Dört saat tradutor Inglês
2,046 parallel translation
Nikahın başlamasına dört saat kaldı.
The ceremony's in four hours.
Peki, senin için yapabileceğim tek şey, gönderimi dört saat durdurmak.
All right, look, the only thing I can do for you is I can hold off for four hours. All right?
Dört saat boyunca beni sorguya çektiler.
They grilled me tor four hours.
Bhajan Ashram'da sabahları dört saat akşamları dört saat ilahi söylerim ki bunun için günde 6 rupi kazanırım.
I chant at the Bhajan Ashram four hours in the morning, four hours in the evening, for which I earn 6 rupees a day.
Özellikle dört saat geç gelerek, disiplini yok sayarak, kuralları yok sayarak.
Compulsively showing up four hours late, ignoring discipline, ignoring rules...
Emin değilim, üç ya da dört saat kadar.
I'm not sure. Maybe three or four hours?
Üç dört saat mi?
Maybe three or four hours?
Dört saat sürmüyor muydu?
Not four hours?
İyi bir gecede dört saat uyuyabiliyorum.
On a good night, I get four hours.
Yirmi dört saat kaybettik.
Now, we wasted 24 hours.
Başkentten dört saat uzakta.
4 hours from DC.
Yedi gün yirmi dört saat, polisleri gözleyecek bekçileri var.
Posts sentries to watch out for cops 24 / 7.
Angela Petrelli'yle yeniden konuşmam için bana yirmi dört saat ver.
Give me 24 hours to talk to Angela Petrelli again.
Babam abimin Boger City'den gelmesi için dört saat beklemişti.
My father waited 4 hours for my brother to get here from Boger City.
pıhtılaşma durduktan sonra Andromeda beyne yöneliyor ve bir kanama başlatıyor ki bu da - Ama bu şeker hastası Willis'in nasıl dört saat yaşayabildiğini açıklamıyor. Şiddete yönelik hareketleri tetikliyor.
If coagulation is inhibited, then Andromeda moves to the brain, creating a hemorrhage, provoking violent behavior.
O mahzende dört saat beklerken biz rehineydik işte.
A hostage is what we were in that basement for four and a half hours.
- Dört saat önce demiştim sana.
- I asked you five hours ago.
Pekâlâ. Görünüşe bakılırsa hazırsın. - Seni dört saat sonra alayım mı?
All right, well, it looks like you're all set, so, uh... let's say, uh - say I pick you up in, uh, four hours?
- Üç dört saat sonra gelmiş oluruz.
- We shouldn't be gone more than three or four hours.
"Ölmeden önce sadece dört saat çiçek açarlar."
"They only bloom for four hours before they die."
Çiçekçi hanımın yanında dört saat kaldım.
Four hours with the flower lady.
Yaklaşık dört saat önce, uydularımızdan biri şimdiye kadar görülen en garip fotoğrafı çekti.
About four hours ago, one of our satellites took the damnedest picture you ever did see.
Yedi gün yirmi dört saat aynı anda on kızla birliktedir.
He's like 10 girls deep, 24 / 7.
Dört saat önce yanından ayrıldın ve hâlâ eve dönmedi değil mi?
You left him 4 hours ago, and he's not home, is he?
Dört saat sonra kalkmam gerek, sen ise beni ayartıyorsun.
Hey, I gotta get up in four hours, you're corrupting me.
Çünkü üç dört saat sonra para benim dosyaya akmaya başlayacak.
Because in three or four hours the money's gonna flow on my case.
Senden tek istediğim bu göt oğlanını yakalamam için dört saat vermen.
All I'm asking is for hours to stake this asshole out.
Doktorum size küçük bir yatıştırıcı verdi ve on dört saat uyudunuz.
You know, my doctor gave to you only the little sedative, and you have slept for 14 hours.
General dört saat içinde burada olacak.
The General will be here in four hours.
Lafta havuz temizlemeye gelmişler ama oraya park edeli dört saat oldu.
Those pool cleaners have been parked out there for four hours.
Yirmi dört saat önce, Mark Bellison adı sanı duyulmamış bir yazardı.
24 hours ago, Mark Billson was just your typical nobody writer.
Yirmi dört saat önce, Mark Bellison adı sanı duyulmamış bir yazardı.
24 hours ago, Mark Billson was just your typical nobody writer.
Dört saat içinde tekrar başlayacağız.
We're back on in four hours.
Dört saat yirmi üç dakika boyunca el eleydik.
We didn't let go for four hours and 23 minutes.
Yirmi dört saat gözlem mi?
24-hour surveillance?
Burayı yirmi dört saat gözetim altında tutman söylenmişti.
You were told to have this place under 24-hour surveillance.
Yirmi dört saat gözetim altında olmalıydı.
He was supposed to be under 24-hour surveillance.
Diğerlerinden dört saat gerideyim ve küfelik durumdayım.
I'm four hours behind these guys and I'm shitfaced.
Sanırım dört saat canlı yayında kalabiliriz sonra döner satış için hazırlanırız.
So, I think we should stay up live for, like, four hours, then get back, get ready to do the merch.
Dört saat için 400 dolar.
It's $ 400 for 4 hours.
On dört saat içinde sana ulaşmasını bekliyoruz.
Now we expect them to reach you in approximately 14 hours.
Saat dört.
Sixteen o'clock.
Gidip gelmen nereden baksan, dört-beş saat ; en az.
You'll be gone at least 4-5 hours.
Arabayla dört buçuk saat.
Four and a half hours by car.
"... saat 08 : 10 itibariyle parka giymiş dört kişi... "
At 8.10 AM four men dressed in parkas...
- Saat dört.
– Four o'clock.
1,784 sayfa çarpı dört dakika 7,136 dakika ediyor ki bu da 118.9333 saat 4.955 gün demek.
1,784 pages times four minutes a page is 7,136 minutes, which equals 118.9333 hours, which comes to 4.955 days.
Saat neredeyse dört buçuk olmuştur değil mi Elinor?
I should say it is near half past four now, wouldn't you, Elinor?
Saat dört!
Follow him.
Hadi abla kalk. - Saat dört.
- It's 4 o'clock.
Tanrım, saat dört.
Christ, it is 4 : 00 a. m.
saat 170
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 1 132
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 1 132
saat 9 217
saat 2 157
saat 22 41
saat 5 177
saat 20 32
saat 8 244
saat 21 38
saat 10 325
saat 07 28
saat 13 39
saat 2 157
saat 22 41
saat 5 177
saat 20 32
saat 8 244
saat 21 38
saat 10 325
saat 07 28
saat 13 39
saat kaçta 135
saat 3 195
saat 17 40
saat 19 45
saat 11 234
saat 7 206
saat 14 39
saatler 39
saat 06 26
saat geç oldu 36
saat 3 195
saat 17 40
saat 19 45
saat 11 234
saat 7 206
saat 14 39
saatler 39
saat 06 26
saat geç oldu 36