Geçti artık tradutor Inglês
1,924 parallel translation
- Geçti artık.
Feel better now?
- Geçti artık.
- It's OK.
Geçti artık.
It's OK.
Geçti artık.
It's okay.
Geçti artık.
Come on.
Geçti artık.
It's alright now.
Kar canavarı topu oynayalım mı diyecektim ama geçti artık!
Me was going to ask you to snow monster ball, but now forget it!
All Star Jaguarlar'dan harika bir gösteri izledik ama David ve Goliath hikâyesinin modası geçti artık.
That was a fantastic performance by the All Star Jaguars, but this David and Goliath story is far from over.
Geçti artık.
Now it's out.
Tatlım, geçti artık.
Sweetie, it's all right.
Geçti artık, Trina.
It's all right, Trina.
Geçti artık.
It's alright.
Pekala, o gitti. Geçti artık. Hadi oyuna başlayalım, tamam mı?
Let's just start the game, okay?
Geçti artık.
It's all right.
Hayır teşekkürler. Benden geçti artık böyle şeyler.
No, thank you those days are behind me.
Okula çocuklar gitsin,... bizden geçti artık.
"will get a kilo of sugar each." Let the kids go to school, we're past it.
Geçti artık, geçti...
But it's all over. It's over.
İş işten geçti artık. Olan oldu.
Of course, it's too late now.
Geçti artık!
It's OK now!
Geçti artık.
Well, it's over now.
Üzülmene gerek yok, geçti artık.
No worries there. It's over.
Sanırım senin işe yararlılığın geçti artık.
I think you've outgrown your usefulness.
Geçti, bebeğim. Geçti artık.
It's okay, baby.
- Tamam. Geçti artık.
It's okay.
Artık geçti.
Well, it's over now.
Azıcık bir şey bilmesine rağmen artık çok geçti.
Little did she know it was already too late.
Ne anlama geldiğini biliyordum, ama artık çok geçti.
I knew what it meant, but it was too late.
O muhabbet gençken eğlenceliydi. Artık yaşımız onları geçti.
That stuff was fun when we were younger, but we've grown past that.
Aramızda bir şeyler geçti ama çözüldü artık.
There was this thing between us, but then we worked it out, so...
Geçti. Bitti artık.
It's over. lt's done.
Köprünün altından çok su geçti artık.
It's water under the bridge.
Lakin, yüzük eline nasıl geçti, artık biliyorum.
But I now know how the Ring came to him.
Şimdi Doğu Avrupa'ya olan rağbet zamanı artık geçti. Avrupa'daki durgunluk ona göre para piyasalarında tam bir rant zamanı.
Now that the Eastern European gold rush is over, she thinks the recession in Europe means she can make a killing on the money markets.
- Artık geçti, iyisiniz.
- I let him in and then - - - It's all right. It's all right.
Sonra hepimiz dışarı çıktık, ama artık çok geçti.
And we all ran outside, you know, but it was too late.
Bildiğimiz şu ki, bu tuhaf eylemler sıklık bakımından artışa geçti gibi görünüyor ve hedefleri tahmin edilemiyor ve böylece korunamaz oluyorlar.
What we do know is these acts seem to be increasing in frequency. And that their targets are unpredictable and therefore unprotectable.
Onun artık hatırası bir şekilde benim bilinçaltıma mı geçti?
This is a residual memory of his that somehow transferred to my subconscious?
Geçti gitti artık.
It's all water under the bridge.
Artık yeni bir Çin var, eski sözlerin modası geçti
This is a new China. The original lyrics are outdated.
Gece kulübü günlerim geçti. 32 yaşımdayım artık, bir pub adamıyım.
My nightclub days are over, I'm 32, I'm a pub guy, that's it.
Kediler adadan temizlendiler, ancak çalıkuşları için artık çok geçti.
The cats were removed from Stephens Island, but it was too late for the wren.
Artık geçti.
It is behind us.
Saatin kaç olduğunu fark ettiğinizde Adele'i arayıp haber vermek için artık çok geçti.
And by the time you realized what time it was It was too late to call and let Adele know
Tamam geçti. Artık güvendesiniz kızlar.
It's okay, hey, hey.
Ama artık çok geçti.
But it was too late. There's...
Sanırım artık zor zamanlar geçti, diyebilirim.
I feel like I can say the worst is over.
Artık geçti.
It's okay, home alone.
Carter artık adetten geç kalmayı geçti. Anahtarlarını kaybettiğinden ya da bir bisiklet taksi çarptığından olsa iyi olur. Senin yaptığın bir şeyden değil.
Carter is more than fashionably late, and it better be because he's lost his keys or he got hit by a pedicab, and not because of something you did.
Hayley fark ettiğinde de Ian ofiste onu bekliyordu. Artık çok geçti.
By the time Hayley realized it was lan waiting for her at the office, it was too late.
- Geçti artık.
You're okay.
Fakat artık çok geçti.
But it was too late.
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık çok geç 412
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilir miyim 65
artık gidebilirsiniz 36
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilir miyim 65
artık gidebilirsiniz 36