Gerçekten hoş tradutor Inglês
1,478 parallel translation
Ona dikkat et, gerçekten hoş biri.
Take care of her, she's a real keeper.
- Cohen, Bu gerçekten hoş bir davranış.
- Cohen, that was really sweet.
Evet, gerçekten hoş.
Yeah, it's really nice.
Gerçekten hoş bir gündü.
That was really nice.
Bu gerçekten hoş.
That's really sweet.
Uh, Sağol, Red. Bu - bu gerçekten hoş.
Uh, thanks, Red.
- Gerçekten hoş vakit geçiriyorum.
- I'm having a really nice time. - Me, too.
- Gerçekten hoş çocuksun.
I think you are a really cool guy.
Charlie, gerçekten hoş çocuksun.
Hey, Charlie, you're a really cool guy.
Gerçekten hoş bir yer.
Real nice place.
- Gerçekten hoş.
- Real nice.
Gerçekten hoş olabilirdi.
It really... it really could be nice!
Onlar gerçekten hoş şeyler.
- Yes. Oh. Those are all really nice things.
Vav, gerçekten hoş hissettiriyor.
Wow, they feel really nice.
Bu gerçekten hoş.
It was really sweet.
- Gerçekten hoş.
- Uh, well...
Bak, gerçekten hoş bir kız.
Look, she's a really nice girl.
Tam şurada da gerçekten hoş bir peynir standı var.
There's a really nice cheese stall right here.
Gerçekten hoş ve yetenekli.
Real pretty and talented.
Bunca yıl sonra seni görmek gerçekten hoş.
Really glad to see you after so many years.
Gerçekten hoş.
Really fancy...
Gerçekten hoş bir jestti.
It was a lovely gesture really.
Bu yapılanlar gerçekten hoş değil.
That was really out of line.
Bayan Krell gerçekten hoş bir bayandı.
Ms. Krell was a real nice lady.
Gerçekten hoş bir kızdı.
Real sweet gal.
- Tanrım, bu gerçekten iyi. - Hoş.
- God, that's really good.
Yani gerçekten zeki, seksi ve hoş biri.
I mean, she's really smart and sexy and nice.
Gerçekten de çok hoş.
fucking Nan Goldin.
Bu hayvanlar gerçekten çok hoş.
Wow, those animals are pretty cute.
İlk kez bu kadar kötü bir şey görüyorum. Gerçekten! Hiç de hoş değil!
Really, I'm still a virgin.
- Gerçekten çok hoş olurdu.
- That would be so cool.
Ama Jere'yi anlayabiliyorum çünkü o çok hoş görülü. Gerçekten.
Really.
Bu gerçekten de hoş olacak.
You know, it'd be real cool.
Hey, bu gerçekten çok hoş.
Hey, this is really pretty.
Bir hanımefendinin ziyareti gerçekten çok hoş.
- My lady, what a splendid idea to come and visit me.
Maya gerçekten de çok hoş bir kıza benziyor.
Maya seems like a nice girl.
- Çok hoş duruyorsun anne. - Gerçekten mi?
- You look so pretty, Mom.
Bu gece gerçekten partiye gitmek ve hoş adamlarla tanışmak istiyorum.
I want to go to the party tonight, and I really want to be able to meet some cute guys.
O gerçekten çok hoş. - Ona bakma.
Don't stare at him.
Bu gerçekten çok hoş olurdu.
That would be nice.
- Gerçekten çok hoş bir yer.
- It's quite nice, actually.
- Gerçekten çok hoş!
- It's really nice.
Bu gerçekten bir onur ; çünkü göze çok hoş geliyor.
It's especially an honor because... He is so into appearances.
Gerçekten çok hoş.
It's really pretty.
Gerçekten çok hoş bir gece oldu. Benim için de.
I had a really great time.
Ona büyük, coşkulu bir hoş geldin demenizi istiyorum, çünkü o burada olacak O gerçekten geliyor.
So I want you to give him a big, rousing welcome, cos he will be here. He is coming. He actually is coming.
.. gerçekten çok hoş.
.. its really a lovely time.
bunu gerçekten kastetmediyse bile seni bekleyen birinin olduğunu bilmek hoş bir şey
Even if she didn't really mean it... It's nice to have someone waiting for you
Bugün gerçekten çok hoş görünüyorsun.
You look really nice today.
- Ben gerçekten öyle, kulağa... kulağa çok hoş geliyor.
- I am- - well it does, it sounds- - it sounds very nice.
Gerçekten çok hoş.
She really is pretty.
hoşt 36
hoşçakalın 1200
hoşcakalın 19
hoşçakal 2955
hoşcakal 56
hosçakal 18
hoss 35
hoş bulduk 53
hoşça kal 3796
hosça kal 19
hoşçakalın 1200
hoşcakalın 19
hoşçakal 2955
hoşcakal 56
hosçakal 18
hoss 35
hoş bulduk 53
hoşça kal 3796
hosça kal 19
hoş geldin 527
hoşgeldin 317
hoş geldiniz 738
hoşlanıyorum 43
hoşgeldiniz 424
hoşuma gitti 323
hoşlandım 29
hossein 42
hoşlanmıyorum 33
hoşça kalın 1893
hoşgeldin 317
hoş geldiniz 738
hoşlanıyorum 43
hoşgeldiniz 424
hoşuma gitti 323
hoşlandım 29
hossein 42
hoşlanmıyorum 33
hoşça kalın 1893