English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ K ] / Ken

Ken tradutor Inglês

4,809 parallel translation
Ama Rada'nın hayatını araştırıken bir onkolojist ile görüştüğünü öğrendik. İsmi, Doktor Phineas Hobbs.
But in the course of exploring Rada's life, we learned that she was seeing an oncologist named Dr. Phineas Hobbs.
Rut gereksiz kabalığın... olumsuz sonuçlarına maruz kalıken,
While Rut was on the receiving end of what seemed like unnecessary roughness...
Ken Amcam ve yengem içeride.
Papa, Uncle Ken and my nephew are inside
Ken Amca bıçağı almaya çalıştı. Ama sonuç kötü oldu ve her taraf kana bulandı.
Uncle Ken attempts to loot with a knife but he ends up being badly slashed, bleeding a lot
Tek gerçek adamın bir sürü insanı öldürmüş olduğu.
Ken, the only truth is that he killed a shitload of people.
Bak, burada oturup bütün cevaplara... sahipmişim gibi davranmayacağım, ken.
Look, I'm not gonna sit here and pretend to have all the answers, Ken.
Selam Sally, ben Ken.
Hi, Sally.
Ken Rutherford'un, gizli özel hayatı hakkındaki bilgiler elimize ulaşmış durumda. Her şeyin John Doe'nun ustaca bir planın parçası olduğu anlaşılmış oldu.
As further startling information comes to hand regarding Ken Rutherford's secret, sordid life, it is now obvious that he was always a part of John Doe's master plan.
Kendilerine... yardim... Kendilerine yardim... Ken...
Designed for helping intended for pom designed for helping animals who can not help themselves.
Ve artik oyuncak Ken bebegiyim.
And now I'm a Ken doll.
Ve Ken her zaman gülümsüyor.
And Ken is always smiling.
KEN Konferansına gidiyor.
She's going to the KEN Conference.
Ken de kim?
Who's this Ken guy?
KEN Konferansı yılın yeni teknolojilerinin, yaratıcı fikirlerinin tanıtıldığı ve bunların üzerinde tartışıldığı bir seminerdir.
The KEN Conference is a symposium where the year's newest technologies, creative concepts and ideas are introduced and discussed.
İşte bu yüzden bunu KEN Konferasında takdim edecektim.
That's why I was unveiling it at the KEN Conference.
Hey, bu KEN bilmem neysi ne zaman başlıyor?
Hey, when is this KEN thing, anyway?
El Paso'da, KEN Konferansında bir yerdeymiş.
She's at a thing called the KEN Conference in El Paso.
Peki ya KEN Konferansına girdilerse ne olacak?
What if they have already gone into the KEN conference?
Profesör Garabedian da konuşmasına başlamak üzere.
Professor Garabedian's KEN talk is about to begin.
KEN Konferansı bu yüzden var, değil mi?
That's what the KEN Conference is all about.
Şimdi hep birlikte, saygıdeğer hakemimiz için sıcak bir karşılama yapalım...
So let's give a warm, KEN welcome to our very distinguished judge,
Bekle Ken.
Hold up, Ken.
Hey, Ken, aslinda
Hey, Ken, actually,
Çik disari Ken?
Come out, Ken.
Biliyorsun, Ken, onsuz daha iyisin
You know, Ken, you're better off without him.
Telefon var, Ken.
We got something, Ken.
Bunların hiç birini mantıken anlamayacaksın Detektif Moss bu yüzden uğraşma.
You're never going to understand... any of this logically, Detective Moss, so don't try.
Ken, hala Sam'in kapıdaki adamı sen misin?
Alright, Ken. Still Sam's doorman, eh?
Ken!
Ken!
Ken ölür.
" Ken's dead.
Bölüm Şefi Ken Phillips.
Section Chief Ken Phillips.
Ken ve Sally'ye, kendimi evimde hissetmemi sağladıkları için... teşekkür etmek istiyorum.
I just wanted to say thank you to Ken and Sally... for making me feel so at home.
Ken?
Ken?
- Ken, gel şuna bir bak.
Ken, come have a look at this.
Bu tam sana göre bir iş, Ken.
It's a perfect job for you, Ken.
- Suzuran'dan arkadaşım Ken.
Ken, Suzuran senior alum.
Bendeniz Ken Katagiri.
I'm Ken Katagiri.
- Ken. - Ne var?
Ken.
Piyade Ken ismini duymadığını söyleme lütfen. Ta kendisiyim.
Now, don't tell me you've never heard of "Jarhead Ken." That's me.
Piyade Ken
Jarhead Ken.
- Piyade Ken mi?
Jarhead Ken?
Ken, dur!
Ken, stop!
Piyade Ken hiçbir şeyi karşılıksız bırakmaz.
Jarhead Ken leaves no stone unturned.
- Bugün Ken'in favori yemeğinden yaptım.
Today is Ken's favorite curry.
Ve sen de mantıken pankreasla bağlantılı sıradan bir ağrı olduğunu düşünmüşsün.
So he said, logically, it was a pain associated with pancreatitis.
Hadi ama Kenn.
Come on, Ken.
Ne kanıtı Ken?
What proof, Ken?
Tabi ki kıyaslarım, Ken.
Of course I am, Ken.
Seninle telefonda konuşmuştuk.
I'm Ken.
Hadi Ken!
Come on, Ken!
Ken, sen misin?
Is that you, Ken?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]