Bu da senin tradutor Inglês
3,905 parallel translation
Ve bu da senin yapabileceğinden daha iyi.
And that's better than you'll ever be able to do.
Bu da senin anlamayacağın bir şey çünkü sana erkek çocukların var.
Which isn't something you'd understand,'cause you've only got sons.
Bu da senin gerçekten doğmuş olduğunu kanıtlayabiliriz demek oluyor.
Which means we can prove you were actually born.
Bu da senin için.
This is for you.
Burada önemli olan onun büyük birikime sahip olması senin birikimine karşılık borçlanarak yatırım yapıyor ve ayrıca bunun için uygun konumda, ve bu da senin iyi bir pazarlıkta olmak isteyeceğin yer.
What's important is he's got a big-ass stack, and he's leveraging it against your stack and he's also in position, and that's what you want to be in any good negotiation. Remember that.
Bu da senin onu açıklanamaz bir şekilde daha fazla savunmanı ve benim de daha az zevk alarak öldürmemi sağlar.
Which makes you defending him even more inexplicable and me killing him a lot less amusing.
Benim basketlerim bana 50 dolar kazandıracak. Bu da senin cebinden çıkacak.
My jump shot's about to make me 50 bucks, and it's gonna come from your pocket.
Rehine operasyonuna dahil omadığını söyleyebilirsin bu da senin bihaber olduğunu gösterir, veya dahil olduğunu söylersin ki bu da seni üçkağıtçı olarak gösterir.
You could say you were out of the loop for the hostage rescue, which would make you look clueless, or you could say you were in the loop, which would make you look devious.
Ve bu da senin için... Resmi olarak...
And this is for you.
Bu da senin eserin.
So you get credit for that, too.
Bu da senin derslerinden biri mi?
Is that from one of your lectures?
Bu da senin ilgilenmen gereken bir şeye benziyor.
That feels like a thing you should be taking care of.
Ve bu da senin koruman olmalı?
And this must be your bodyguard?
Bu da senin muhteşem, tombul bir kadın olman. Bana kalırsa, kilo almalısın.
Which is that you are a gorgeous, rubenesque plum, and if it was up to me, you'd gain weight.
Bu da senin.
This is for you.
Senin yaptığınla benim yaptığım arasındaki fark da bu.
That's the difference between what you do and what I do. I don't read between the lines-
İşte senin sorunun da bu.
See, that's your problem.
Demek senin numaran da bu? Onu tek başıma halledebilirim. Siz geri kalanlar, gidip Shogen'i arayın.
So that is your art... go intercept Shougen.
O yüzden sana her ne olursa sadece senin başına gelecek. Bu da demek oluyor ki seni oracaktı öldürebilirim ve kimsenin ölmesi gerekmez.
So, whatever happens to you, happens only to you, which means I can kill your ass and no one else has to die.
Daha yeni tanıştığımızdan, senin için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim, Sanford. Ki bu da, seni ortadan kaldırmamı çok daha kolaylaştırır.
I can't say the same about you, Sandford, since we've only just met, which would, however, make it easier for me to eliminate you.
Bu kızların her biri bu otel odasında oturup aynı soruları cevaplayıp sonra da senin gibi yemek yediler.
Each one of these girls sat in that hotel room, answered those same questions, and then was given a happy meal, just like you were.
İyi ya da kötü bu senin karar verebileceğin bir şey değil.
Whether it's for the best or not... that's not for you to decide.
Bu da demek oluyor ki benim için senin güvende olduğundan emin olmanın tek yolu gidip asla geri dönmemek.
Which means the only way to make sure you're safe is for me to go and never come back.
Kocam da ayni senin gibiydi. Onu bu yüzden terk ettim.
My boyfriend is like him, that's why I left him this morning.
Bu da fena değil. Artık senin patronun olmayacağım.
That's just as well, seeing as I'm not going to be your boss anymore.
Ya da bu gece, senin kararın.
Or tonight, your choice.
Bu yol kayıtları senin madalyona sahip olduğun 4 ayı da kapsıyor.
These fare logs go back all four months you've owned the medallion.
Durumuna üzüldüm Sandra ama bu meslek senin için iyi olmasa da, başkaları için iyi olabilir.
I'm sorry about that for you, but it's not bad for everyone.
- Ya da bu senin seçimin.
Or it's your choice. Mmm.
Ted, yanlış anlama da bu kızın senin için doğru kız olduğundan emin misin?
Ted, respectfully, are you sure that this was the right girl for you?
- Ki senin durumun da bu.
- which you are.
Bu da zaten senin işinin bir tanımı.
Which is one definition of what you do for a living.
Bu senin en parlak fikirin olmadığı konusuna o da katılıyor.
Including her, though that wasn't your brightest idea.
Leydi Annemiz, sana geldik, bu laneti senin derinliklerine koyuyoruz - ilk doğan oğlumu kim aldıysa, onun ilk doğan oğlunu ondan alacaksın, torunlarını da, tüm neslindeki ilk doğan çocukları da
We come to you, Lady Mother, and we put into your depths this curse - whoever took our firstborn son, you will take his firstborn son from him, and his grandsons too, and his firstborn boys all down his line.
Neden bu senin için tamam da benim için değil?
Why is it okay for you and not for me?
Senin kaza'ndan bu yana işler daha da zorlaştı.
Things have been so much harder since your accident.
Bu maç çok önemli ve senin nasıl oynayacağın da belli değil.
This match is too important, and you're a wild card.
Bu görevi bana veren ajan kayıp. FBI da senin sorumlu olduğunu düşünüyor.
The agent that gave me this assignment, he's missing, and the FBI thinks you're responsible.
Tam da bu masada, bu barın senin oluşunu kutlamıştık.
We celebrated you passing the bar at this very table.
Wade, ya şimdi bir takım olup bu manyak kadını alt ederiz, ya da senin teknenle gün batımına doğru şarkı söyleyerek yola koyulacak.
Wade... Wade, we either team up now and take this crazy lady down, or she'll go sailing off singing into the sunset on your boat.
Çünkü şu anda düşünüyorum da... Bu hafta yaptığımız her bir şey, senin istediğin şeylerdi.
'Cause now that I'm thinking about it, everything that we've done this week has been something you wanted to do.
Bazıları senin tanıdığın kişiler ve onların etrafındayken farklı davranmaya başlayacaksın ve bu da onların anlamasına neden olabilir.
Some of the names are people that you know, and you'll start acting differently around them, and you may tip them off.
Müşterilerimin yarısı senin dengin ya da üstün. Bu da müşterilerimin yarısının beni koruyacağı ve seni yetkilerinin izin verdiği ölçüde cezalandıracağı anlamına geliyor.
Half my clients have your pay grade or higher, which means half my clients would happily intervene on my behalf and kick your ass in whatever special way their office allows, which is why I suggest, Director Osborne,
Muhtemelen umrunda bile olmayacak gerçekten senin olayın da değil ama ben ve arkadaşlarım bu gece bir parti veriyoruz.
Look, I... I know you probably don't even care, and it's not really your scene, but me and my friends are having a party tonight.
Gördüğün gibi... Bu demir kulenin senin eline geçmesi Fransızları başına sardı. Sonra da kafede o piç kurusuyla karşılaştın.
So, you saw the'Bastard'at Pastor's, and at the coffee shop...
Senin sorunun da bu işte.
This and'your problem, you know?
Bana deve binicisi dediler. Sonra da bu senin hatandı dediler.
They called me a camel jockey and said it was my fault.
Bu konunun biraz uçlarda olduğunun ve senin muhafazakâr bir yapıda olduğunun farkındayım.
Look, I know it seems a bit edgy and you're obviously sheltered.
O an oradan kaçmam gerektiğini de biliyorum ve bu senin için en güvenli şey olurdu, ama Muirfield dışarıda bir yerde olsa bile, benim de elimde değildi.
I know I should have run right then and there, and that would've been the safest thing for you, but even though Muirfield was out there, I just... I couldn't help myself either.
Bana daha fazlasını verebilir diye desteklediğin adam bu ve meğer o da tıpkı senin gibiymiş.
This is the guy that you held up to be someone who could give me more, and it turns out that he's... exactly like you.
Ve bu bahsettiğin hükümet senin mektup yazmanı da mı engelledi?
And this government you speak of, it prevents you from writing letters also?
bu da senin için 26
bu da ne 2329
bu da ne demek 442
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu daha kötü 16
bu da ne demek oluyor 285
bu da kim 384
bu da ne 2329
bu da ne demek 442
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu daha kötü 16
bu da ne demek oluyor 285
bu da kim 384