Bir şey olursa tradutor Inglês
6,140 parallel translation
Lillian'a, eğer benim yararıma bir şey olursa püf noktaları iş arkadaşlarına söylemesin diye para ödüyorum.
Lillian is paid to embargo certain key details from your colleagues if she believes they may be of interest to me.
Aklına gelen bir şey olursa ara beni.
You think of anything else, call me.
Kötü bir şey olursa hazır olayım diye.
So I'll be prepared if something bad happens.
Eğer polis tanıtım keşfine çıkmak istersen, ya da sormak istediğin bir şey olursa beni ara tamam mı?
You ever want to do police explorers or have other questions, call me, okay?
İçeri girebilirsin ama herhangi bir şey olursa peşinden geliriz.
You can go in, but if anything's off, we're coming after you.
Kimsenin ulaşamayacağı güvenli bir yerde, dünyaya babanı kendisinin öldürmediğini söylemek için bekliyor, eğer bana bir şey olursa bu haber dünyaya yayılacak.
He's in a safe place, far from any man's reach, ready to tell the world that he didn't kill your father if I give the word or if anything happens to me.
Yardım edebileceğim bir şey olursa haber ver.
Well, let me know if there's anything I can do to help.
Eğer Francis'e bir şey olursa, oğlunu alıp kaçmak için hazır olmalısın.
Should Francis ever be deposed, you need to be prepared to take your child and flee.
Peki ya bebeğe bir şey olursa?
And what if something happens to the baby?
Bir de sana bir şey olursa, ne yaparım bilmiyorum.
I can't imagine if something happened to you too.
Sana bir şey olursa hayatıma devam edemem.
I couldn't live with myself if something happened to you.
Eğer bir şey olursa söylemek isterim ki harika bir takım olduk.
So, if something happens, I just want to say we make a great team.
Solistin annesi kasaptı ve bana, "Oğlum sana emanet. Seninle birlikteyken ona bir şey olursa, seni doğrarım." demişti.
His mamae was cutting some meat, and she told me if anything happened to him while he was on the road with me,
Eğer benim KFK'mda sizi kızdıracak bir şey olursa, beni arayın.
If my PAC does something that angers you, call me.
Yollamak istediği bir şey olursa beni nerede bulacağınızı...
You know where to find me, if he should want to send...
Eğer yardım edebileceğim bir şey olursa bana ulaşın.
If I can be of any help, reach out to me.
Bilmen gereken bir şey olursa seni haberdar edebilirim.
I could, um, wave you off if it's more than you'd care to know.
- Dünya tehlikeli. Cep telefonu her an nerede olduğunu gösteriyor ve acil bir şey olursa, beni arayabilir.
A cell phone lets me know where she is at all times, and she can contact me in case of emergency.
Rob, ya ona bir şey olursa?
Rob, if anything happens to him.
Eğer bir şey olursa yani herhangi bir şey beni ara.
And if anything comes up- - and I mean anything at all- - you call my cell. Got it.
Rahatsızlanırsa ya da herhangi bir şey olursa bana haber verin lütfen.
Please call me right away if he falls ill or anything.
İhtiyacınız olan bir şey olursa gelip bana söyleyin.
Go ahead and tell me if there is anything more that you need.
Ya kötü bir şey olursa ne yapacaksın?
How are you going to manage the aftermath?
Olur da ben teklif ederken kötü bir şey olursa senin uğursuzluğuna vereceğim böyle bil!
But if if I propose and it turns out bad. Just know that is because you're bad luck. Okay?
Olur da ben teklif ederken kötü bir şey olursa senin uğursuzluğuna vereceğim böyle bil!
If I propose, and things go wrong it'll all be your fault!
Eğer doktorun sözünü dinlemeyip fellik fellik gezersen ve sana bir şey olursa ben çok üzülürüm.
If you don't listen to doctor's orders and go wandering around all over the place, and something goes wrong, my feelings would be very hurt.
Bir şey olursa hemen size haber veririz.
We'll let you know as soon as possible.
- Alarmı kur, bir şey olursa bizi ara.
- Set the alarm, call us if you need us.
Wheeler'a bir şey olursa senle ne alakası olur ki?
I mean, what's to connect you to anything that happens to Wheeler?
Eğer bana bir şey olursa, benim için orada olmanı istiyorum.
If something happens to me, I need you to be there for me.
bir şey olursa, orada yanımda olmanı istiyorum.
When it happens, I need you there for me.
Eğer bana bir şey olursa... Emeklilik paramı Stacie'nin almasını istiyorum çünkü evimizin parasını karşılayabilmesinin tek yolu bu.
If something happens, I want my pension to go to Stacie'cause it's the only way she can afford to keep our house.
Eğer yapabileceğim bir şey varsa yardım edebileceğim bir şey olursa, yapmak isterim.
If there's anything I can do... Anything to help, I'd like to.
Ve böyle bir şey olursa, sana artık yardım edemeyeceğimi söylemek zorundayım.
And I've to tell you when that happens, I'm not going to be able to help you anymore.
Yardımımın dokunacağı bir şey olursa Marty, sormaktan çekinme.
But if I can be of any help, Marty, don't hesitate to ask.
Ters giden bir şey olursa, işaret ver yeter.
If anything seems off, just give a sign.
Ters giden bir şey olursa burası kirli havayla dolar.
One wrong thing and this whole place fills up full of contaminated air.
Bir şey olursa ararım.
- Yeah, I'll get a hold of you.
Eğer sana bir şey olursa...
If anything happens to you..
- Bir şey olursa beni uyandır.
Wake me up if anything happens. Okay?
Yardım edebileceğim bir şey olursa aramaktan çekinmeyin.
If there's anything else I can help with, then just give me a call.
Ya Damon geri döner ve her şey eskisi gibi olursa ve sen kafası karışmış, tuhaf bir halde kalırsan?
What if Damon returns home and everything returns back to normal and then you're just sitting there all confused and weird?
Ne olursa olsun ona destek olacağımızı biliyor. İstediği şey sihrinden kurtulmaksa belki de bu o kadar da kötü bir şey değildir.
She knows we support her, no matter what, and if losing her magic is what she wants, well... maybe it's not such a bad thing.
Eğer bebek için bir şey lazım olursa, söylemen yeter.
If it's for the baby, just say so.
Ama fedakarlık ne olursa olsun birisi kurtulma travmalarından zevk almaya istekli olmalı ki yeni bir şey olabilsin daha iyi bir şey.
But no matter the sacrifice, one must be willing to enjoy the trauma of shaking off all that you were... to become something new something better.
Nedeni her ne olursa olsun, eminim iyi bir şey için değildir.
Whatever the reason, I'm sure it's not good.
Eğer canınızı sıkan bir şey varsa, ne olursa olsun bu adama anlatıyorsunuz.
If you have anything, anything that is bothering you at all, you take it up with this man.
Ve siz Bay Chase, ceketiniz yakanızda kaç tane rozet olursa olsun... Bir memura kabadayılık etmeyi başaran bir çiftçinin oğlundan başka bir şey değilsiniz!
And you Mr. Chase, no matter how many whale pins you may have on your lapel, are nothing more than the son of a farmer, who's managed to bullying his way into an officer's tunic.
Aklınıza bir şey gelirse, her ne olursa, dediğimiz gibi, efendim... -... aramaktan çekinmeyin.
Uh, if, uh, you can remember anything, anything at all, like we said, sir, don't hesitate to give us a call.
Phoenix kapsülüne bir şey olursa...
If anything happens to the Fenix capsule, if its mechanism fails or the walls of the shaft collapse,
Bir şey lazım olursa arayın.
If you need anything, just give us a call, yeah?
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17