English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ E ] / Eskı

Eskı tradutor Inglês

766 parallel translation
Godfrey Parke, seni yaşlı eşkıya!
Godfrey Parke, you old mug!
Onu küçük düşürdün. İyi bir adamı inciten eşkıyadan başka bir şey değilsin.
Don't humiliated the person
Eşkıya mı? Neden bunu söyledin?
Ah, Hooligan!
Bir Sakson eşkıya güzellikten ya da hanımlardan ne anlar?
What can a Saxon hedge-robber know of charm? Or ladies?
Eşkıya mı?
A hedge-robber?
Seni eşkıya!
You thug!
Eşkıyalar saat dört yönünde.
Bandits at four o'clock.
Bunu da al, seni çirkin eşkıya!
Take it, you ugly mug!
Babana bir eşkıya çaldığını söyledim... Ve kaçağı yakalayıp hayatımı kurtardı.
I told Daddy how you knocked a bandit down... and caught the runaway and saved my life.
Hırsız! Eşkıya!
You thief!
Cyrano, şehir eşkıyalarını tutmuş.
Cyrano, he's hired ruffians.
Nesin sen, eşkıya mı? Söylesene!
What are you, a gangster?
"Çöl eşkıyalarının şefi- -" Burada ne işin var?
"The chief of the desert marauders - -" What are you doing here?
Gerçek deniz eşkıyalarıyla kılıç tokuşturmaya can atıyorum.
I should like very much to cross swords with real buccaneers.
Çok kötü biri. Bir haydut veya eşkıyanın oğlu olmalı.
Must be the son of a bandit.
Eşkıyalar hiçbir işaret bırakmazlar.
The thugs never leave any signs.
Bu eşkıyalara Amerikalıları öldürme hakkı veriyor bu.
That gives these bandits the green light to kill Americans.
Daha sonra eşkıyalara saldırının da aynı sıkıntıdan dolayı gerçekleştiği söylenilebilinir mi?
Would you say that your subsequent action in attacking the bandits was influenced by the same kind of stress?
" Chongqing hükümeti vatan haini eşkıyaların davranışlarını kınıyor.
" The chongqing government sincerely deplores the actions of renegade bandits.
Birkaç şehir eşkıyası bağırıp çağırmaya başladı.
Yes, some roughnecks started yellin'and screamin'and hollerin'.
Bana bir görev verdiğinde eşkıyalık yapıyorum ama senin gölgene saklanarak.
I'm nickels and dimes. You put me in an alley, i do a mug job, but i got to do it from behind.
Bir avuç dağ eşkıyası desene şuna!
You're a band of mountain bandits!
Şimdi bir eşkıyalık edip kafanı uçuracağım senin.
And in good bandit fashion, I'll lop your head off!
Ankara'ya giden şu yol Türkiye'de ne kadar haydut, eşkıya varsa onların yuvası.
I, only I, brother. After all, this road to Ankara is the home of every mother-selling bandit bastard in Turkey.
Pek çok kez, Mukur kasabasındaki eşkıyanın kurbanı olmuşumdur.
Brother, I know this town well. I've been the helpless victim of many a bandit in the town of Mucur.
Bu eşkıyalar odama dalıverdiler!
These villains burst into me room!
Biz en azından eşkıyalık yapmıyoruz, Bayan Miller.
At least we're not footpads, Mrs Miller.
Eşkıya herifler, kız kaçırmayı gösteririm ben size. Alacağınız olsun!
Scoundrels, I'll show you what taking a girl away from home means!
Eşkıya benimle işini bitirdiğinde...
When the bandit finished with me...
- Eşkıyalar sizi.
- Gougers, all of you.
- Hepiniz eşkıyasınız!
- Gougers!
Ve dünyadaki tüm eşkıyalar, hırsızlar, bizi avlamaya çalışabilir.
And brigands, thieves, cutthroats of all nations may hound us.
Bak, Tono, seni hayatın boyunca tanımıyor olsam, sana eşkıya derdim!
Look, Tony, if I hadn't known you all your life I'd say you are a gangster!
bir eşkıya için seni sevdim ve beni sakladı.
When I saw you, I loved you for a bandit and hid me.
"İşte eşkıya şerefi!"
"That's outlaws'honour!"
Eşkıyalık, çok sayıda postane soygunu...
"... bank robbery, highway robbery " " robbing an unknown number of post offices, breaking out... "
Jacques'in ölümünden üç gün sonra üçüncü sınıf bile olmayan iki eşkıya Ville-d'Avray'a doğru tek yönlü bir yolculuğa çıktı.
Three days after Jacques dies, two thugs who weren't even third-rate take a one-way trip to Ville-d'Avray.
Etrafına korku salan bir eşkıyayım ben.
I'm a fearsome bandit.
Senin gibi şöhretli bir eşkıyaya!
A famous bandit like you!
Ben şöhretli bir eşkıya değilim, sadece ucube bir hırsızım.
I'm not a famous bandit, just a petty thief.
Senin gibi pis bir eşkıya için bile.
Even for a dirty tramp like you.
Kral seni biliyor, seni yol kesici eşkıya.
The king knows about you, highwayman.
Biz eşkıya değiliz.
We are not bandits.
Eşkıyalar ve hırsızlardan ötürü yollar geceleri tehlikeli olurlar.
It is dangerous at night with highwaymen and robbers
Shutendoji isimli bir eşkıyanın işiydi.
It was Shutendoji, a bandit
Bir eşkıyayı öldürmek bana şan kazandırmazdı ben de herkese iblisti dedim.
No glory in killing a bandit, so I said a demon
Eşkıyaların padişahıyım.
I am the king of the bandits!
- Bugünden itibaren, büyük küçük bütün eşkıyanın düşmanıyım.
From now on I am the enemy of all bandits.
- Eşkıya başına para koymak iyi akıl değil oğul hem hükümete karşı hem de eşkıyalara karşı.
It is not wise to put a price on the head of a bandit. Because of the state and also for the bandits.
- Eşkıya yapacağını yaptı artık.
The bandit does what he does.
Karapınar Köyü'nden, Reşat Ağa'nın oğlu Osman Efendi dağlarda gezen, ırzımızda, namusumuzda ve canımızda malımızda gözleri olan eşkıyaların başına para koymuştur.
From Karapınar Village, the son of Reşat Agha, Osman Efendi has put a price on the heads of the bandits who are our threatening our lives, our honor and our belongings.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]