English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ K ] / Komiser bey

Komiser bey tradutor Inglês

161 parallel translation
- Komiser bey!
- Señor Capitán!
Bir saniye, Komiser Bey.
Just a moment, lieutenant.
Komiser Bey, onu ne yazık ki kurtaramadık.
We couldn't save him, lieutenant.
Merhaba Komiser Bey.
Oh, hello, lieutenant.
- Emin olun Komiser Bey.
- He sure is, lieutenant.
Selam komiser bey. Biz de çamaşır asıyorduk.
Hello, Sarge, just doing a little laundry, see?
Daha önce de telefon açtım komiser bey, şikayetim iki saat önce kaydedildi. İzinleri sizin otoritenizin desteği ile iptal edilebilir!
My complaint has already been reported.
Affedin komiser bey.
Triumphal arches for whores?
- Rezilce, tam bir rezillik komiser bey!
What position is the model in?
Bütün kadınlık özellikleri açıkta! Onurum üzerine komiser bey. Topları...
With the her motherly attributes bared to the sun!
Her geçen saat komiser bey, ahlaki zarar artmakta!
That billboard must be banned!
Günaydın, Komiser Bey.
Oh, good morning, inspector.
Bu defa yanılmış olamam, Komiser Bey.
This time there is no mistake, inspector.
Bir dakika, Komiser Bey.
- Just one moment, inspector.
Uyuyordum, Komiser Bey.
I was fast asleep, inspector.
Sırtınıza dayanmış bir hafif makineli ile duvara karşı beklediniz mi hiç komiser bey?
Have you ever been up against a wall with a submachine gun in your back?
- Evet anlıyorum, komiser bey.
- Yes, I quite understand, sergeant.
- Olay çok basit, Komiser Bey. - Öyle mi düşünüyorsunuz?
It's very easy, commissioner.
Komiser bey!
Commissioner!
- Komiser bey! - Git!
- Commissioner!
- Komiser Bey. - Kes lan!
Shut up.
İyi ama Komiser Bey, benim atım öldü.
But my horse died.
Her gölgede durulur mu, lan? ! Komiser Bey idare edelim.
You don't put your cart on every shady spot.
Bunların hepsi suç. - Benim atım öldü, Komiser Bey.
- My horse died.
- Komiser Bey. - Komiser'den başlatma lan!
Shut the fuck up.
Komiser bey...
- Inspector, listen... - Inspector, please...
Komiser bey?
Inspector?
O iş için oradalar Komiser Bey.
That's what they're there for, Lieutenant.
Haydi Komiser Bey, yukarıya!
Up, up, up. Pull it up.
Harikasınız Komiser Bey!
That was brilliant, Lieutenant.
- Hep beklerim Komiser Bey.
- Any time. Any time, Lieutenant.
- Komiser Bey, ben sizi görmeye geldim.
I came to see you. - Well, what?
- Komiser Bey, bu çok önemli.
- This is very important.
- Biliyorum. - Komiser Bey, elimden bir şey gelmiyor.
- I can't do anything with her.
Komiser Bey, siz de biliyorsunuz.
Lieutenant, you know it's true!
Lütfen, komiser bey.
Please, Inspector.
Komiser bey.
Inspector.
Komiser bey, delil elimde.
Inspector, I have the proof.
Bakın Komiser Bey. Eminim bir hata var.
Inspector, there must be a mistake.
Komiser Bey, Bakan'ı aradınız mı?
Did you call the Home Secretary?
- Biraz daha kalacağım Komiser Bey.
- A bit longer.
- Komiser bey!
Inspect her yourself.
Bu bey Komiser Millett.
This is Inspector Millett.
Komiser ya da Memur Bey'e konuşmamıştın.
And you wouldn't talk for the Lieutenant or the Commissioner.
İzin verin komiser bey, pozun göstermek istiyorum.
Really filthy!
Halimi düşünün komiser bey, bu bacaklar beş pencereyi de kaplıyorlar!
I live in a flat which has five windows.
Lütfen, Komiser Bey!
No, please, inspector.
Bu bey, Komiser Juve!
This is chief Juve.
Tamam, Memur Bey. Kocası. Özür dilerim, Komiser.
[Columbo] Uh, it's, uh... it's all right, Offlcer This is her husband
Bu bey Komiser Soshnick ve yardımcısı McAfee.
This is Lt. Soshnick and Sgt. McAfee.
- Aklımda Komiser Bey.
- I won't forget.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]