English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ K ] / Konusmuyor

Konusmuyor tradutor Inglês

3,106 parallel translation
- Konuşmuyor, sorun çıkarmıyor.
- No talking, no problems.
Diğer hatta memur Daniels'la konuşmuyor musunuz?
You haven't been talking to Officer Daniels on the other line?
Biz konuşmuyor muyuz?
And we don't?
Kardeşim diktatörlükten başka birşey konuşmuyor.
My brother doesn't talk about anything else except this dictatorship.
Neden kimse konuşmuyor?
Why nobody speak up?
Evet. Böylece sizin gibi kahpeler arkamdan konuşmuyor.
Yeah, so twig bitches like you don't do it behind my back.
Ödevlerinde yardıma ihtiyaçları yoksa oğlanlar benimle konuşmuyor.
Boys don't talk to me unless they need help with their homework.
Artık benimle konuşmuyor.
Look, he's not talking to me. We had a falling out.
Kimseyle konuşmuyor.
He's not really talking to anyone.
Özür dilerim, burada yüksek sesle konuşmuyor musunuz?
Mm-hmm. Oh, I'm rrrry. Do you not say that out loud around here?
Bu cevabını bilmediğim bir soru, ve bu konuyu açtığımda konuşmuyor.
That ls a question for which I do not have the answer, and he is not forthcoming when I mention it.
Cidden benimle konuşmuyor musun?
Really, you're not talking to me now?
Ama benimle konuşmuyor bile.
And she won't even talk to me.
Kiralık katiller konuşmuyor.
The goons ain't talking.
Benim kızım da benimle konuşmuyor.
Well, my girl doesn't talk to me either.
Babasıyla konuşmuyor.
He doesn't speak to his father.
Konuşmuyor onlar.
They don't speak.
Bana pek konuşmuyor artık.
She doesn't really speak to me any more.
Neden artık konuşmuyor?
- Why won't it talk anymore?
Benimle hiçbir şey yapmak istemiyor ve içine kapanıp konuşmuyor.
She doesn't want to do stuff. I think she's holding back something.
Konuşmuyor ama.
She's not talking.
- Tıpkı arkadaşınla konuşmuyor oluşunuz gibi.
Like you and your friend aren't speaking to each other. What?
- O pek konuşmuyor.
- She does not say much.
Hâlâ konuşmuyor musunuz? - Lan?
- You guys still not talking?
Niye hiçbir fikrim yok ama ingilizce konuşmuyor.
She stopped speaking english. I have no idea why.
Carol hâlâ benimle konuşmuyor.
Carol still won't speak to me.
- Halletmen gereken bir şey var Ezra Krane'ın bildiği bir şey var, ama konuşmuyor.
Any way you cut the sandwich, Ezra Krane knows something- - he's just not talking.
İngilizce konuşmuyor muyum ben?
What, am I not speaking English?
Neredeyse hiç konuşmuyor benimle.
Barely talks to me.
Seninle konuşmuyor.
He's not talking to you.
Ve neden adamın konuşmuyor?
And why won't your men talk?
Hiç kimseyle konuşmuyor.
She never talks to anybody.
Hiç kimse onunla konuşmuyor.
No one even talks to her.
- Konuşmuyor.
Keeping her mouth shut.
Adam konuşmuyor.
The guy won't talk.
Hatta Adli Tıptan Ellen'ın seninle konuşmuyor oluşunu da hesaba katarsak daha zor.
It'll be even tougher considering Ellen in Forensics isn't speaking to you.
Teşekkürler. Annesi hakkında iyi bir şeyler söyledin ve şimdi seninle konuşmuyor? Ne?
Thank you.
Şimdi benimle konuşmuyor.
Now she's not talking to me.
Hala benimle konuşmuyor musun?
Are you still not talking to me?
Neden konuşmuyor?
Why isn't... why isn't she talking?
Lana'nın ailesi artık onunla konuşmuyor.
Lana's parents don't speak to her anymore.
Neden Bayan Biftek konuşmuyor?
Why don't you talk to Mrs. Steak?
Konuşmuyor ama benim yüzümden.
She doesn't... But it's my fault.
Benimle konuşmuyor.
He doesn't talk to me.
Ama artık benle konuşmuyor.
But he doesn't talk to me anymore.
Hamilelik olayı çok üzücü ve ona geçmişi hatırlatıyor. - Bizden kimseyle konuşmuyor ama Jake ona yardım ediyor. Ben- -
- It's tragic, and given her past, I- -
- O zaman bir şey yap. Arkadaşlarıyla konuşmuyor. İçine kapanmış durumda.
She's not talking to her friends, she's shut down, she's practically dissociative, and you have a responsibility to do everything you can to help, and that means helping her stay clean.
Bizimle ya da babasıyla konuşmuyor olabilir ama birileriyle konuşmak zorunda.
Okay, she might not be talking to us or her dad, but she's gotta be talking to somebody.
"Sadece sen ve binbaşı biliyorsunuz ve o da konuşmuyor."
"inside that office. " only you and the major know, and he's not talking.
Hayat kadınları ile iş görüşmesi yaparken onlarla seks hakkında konuşmuyor musun?
You're interviewing hookers but not going to talk to them about sex?
Halkın Temsilcisi hiç konuşmuyor.
The People's Representative is not talking at all

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]