Faydası yok tradutor Inglês
1,708 parallel translation
Peki, faydası yok.
Well, it's no use.
Bu konuyu benimle konuşmanızın bir faydası yok.
It makes no difference if he makes a decision or not.
Bunun kimseye bir faydası yok.
That would be no good.
Burada durmanın faydası yok, gidelim.
There's no use being here, let's go
Kaçmanın bir faydası yok.
It's no use running away.
Faydası yok.
That is not possible.
Eğer iyi oynamıyorsa, çok oynamasının bir faydası yok.
That doesn't help if you're no good.
Bayan Dell, antibiyotiğin gribe faydası yok.
Mrs. Dell, antibiotics don't help the flu.
Bizim davamıza bir faydası yok.
This has nothing to do with our case.
Yaptığınızın size faydası yok.
You are not helping your case here.
Bunun bize bir faydası yok.
Like this'll do any good.
Öfkelenmenin faydası yok.
Getting angry isn't helping.
Sana hiç faydası yok ve sadece seni rahatsız etmek için geri döner
He's doing you no good and it would only come back tohaunt you.
Faydası yok iyisidir.
It's no use.
Ama, biliyorsunuz, dökülen süt üzerinde ağlama faydası yok.
But, you know, no use crying over spilt milk.
Faydası yok, Piper iyisidir.
It's no use, Piper.
Bana bir faydası yok.
Doesn't help my dead ass now.
- Faydası yok.
- Doesn't help.
- Söyledim ya, faydası yok.
- I told you, it doesn't help.
Artık faydası yok, değil mi?
That's not going to help me now, is it?
Seni durdurmaya çalışmanın bir faydası yok sanırım.
No point in trying to talk you back down, I suppose.
Buz çağının aksine, dayanıklı veya düz mantıklı olmanın kuraklıkla başa çıkmakta faydası yok.
Unlike in an ice age, no amount of being tough or single-minded can help in a devastating drought.
Boş yere ağlayıp sızlanmanın faydası yok.
Well, it's no use cryin'over spilled milk.
"Gitti" nin pek faydası yok, değil mi?
"Went to" doesn't help us now, does it?
Faydası yok ölmüş
It's no use, he's gone.
Ateş etmenin faydası yok.
That's no way to fight.
Faydası yok, bekleyin.
It's no use resisting now! Vacate the post!
Faydası yok.
" It's no use
Kaseti size vermemin ve sonra etrafımızı sarıp bizi enselemenizin bana hiçbir faydası yok.
You know, it does me no good to hand over the videotape, then you guys turn around and take us out.
- Seninle konuşmanın bir faydası yok.
- It's no use talking to you.
Şu anda bir faydası yok ama yine de aferin.
Doesn't help him now that he's toast, but good for him.
Pişmanlığın faydası yok...
No use regretting it.
Bunun hiçbir faydası yok. Üzgünüm, hiçbir şeye engel olmak istemedim.
You've entirely disrupted this investigation!
- Üzgün olmanın bir faydası yok.
- Ain't no use being sorry.
Ve ne yaptığımın bir faydası yok daireler çizerek ateşe yaklaşıyorum sadece.
And no matter what I do, I just keep circling closer to the flame.
Bana faydası yok.
Not for me.
Faydası yok.
It's a waste.
Onu sevmemin bir faydası yok.
There's no use in liking him.
Bunun sana faydası yok.
It doesn't help.
O yalnızca bir yiyecek, bir faydası yok, değil mi?
It's just food. It hasn't offended you, has it?
Faydası yok.
It's no good.
Petrolün yeraltındayken kimseye faydası yok.
Oil underground is no good to anyone.
Bundan başka ne istediğimi biliyorsun. Tekrarlamanın faydası yok.
Other than that you know what I want, there's no use me repeating myself.
Sakinleş ve dinle beni. Faydası yok bunun.
Calm down and listen to me This doesn't help
Niyetim vaaz vermek değil. Faydası yok çünkü. Zorla kimseyi cennete sokamazsınız...
I don't aim to preach because it's useless and no one can be forced into...
Hayır. Faydası yok John. Senin acın benim acımdır.
So, when I learned from one of my servants that you had been seen out after dark with a gentleman
Hiçbir çözümü yok! Faydasız!
No solution is useless, there is no solution.
Şu anda elimizde sana faydası olacak bir şey yok. Şikayeti ne?
What's her complaint?
Bunun bize faydası yok.
This isn't helping us.
Bir faydası yok.
With this, we've read them all.
Başkalarının zevkini yok sayarsan, sana ne faydası olur?
Where will that take you if you ignore the joy of others?
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65