English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ K ] / Kazandınız

Kazandınız tradutor Inglês

2,320 parallel translation
Güç bela konut kredisi almaya hak kazandınız.
You hardly qualify for a mortgage.
Kazandınız...
You won.
Siz kazandınız.
You have won.
Görünüşe bakılırsa, hikâyenizi gözden geçirmek için, biraz zaman kazandınız.
Looks like you have a bit more time to reconsider your story.
Kazandınız.
You won.
Bütün masrafların karşılanacağı bir New York gezisi kazandınız.
You've just won an all-expense-paid trip To new york city.
Siz kazandınız.
You win, okay?
Beni kazandınız.
- You won me over.
Bunları kendiniz kazandınız.
I think y'all earned it.
Drew, sen ve beş para etmez sınıf arkadaşların cehennem adasına doğru bütün masrafları karşılanmış bir gezi hakkı kazandınız.
Ding! Drew, you and your worthless classmates Have just won an all-expenses paid trip to...
Evet, biz balonlarız, siz kazandınız. Güle güle.
Yeah, it's blimps. you win. bye.
İlk tartışmanızı kazandınız Bayan Crozier.
Well, you've won your first argument, Miss Crozier.
Para ve başka ödüller kazanabileceğiz anketimize katılma hakkı kazandınız.
You have been selected to take part in a random survey... that you could win cash and prizes.
Tamam, ikiniz de kazandınız.
Okay, that... so, you both win.
Sizin yalanla gerçek arasındaki farkı anlayabilen yeteneğinizi nasıl kazandınız, anlamak isteriz.
Are we to understand that you possess the gift Of being able to distinguish between truth and lies?
Siz, Bay Florrick, yeni bir duruşma hakkı kazandınız.
You, Mr. Florrick, have been granted a retrial.
Siz kazandınız!
You win!
Kazandınız.
You did it.
"Tebrikler, Babalar Pasta Yapıyor yarışmasına katıImaya hak kazandınız."
"Congratulations, you've been selected for the... Dad's Cake-Baking Contest?"
Siz kazandınız
You guys win!
Öyle iyi çocuklarsınız ki, fazladan bağcık kazandınız.
You're such good boys, you get extra laces!
Hepinizi burada toplamışken fikirlerinizi alırım bu süreçte bana biraz farkındalık kazandırırsınız diye düşündüm.
I could get your notes and help raise a bit of awareness in the process.
Bizim karate takımımız da kazandı........ Devlet Şampiyonasını son üç yıldır
Our karate team has won..... the State Championship for the Iast three years.
Ve bana arkadaşım deme hakkını da kazandığınızı hiç sanmıyorum.
And you've hardly earned the right to call me "friend."
Bayanlar ve baylar, bana bir iyilik yapıp kazandığınız paraları bu bankaya yatırın ve bana güvenin, bunun için herkese teşekkür ederim.
Ladies and gentlemen, you've done me a favour.. .. by depositing your hard-earned money in this bank.. .. and putting your faith in me and I thank everyone for that.
Kazandıklarınız bu bankada güvende.
Your hard-earned money is locked in this bank..
Seni boşuna ümitlendirmek istemiyorum ama yakında eski karın olacak kişiye mahkeme, boşanmanın hayatın sonu olmadığını söyleyince davayı kazandığımızı anladım.
I wouldn't want to venture an opinion, but I must say that when she told your soon-to-be ex-wife that divorce wasn't life insurance I figured we were ahead.
Kazandığımız her kuruşun buraya, çocuklarımın bile göremeyeceği arsalardan daha çok alsın diye gönderildiğini izlemek, kolay mı sanıyorsun?
Watching every penny we made being sent over here, to buy more bleeding'land than none of my kids will ever see?
Bize burada kaç kız olduğunu ve ne kadar kazandığını söyle.
Tell us how many girls and how much you make.
Kazandıklarınızı korumak için Marcellus'tan yüklü miktarda borç aldım.
I've secured a sizeable loan from good marcellus, To cover your winnings.
Sakaar'ın en amansız rakiplerine karşı yaptıkları üç dövüşü de gladyatörler kazandı!
Despite three matches against Sakaar's most indomitable opponents, the victory falls to the gladiators!
Bir Hollywood yıldızının varlığı, önem kazandırdı.
The involvement of a Hollywood star raises its profile somewhat.
Evet, ama hafızasını geri kazandığında ki yapmaya çalıştığımız şey de bu dava kelimesinin harflerini sırayla söyleyebilecek.
Yeah, but when she gets that memory back, which we are trying to make happen, she'll be able to spell lawsuit.
Dün Björn Borg, Fransız açık turnuvasını kazandı. Turnuva, halk arasında dünya şampiyonluğunun babası olarak da bilinir.
Yesterday Bjorn Borg won French open championship which unofficially is known as world championship on gravel.
Glee kulübü bölüm yarışmasını kazandı ve engellemek için hiçbir şey yapmadınız.
Glee Club won sectionals... and you did nothing to stop it.
Bölge yarışmasını kazandığımız için hediye edilmişlerdi. 200 çarpı 26 çarpı 4 eşittir...
Those were gifts for our win at sectionals. That's 200 times 26 times four equals - I don't have a calculator.
Birlikte, Okul'un onurunu geri kazandıracağız Naevia'ya da kavuşacaksın.
Together we will restore honor to this Ludus... And naevia to your arms.
Yani acını anlasam da, hüsran ve yalnızlığımızı karşılaştırıyorsak Sanırım ben kazandım.
So, as much as I sympathise, if we're comparing isolation and disappointment I think I win.
Chance'in kazandığını düşünüyorsanız sesinizi duyayım.
If y'aII think Chance took it home, make some noise right now.
C Killuh'nın kazandığını düşünüyorsanız sesinizi duyayım!
If y'aII think C KiIIuh took it home and represented, make some noise.
( Alex ) O turneyi yapmış olmak, insanların bizim için deli olduğu o yerlere gitmek, One Little Victory'yi çalmak son beş yıldan sağ çıkmış olmak kazandığımız en büyük zaferdi.
( Alex ) Having gone through that whole tour, being in this place where we had people going totally mental, playing One Little Victory, it was a huge victory that we'd survived the previous five years.
Eğer Dan fiziksel bir çekişmeyi iki takımın da önünde kazandıysa o halde geri saldırabilecek kadar rahatsız hissedeceği bir kişilik tipi var demektir.
If Dan won a physical altercation in front of both teams, there's a certain personality type that might feel impugned enough to strike back.
Bu turdan milyonlarca dolar kazandığınız doğru mu merak ediliyor?
Is it true they made a million dollars on this tour, somebody asks?
Ne hoş ki yaptığınız DNA testi davada güç kazandıracak.
Luckily, your DNA test strengthens my case.
Hepiniz kazandığınızı düşünüyorsunuz.
You all think that you're winning here today.
Hindistan'da kazandığınız bir ödül var mı?
'ls there any award you haven't won in India? '
Belki İngiliz olduğun ve de referandumu kazandığınız için mesajımı anlamamış olabilirsin.
- Hello, maybe because you're English, and you won the referendum you did not understand my message
Giydiğiniz o üniforma kazandığınız o küre ve kartal amblemi dünya barışı ve onun köleleştirdikleri arasında bir fark yaratacak.
The uniform that you wear and the globe-and-anchor emblem that you have earned will make the difference between the freedom of the world and its enslavement.
Benim tarafımda durup, beni desteklerken olayın yasal olduğunu söyleyecek ve vücudunuzda yeterli kuvvet varsa da ben zafer kazandığımda beni omuzlarınızda taşıyacaksınız.
You'll be standing by my side, supporting me feeding me legal precedents, and, if you have the strength carrying me out on your shoulders when I'm victorious.
Nasıl dayanacağımız, sınırımıza ne kadar yaklaştığımıza bağlıdır. Karada ya da denizde rüzgari kullanarak ve ritimlerine uyum sağlayarak çok şey kazandık.
How we cope will depend on how close we are to our own limits. we've gained so much by exploiting and adapting to the rhythms of the wind.
Parayı dürüstçe kazandığınızı kanıtlayana kadar Federal Şerif Teşkilatının malı oldular. Anlarsınız, bağış formları, fişler. Eminim elinizde vardır.
It's now the property of the marshals service, until such time as you can prove that you came by it honestly, you know, with donation forms and receipts, and I'm sure you've got all that stuff.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]