Itiraz ediyorum tradutor Inglês
3,156 parallel translation
Siktir oradan yargıç, asıl ben itiraz ediyorum!
Fuck you, judge! I object!
Siktir oradan yargıç, asıl ben itiraz ediyorum!
Fuck you, judge- - I object!
Ve bu sorgulamaya itiraz ediyorum.
And I object to this line of questioning.
- itiraz ediyorum. - Bu kadar yeter artik avukat.
- That's enough, counsel.
Lordum, itiraz ediyorum biz masumuz!
My Lord, I protest we're innocent!
Önerinize itiraz ediyorum, biz hiçbir şeyi boşa harcamıyoruz.
I take exception to your suggestion that we're wasting anything.
Gözü kara avukatın'itiraz ediyorum sayın hakim'diyerek kürsüye yaklaşıp'neden gerçeği kabullenemiyor musunuz?
Didn't your hotshot lawyer get all up in her face with the "Objections" and the "Sidebars" and the "You can't handle the truth!"?
İtiraz ediyorum.
Objection.
İtiraz ediyorum.
Well, I'm appealing.
İtiraz ediyorum sayın hakim.
Objection, Your Honor.
İtiraz ediyorum. Şimdi de Bayan Gutierrez mi ifade verecek?
Is Ms. Gutierrez testifying now?
İtiraz ediyorum!
Objection!
İtiraz ediyorum, Bay Preston.
Objection, Mr. Preston.
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç.
- Objection, Your Honor.
- İtiraz ediyorum Sayın Yargıç.
Uh, objection, Your Honor.
- İtiraz ediyorum sayın yargıç.
Objection, your honor.
İtiraz ediyorum sayın yargıç.
Objection, your honor.
- İtiraz ediyorum, Sayın Ha haraç kesme ve Volstead yasasını birçok kez ihlal etme.
- Objection, Your extortion, and multiple violations of the Volstead Act.
İtiraz ediyorum, onunla aynı sırayı paylaşmam doğru değil.
I object to him being my partner
İtiraz ediyorum.
I object
- İtiraz ediyorum.
- Objection.
İtiraz ediyorum, belli ki bir şeylerin peşinde.
Objection, she's clearly ramping up to something.
İtiraz ediyorum, bu gerçek bir itiraz değil.
Objection, that's not a real objection.
İtiraz ediyorum, ikinizden de nefret ediyorum.
Objection, I hate the both of you.
- İtiraz ediyorum.
- No, objection.
itiraz ediyorum.
Objection.
itiraz ediyorum.
Relevance.
- İtiraz ediyorum.
Objection.
- İtiraz ediyorum.
! Objection!
- İtiraz ediyorum!
Objection!
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç.
Objection, Your Honor.
İtiraz ediyorum Sayın Yargıç.
Objection, Your Honor.
- İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç.
- Objection, Your Honor! - And I sustain
- Ben de Bayan Walsh'ın itirazını kabul ediyorum.
Ms. Walsh's objections.
İtiraz ediyorum!
GASPS Objection!
İtiraz ediyorum Sayın Yargıç, avukatın elinde bu arama kaydı yok.
Objection, Your Honor, counsel has produced no record of this call.
İtiraz ediyorum Sayın Yargıç, alâkasız.
Objection, Your Honor, relevance?
- İtiraz ediyorum Sayın Yargıç.
Objection, Your Honor. Relevance?
- İtiraz ediyorum Sayın Yargıç. - Kabul edildi.
- Objection, Your Honor.
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç. Alâkasız.
Objection, Your Honor.
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç.
Your Honor, objection. Hearsay.
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç, bu resmi bir hokey pozisyonu değil.
Objection, Your Honor, that's not an official hockey position.
İtiraz ediyorum.
- Objection.
İtiraz ediyorum, tanığın bilgisinden öte.
Objection- - beyond the witness's expertise.
- İtiraz ediyorum. Spekülasyonu çağrıştırıyor.
- Objection, calls for speculation.
Bugün iyi günümdeyim, o nedenle itirazı kabul ediyorum.
Well, I'm in a good mood today, so I'll sustain that.
İtiraz ediyorum Sayın Yargıç. Dayanağı yok.
Objection, Your Honor, no foundation.
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç. Alâkasız.
Objection, Your Honor, relevance.
- İtiraz ediyorum, bunun Veriscene davasıyla ne ilgisi var?
Objection, what does that have to do - with the Veriscene case?
İtiraz ediyorum, alâkasız.
Objection, relevance.
İtiraz ediyorum, üstüne gidiyor.
Objection, badgering.
itiraz ediyorum sayın yargıç 25
ediyorum 314
itiraf 19
itiraz 23
itiraf et 188
itiraf edin 23
itiraf etti 36
itiraf edeyim 53
itiraf ediyorum 130
itiraz yok 21
ediyorum 314
itiraf 19
itiraz 23
itiraf et 188
itiraf edin 23
itiraf etti 36
itiraf edeyim 53
itiraf ediyorum 130
itiraz yok 21