Içki yok tradutor Inglês
558 parallel translation
Bir yudum içki yok mu?
Is there... ls there a slug of whiskey?
- Bu evde içki yok mu?
- Ain't you got a drink in the house?
Patron sana başka içki yok, dedi.
The boss say no more drink.
Pazar günü içki yok.
No drinks on Sunday.
Yanımda içki miçki yok.
No, I ain't got no drink.
Yemek az, içki yok, tabii ki iyiyim.
Little to eat, less to drink, of course I'm well.
Ama içki yok, sakın unutmayın.
But remember - no drinking.
Dans yok artık... içki yok, hiçbir şey yok.
No more dancing. No more... snorts. No more anything ever!
Burada adam gibi içki yok mu?
Haven't they got a decent drink here?
Ama başka içki yok.
But no more drinks.
- Kasabada askere içki yok.
- I'm sorry, the town's off limits.
Bedava içki yok.
No free sips.
Şimdi, daha fazla içki yok.
Now, no more drinking.
Artık içki yok!
No more drinking!
- Bu gece içki yok.
I'm not drinking tonight.
Daha fazla içki yok.
All meat.
Bu gece içki miçki yok.
There won't be any tonight!
Sigara içemezsin, tütün çiğneyemezsin, içki yok, misafir odasında kaşınamazsın ya da küfredemezsin.
You can't smoke, chew, dip, drink, scratch in the parlor or cuss.
Bana içki almana gerek yok Axel.
You don't have to buy me a drink, Axel.
Ve içki içmek yok!
- And no more drinking!
Yeni bir adet falan çıkmadıysa bir içki içmek için eşlikçiye ihtiyacım yok.
Unless there's a new ruling, I don't need an escort to get a drink.
- Evli değilim, sizden hiçbir çıkarım yok. Tek istediğim bir içki.
I'm not married, I have no designs on you, and one drink is all I'd care for.
İçki yok demedim mi?
Didn't I say no drinking?
- İçki yok demek.
- No drink, huh?
İçki yok, anlıyor musun?
No drinking, you hear.
İçki yok.
Not for the duration.
- İçki yok demiştin - Sadece bir tane
- You said no drinking.
İçki yok, sigara yok.
No drink, no smoke.
Birer içki daha içmiyorsunuz, kahvaltı falan da yok.
You're not having another round, nor breakfast, nor anything.
Meyhane yok, Dr. Summers'ın dediği gibi içki de yok.
No saloon, no drinking like Dr. Summers said.
İçki içmeye vaktimiz yok bir gün bize yemeğe gelirsin diye düşünüyorduk.
We don't have time for a drink... but we've been thinking that we'd have you over for supper someday.
Artık içki içmek yok.
You'll do no more drinkin'.
İçki, kadın ve şarkı yok.
No wine, no women, no song.
Kasabaya gidip, kendime bir içki alabilirim, fakat gücüm yok.
I would go uptown and get myself a drink, but I haven't got the ertia.
İçki sigara katiyen yok.
No smoking, no drinking.
Dostlarımla içki içmeye hakkım yok mu?
Don't I have the right to drink with my buddy?
İçki içmek de yok.
And no whiskey.
Sana bir içki lazım mı diye soran yok.
Nobody ever asks me if I need a drink.
Para yoksa içki de yok.
No money, no drinks!
Sorun yok, Mary Ann, sen benimle bir içki içebilirsin.
That's right, Mary Ann, you come and have a little drink with me.
İçki de mi yok?
Any liquor?
İçki, sigara ve kumar yok!
You don't smoke, drink or gamble.
Sigara ve içki kullanmayınca serseriliğin tadı yok.
Depravity can be terribly boring if you don't smoke or drink.
Bir içki ister misin? Alkol yok.
Want a drink?
İçki ve kumarım yok!
I don't drink, don't gamble.
Oturup içki içecek vaktin yok.
You don't have time to sit around drinking.
Onlarla kaynaşmak, içki içmek yok.
- No fraternizing, no boozing. - But, Captain...
Uyuşturucu alışkanlığınız, içki sorununuz yok.
No drug habits, no drinking problems.
içki verin, bol keseden olsun cimriliğin alemi yok... zordur didinmek, yine de hoşuma gider hayat bir şans oyunu gibidir... neşe içinde dans etmekten hiçbir zaman bıkmam... eğer gözün yükseklerde değilse hayat güzeldir... her günün mutlu geçmese de hayat güzeldir... eğer sevdiğin biri varsa bütün dertlerini unutursun... bizim için kim ne derse desin herkes bizi küçümsese de hayat güzeldir...
♪ Gin toddies, large measures No skimping if you please! ♪ I rough it, I love it Life is a game of chance ♪ I never tire of it
İçki yok, geç yatmak yok... 3 : 15.
No drinks, no late nights... 3 : 15.
Fakat eğer kırk yılda bir kullanıyorsan bu arasıra sigara veya içki içmekten farkı yok.
But if you only take one shot every once in a while it's no different than an occasional drink or cigarette.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65