Fakat nasıl tradutor Inglês
1,340 parallel translation
Fakat nasıl derler, şehri terketme.
But as they say, don't leave town.
Fakat nasıl yanlış gideceğini biliyorum. Çünkü oradaydım ve inan bana o gelecekte yaşamak istemezsin. Kimse istemez.
but I do know how they can go wrong because I've been there and believe me, you do not want to live that future no one does.
İstedim fakat nasıl söyleyeceğimi bilemedim.
I wanted to, I just didn't know how.
Fakat nasıl?
But how?
Fakat nasıl seni aramam?
But how could I not?
Fakat nasıl olurı Büyük babanı karşılamayacak mısın?
How come? Don't you want to be there to welcome your Grandpa?
bir ölmezdim fakat nasıl yaşayacağım konusunda büyük açığım vardı ve kendi yolumu çizmek beni bayağı uğraştıracağa benziyordu
I was undead and kicking, but at a loss on how to live. And carving my own path seemed like way too much work.
Eğer onları bir araya getirebilirsek... fakat nasıl?
I bet if we could just get them together. But how?
Fakat hiçbirşeyi nasıl anlatabilirim tadı olamayan, kokusu olmayan, gökyüzünün rengi gibi ona ait olduğum zamanlardaki gibi net ve keskin.
But how do I show that nothing, not a taste, not a smell, not even the color of the sky has ever been as clear and sharp as it was when I belonged to her.
Fakat, Paul, baban öldüğü zaman nasıl hissettiğini şimdi anlıyorum.
But, Paul, now I know how you felt when your father was killed.
Evde olmayacağım fakat seni arar ve nasıl gittiğini sorarım.
I won't be there but I'll call to see how it's going.
Böyle şeylerden nasıl nefret ettiğini biliyorum, fakat ben gitmek zorundayım.
I know how you hate these things, but I simply have to go.
Birçok insan "tuvalet" işaretini de okuyamaz, fakat tuvaleti nasıl kullanacağını bilir.
A lot of folks can't read the sign that says "toilet", but they know how to use one.
Fakat uyuşturucu kanunlarını şehrin tamamına agresifçe uygularsak nasıl bizim bir yasama ve yürütme kurulu olmadığımızı iddia edebilirler ki?
But if we enforce the drug laws everywhere else in the city... aggressively... how can they say we're not a law and order administration?
Fakat... bütün bunları nasıl yaptın? - Bilmiyorum.
Bu''Tl °.Z'IZ,';'1'-Z'lf § § v3 °'his?
Nasıl istersen, fakat Kürt olmayan birini getirmeyesin sakın! .
Do as you Iike, but don't come back with a non-Kurdish wife.
Zanlı suç üstünde yakalandı ; fakat, nasıl böyle çaresiz bir kıza saldırabilirsin?
The case is open-and-shut, he was caught in the act But how could he assault a poor girl like her?
Fakat etkilendiyse, bu durumu nasıl anlardınız?
If it did affect his behavior, how would you know?
Burada olmayı sevdiğim kadar onun seni nasıl gördüğünün son bölümümü de duymayı seviyorum fakat biryere kaybolma, Üzerimi değiştirmeliyim.
As much as I'd love to stay here and hear the latest chapter of how you looked into each other's eyes but actually didn't get anywhere, I have to get changed.
Fakat sonra herkesi beysbol maçı izlemeye götürdük. Orada nasıl anlaştığımızı görmeye çalıştık.
But then we decided to take everyone to a baseball game, to see how we got along there.
Yıllar önce Cinayet Masası'nda bulunduğunu biliyorum fakat bu departmanı nasıl yönettiğimi anlatayım çünkü bu departman benim dediğim gibi işler.
I understand you did a tour in Homicide years ago... but let me tell you how I run this unit, because how I run it is how it runs.
Lanet olsun. Nasıl oluyor da aklıma zekice bir fikir geliyor, fakat bunu Simpsonlar yapmış oluyor?
God damn it, how come every time I think of something clever,
Fakat vali Şapka'yı affetmiyor. Onu hapisten nasıl çıkarabiliriz?
But the governor won't pardon Hat, so how can we get him out of prison?
Fakat, bu tuhaf şekiller haline kıvrılmış olan çok küçük boyutlar bizim günlük yaşantımızı nasıl etkilemektedir?
But how could these tiny extra dimensions, curled up into such peculiar shapes, have any effect on our everyday world?
Dinle, nasıl bir iş için burada olduğunu bilmiyorum,... fakat patronumun.ıçını hiç görmedim.
Listen, l-l don't know what line of work you're in, but I've never seen my boss's ass,
Fakat, onu sokaklarda nasıl bırakırdım?
But was I supposed to leave her there on the street?
Kediler için giysiler yeni bir fikir değil fakat şişman kediler için kreasyonlar hazırlanmadı. Bazı giysiler içinde nasıl durduklarını biraz takıyor olabilirler.
Clothes for cats isn't really a new idea but there was never really a line made for overweight cats who might feel a little self-conscious about how they look in certain outfits.
Fakat bu işten nasıl kurtulacağım? "
But how the hell am I gonna get out of this? "
Evet, biliyorum çok gençtik... Fakat Will ve ben nasıl da gerçekçiydik.
Yeah, I know we were young... but what Will and I had was real.
Babanın bütün bu olanlarla nasıl bir bağlantısı olduğunu bilmiyorum... fakat sanıyorum Mark doğru söylüyordu.
I don't know how your father's connected to all this... but I think Mark was right.
Fakat aslında bunu nasıl başaracağımı bilmiyorum.
But they don't really know me.
Bir şeyler oluşuyordu, fakat hepsi de kısa hikâyelerdi Çünkü kendisini düzyazı üzerine geliştirmişti. Hikâyelerden nasıl şiir çıkabilirdi ki?
The blood came out of my mouth and my ass and uh you'd be surprised how much blood there is in a person.
Hayır, korkarım hiç bir haber yok anne. Fakat babamla konuşmam lazım, nasıl olur da deniz harp okuluna gidemiyorum?
I'm afraid I've no news, except I must speak to Papa.
Fakat nasıl yapabilirsin?
But how could you?
Fakat bu nasıl olur?
But how could that happen?
Fakat bunu nasıl biliyorsun?
But how do you know that?
Sizin nasıl biri olduğunuzu öğrendik Bay İakovidis... Aslında vatansever birisiniz fakat... gözünüzü açık tutmanız lazım.
We know about you, Mr. Iakovidis... we know you are a patriot but you must keep your eyes open.
fakat böyle bir şeyi görünce... nasıl hissettiklerini anlıyorum.
But see, the thing is, Morty, that, um... I knew how they felt.
Fakat bu şeyle ilgili hiçbirşey bilmezken nasıl hazırlıklı olacağız?
But how can we be prepared when there's nothing on this thing?
Kızın enerjisini çektiğini ve şamanın kalbini söktüğünü biliyorum.. ... fakat onları nasıl kullanılacağı belli değil.
He sucked the energy out of the little girl and he ripped the heart out of the shaman but what's not clear is how he's gonna use them.
Fakat, nasıl saçma göründüğüm hakkında fikrim yok.
But do you know how ridiculous you look right now?
Fakat arama kurtarma çalışmaları durduruldu, Nasıl kurtuldun?
But the rescue, it was called off. How...?
Evet, fakat... nasıl?
Yeah, but how?
Fakat bunu nasıl yaparlar? !
But how can they do that?
Fakat bu nasıl olacak?
But how could that happen?
Nasıl hissettiğini anlıyorum, fakat ben bu operasyonu onayladım çünkü inanıyordum ki, Anubis'e zarar vermek için en iyi şansımızdı.
I understand how you feel, but I approved this operation because I believed it was our best chance to deal Anubis a crippling blow.
Bunu sana nasıl söylesem bilemiyorum, fakat Anubis'in gemisi senin evinin üzerinde.
I don't know quite how to tell you this, but Anubis has taken the ship to your home.
Fakat almazsan her gün bununla nasıl yaşacağını kendi kendine sormalısın.
But you let it pass... you got to ask yourself how you want to live your day-to-day.
Fakat, sana nasıl güvenebilirim sanıyorsun?
But how the hell am I supposed to trust you?
Fakat bakkala nasıl gideceğim?
But how am I supposed to get to the grocery store?
Onlar bize bu kadar yardımcı oldular, fakat Mary sen nasıl öldün?
They tell us that much, but how did you die, Mary?
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701