn't matter, man.
Bu benim için bir önemi yok.
That's not what matters to me.
Ne düşündüğümün bir önemi yok.
Hey, it doesn't matter what I think.
- Vincent, şu an anahtarın üzerimde olmasının bir önemi yok.
Vincent, whether or not I have my key on me right now is really not important.
Artık bir önemi yok.
It doesn't matter anymore.
Alan ne kadar zeki olduğunun bir önemi yok Enigma her zaman daha zekidir.
Alan... it doesn't matter how smart you are, Enigma is always smarter.
Bir önemi yok artık.
It doesn't matter, you know?
Artık bir önemi yok.
It's nothing that matters anymore.
Bana ne kadar ödeme yaptığının hiç önemi yok tek katlı duvarla, çift katlı duvar hiç bir olur mu?
No matter how much you pay me single boards don't become double boards.
Bunun bir önemi yok.
It doesn't matter.
- Ne söylediğinin bir önemi bile yok.
It doesn't even matter what you say.
İçeride olanın önemi yok çünkü bir daha bunu oynamayacağız, tamam mı?
It doesn't matter, because we're not playing anymore. Okay?
Önemi yok. Senden başka kimse bir şey bilmiyor.
That doesn't matter, no one knows anything except you.
önemi yok 397
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65